Evsizlerimize Dair Kısa Rapor: Durum Tespiti ve Taleplerimiz
DURUM TESPİTİ:
- Evsizlerimizin gündelik hayatı, sıkıntıları, çileleri
- Sokaklarda, parklarda, yıkıntı köşelerinde, cami avlularında yaz kış gece gündüz demeden çok ağır şartlarda yaşam mücadelesi veren, şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan, üşüyen, donarak ölen, hastalanan, aç biçare durumdaki barınmasız, evsiz insanlarımıza toplum ve devlet tarafından yeterli ilgi ne yazık ki gösterilmemektedir.
- Sokakta yaşam savaşı veren, evsiz insanlarımızın üstü başı perişan olduğundan dolayı lokanta, çay ocağı, kafeterya gibi mekanlara da genelde kabul edilmezler, bankamatik kabinlerinden dahi çıkarılırlar, otogar, istasyon gibi mekanlarda hatta cami avlularında bile kalmalarına izin verilmez.
- Evsiz insanlarımızın önemli bir bölümünün akıl sağlığı yerinde değildir. Farklı sebeplerle evsiz kalmış, umutsuzluk ve çaresizlik içinde birkaç gecesini bile sokakta geçirmek durumunda kalan, sokağın tüm acımasızlığı ve zalimliği ile yüzleşen akıl sağlığı yerinde birinin psikolojisinin ne hale geleceği göz önüne getirilmelidir.
- Sokaklarda yaşayan binlerce evsiz insanımızdan biri, Fatih Kocamustafa Paşa parkında yaşayan 63 yaşındaki Şerafettin Akgün 01.01.2011 tarihinde yılbaşı gecesi yeni yılın ilk saatlerinde donarak öldü.[1] Bu sene erken gelen soğuklar 16 Ekim günü İstanbul Şişli’de bir evsiz vatandaşımızın canını aldı bile.[2]
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi normal zamanlarda 18-60 yaş arası evsizlere yönelik ne yazık ki hiç bir barınma yeri sağlamadığı gibi dondurucu kış günlerinde evsizleri geçici de olsa bir barınakta toplamak için -4 dereceyi beklemektedir. Konuyla ilgili görüş alınan Avrupa Acil Tıp Birliği Başkan Vekili ve Herkes İçin Sağlık Derneği Başkanı Dr. Ülkümen Rodoplu şunları söylemiştir: “Evsiz, yaşlı veya kronik bir hastalığı olan kişi artı üç derecede dahi donabilir. Eksi dört dereceyi beklemek doğru değil. Uygulama artı bir derecede başlamalı.” Donma ya da donmaya yakın ısılarda vücut ısısının düşmesi anlamına gelen hipoterminin bazı risk grupları için çok tehlikeli olabileceğine dikkat çeken Rodoplu, 65 yaş üstü yaşlılar ile şeker, yüksek tansiyon, kalp ve damar hastalığı olanların ve 8 yaş altı çocukların daha büyük risk altında olduklarına dikkat çekmiştir: “Vücut ısısı yaklaşık 37 santigrad derece olarak kabul edilir. Bir insanın ısı kaybı başladığında vücudun standart ısı seviyesi düşer. 28-30 derecede bilinç kaybı, daha aşağı düşüşlerde ölüm gerçekleşir.”[3]
- Sokakta yaşayan evsiz insanlarımız basında genelde sadece donarak ölümler olduğu zaman haber oluyor. Şu unutulmamalı ki evsiz insanlarımız yılın 365 günü büyük sıkıntılar yaşıyor, açlık ve hastalıkla boğuşuyor, yağmurda ıslanıyor, şiddet görüyor, sapıkların tecavüzüne uğruyor, bazen kullanacakları ücretsiz tuvalet bile bulamıyor ve dondurucu soğuklarda donarak ölüyorlar. Hele hele sokakta yaşayanlar arasındaki akıl ruh sağlığı yerinde olmayan evsiz insanlarımızsa daha da zor bir yaşam mücadelesi veriyor. Dertlerini bile anlatamıyorlar. Kötülüklerden zor şartlardan nasıl korunabileceklerini, insanlardan nasıl yardım isteyebileceklerini dahi bilmiyorlar.
- Evsizlerin kiminin kendi istekleriyle sokakta kalmak istediği söylenir. Israrla sokakta kalmak istiyorlar denen evsizler, ciddi derecede akıl ruh sağlığı bozuk olmuş olan evsizlerimiz arasında olabilmektedir. Daha önce bazıları akıl ruh sağlığı hastanelerinde, psikiyatri servislerinde kendilerine hapis hayatı gibi gelen bir hayat yaşadıkları, belki gereken ilgiyi göremediği ve rahat hareket edemedikleri için, yeniden o koşullarda yaşamaya zorlanacaklarını düşünerek sokaktan alınmaya karşı çıktıkları olabiliyor. Ama şu bir gerçek ki, evsizler için 365 gün hizmet veren bir tesis, bir merkez mevcut değil. Yani ortada bir tesis varmış da bu insanlar oraya gitmeyip sokakta kalmayı tercih ediyor değiller. Önce bu yerlerin varlığı ve devamlılığı sağlanmalı. Ayrıca akıl ruh sağlığı ileri derecede bozuk insanlarımızın bazılarının, ısrarla yardımı reddetmelerine aldırış etmeden, gerektiğinde sevgi ve şefkatle, uzmanlardan destek alarak zorlama da yapılmalı ama polisle korkutulmamalı. Tedavi ve rehabilitasyonları zorla sağlanmalı. Tıpkı küçük bebekler gibi çocuklar gibi düşünmeliyiz, çocukları istemiyor diye kendi haline bırakmadığımız gibi, bu evsizlerimizi de kendi haline bırakmamalıyız.
- Evsizlerin sayısı:
- Evsizlerle ilgili resmi bir araştırma yok. Evsizlerle ilgili düzenli çalışma yapan tek sivil toplum kuruluşu olan Şefkat Der gönüllülerinin 15 yıllık çalışmalarına dayanarak yaptıkları tahminlere göre İstanbul’da 7 bin ila 10 bin arasında, Türkiye genelinde de 70 binden fazla evsiz vatandaşımız vardır.
- Evsizlerin sayısına dair fikir verebilecek bir nesnel veri 2011 Ocak ayından Mart ayının başına kadar İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin soğuktan koruma amacıyla Alibeyköy Tevfik Aydeniz Spor Salonu’nda misafir etmiş olduğunu duyurduğu evsiz sayısıdır. Belediye kendi internet sayfasında 7 Mart 2011 tarihli bir haberde şöyle demektedir: “Ocak ayından itibaren kendi isteğiyle gelip kendi isteği ile ayrılan 2187 vatandaşa hizmet verildi.”[4]
- Şefkat Der başkanı Hayrettin Bulan’a sözü bırakacak olursak: “İki yıl önceki kış mevsiminde, İstanbul’da sokakta yaşayan evsizlerimizin binden fazlası Alibeyköy’deki spor salonuna toplanabilmişti. Ama biz bu toplanan rakamların ancak onda bir olabileceğini düşünüyoruz. Görevlilerin ileri derecede akıl ruh sağlığı bozuk evsizleri ikna edemedikleri için sokakta bıraktığı çok oldu. Gizli evsizlerin çoğu da zaten spor salonlarında yoktu. Türkiye genelindeki verilerin de sokaktaki yaşlılar, yetişkinler, gençler, çocuklar dahil 70 bin altında olacağını düşünmüyoruz. Hele hele gizli evsizlerin varlığı da düşünüldüğünde bu rakamların çok daha üzerine çıkılır. Gizli evsizlerin, evsiz olduğu kıyafetlerinden belli olmaz, üstleri başları daha kötü derecelere ulaşmamıştır, çeşitli ekonomik sorunlar, ailevi problemler, işsizlik vb. sokaklarda yaşamaya başlatmıştır. Geç saatlere kadar açık çay ocağı, simit evleri, kahveler vb. mekanları, hastane acil servilerini kullanırlar, şartları düzelmezse sokakların kalıcı evsizleri arasına girerler.”
- Ne yazık ki devletin evsizlere yönelik düzenli ve sürekli bir faaliyeti yok:
- Türkiye’de sokakta yaşayan evsizlerle ilgili hiçbir zaman düzenli, insan haklarına uygun, sosyal devlet olmaya yaraşır bir çalışma yapılamamıştır. SHÇEK’in, valilikler, belediyeler ya da kaymakamlıkların süreklilik arzeden düzenli bir çalışması olmamıştır. İstanbul’da şimdiye kadar sadece Beyoğlu kaymakamlığı bir evsizler evi açmıştı ama burası kapasitesi bakımdan oldukça yetersizdi ve evsizlere 15 gün süre veriliyordu. Uzun süredir de tamirat var diye evsizlere kapısını kapalı tuttu. Son dönemlerde de yönlendirilen hiç bir evsizi kabul etmediler.
- Ankara valiliğinin 2009 yılında başlattığı, 2010 yılında genişletmiş olduğu proje eksiklerine rağmen önemlidir. Bir otelin kiralanmış ve evsizlere hizmet vermesi sağlanmıştır. Kapasitesinin azlığı, kalma imkanının sürekli olmaması ve asıl olarak kış ayları için düşünülmüş olmasına rağmen önemli bir örnektir.
- Özellikle 18-60 yaş arası barınmasız evsizlerimiz için hiçbir güvence bulunmamaktadır. 18 yaş altı gençler tüm olumsuz koşullara ve yer darlığına rağmen devlete bağlı yetiştirme yurtlarında, 60 yaş üzeri yaşlılarımızın ise huzur evlerinde kalmaya hakları var. Fakat 18-60 yaş arasındaki vatandaşlarımızın böyle bir hakkı söz konusu dahi değil.
- Sokakta yaşayan barınmasız insanlarımızla alakalı yapmış olduğumuz ihbarlara karşılık ilgili görevliler geç gidiyor, hemen müdahale etmiyor, ihbar tarihinden günler sonra bimekan insanın olduğu yere gittiklerinde ise “yerinde yoktu” denilerek tekrar gidilmiyor. Günler sonra gittiklerinde bimekan kişi hala oradaysa bu seferde “ikna edemedik” deniliyor. Çoğunun akıl ruh sağlığı yerinde değil, zeka engelli. Bu konuda ilgili görevlinin ruhsal yada zeka engelli olan kişinin rızasına bakmadan, devletin sosyal ilkesini yerine getirmesi gerekiyor ve o bimekan kişiyi emniyet, sağlık görevlilerinin yardımı ile ilk önce ilgili psikiyatri merkezine ya da uygun bir rehabilitasyon merkezine yerleştirmesi gerekiyor.
- Bimekan insanlarımızla alakalı emniyete giden ihbarları değerlendiren polis ekipleri evsiz insanlarımızı yerleştirecek psikiyatri servisi, rehabilitasyon merkezi bulamadığı için tekrar sokağa bırakıyor. Psikiyatri servisleri kimsesiz ve meczup olması nedeniyle çoğu zaman bu insanlarımızı hastaneye almıyorlar.
- Sivil toplum faaliyeti:
- Türkiye’de sokakta yaşayan evsiz insanlarımız için Şefkat-Der’in yaptığı, organize ettiği mütevazi etkinliklerden başka bir faaliyet tespit edemedik. Türkiye’de sokakta yaşayan evsizler için başka bir dernek ya da vakıf yok. Ama sokakta yaşayan çocuklar ile ilgili Umut Çocukları Derneği gibi birkaç dernek var.
TALEPLER:
- Evsizlerimiz için kalıcı olarak valilik ve belediye işbirliği ile evsizler evi ya da evsizler yurdu isimlerinin verebileceği tesislerin açılması ve 365 gün 24 saat boyunca hizmet vermesi. Bu tesislerde evsizlerin bakım, tedavi ve rehabilitasyonlarının sosyal hizmet uzmanları ve psikologlarca yapılması, üç öğün yemek verilmesi ve bu mekanlarda koşulsuz ve süresiz kalma imkanının sunulması. İstanbul özelinde konuşmak gerekirse İBB’nin soğuk kış aylarında spor salonunda verdiği hizmetin kalıcılaştırılması, 365 güne çıkarılması ve niteliğinin iyileştirilmesi.
- Bunlar açılıncaya kadar, valilik, il sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfı ya da il özel idaresi tarafından bina veya otellerin kiralanıp soğuk kış aylarına girdiğimiz şu günlerde acilen faaliyete sokulması.
- Sokakta yaşayan insanlarımızı 24 saat telefonla yetkililere bildirebileceğimiz bir telefon servisinin sağlanması, bu servisin sağlık ve sosyal hizmet uzmanları, kolluk güçleri ve kurulması önerilen Evsiz Yurtlarıyla koordineli çalışması.
- Farklı ihtiyaçlar için farklı yurtlar: Sokakta yaşayan evsiz insanlarımız bazen yalnız bir kadın ya da yalnız bir erkek olabildiği gibi bazen çocukları da yanında olan bir kadın ya da bir erkek, bazen karı koca, bazen de çocuklarıyla birlikte sokakta kalan bir aile olabiliyor. Evsiz yurtları bu durum göz önünde bulundurularak kurulmalı ve organize edilmeli. Örneğin sokakta kalan evsiz bir kadının yanında 15-16 yaşında oğlan çocuğu olabiliyor. Bu durumda olan insanlarımızın da çocuklarından ve ailesinden ayrı bırakılmayacağı şekilde bir hizmet modeli sunulmalıdır. Bazı evsiz kadınlar güç bela boş yer sağlanan kadın sığınma evlerine yerleştirilmeye çalışılsa bile yanında yaşı biraz büyük erkek çocuğu olduğu zaman kadın sığınma evleri de kapılarını bu insanlarımıza kapatmaktadır.
- Aileler ve yalnızlar – madde bağımlısı olanlar için ayrı evler: Evsizler için cinsiyet ve özel durumlarına göre ayrı ayrı hizmetler sunulabilecek farklı evsiz yurtları kurulmalıdır. Dünyada bazı ülkelerde evsizler için kadın ve erkekler için ayrı ayrı evsizler yurtları, açıldığı gibi alkol ve madde bağımlısı evsizler için de farklı mekanlar oluşturulmaktadır.
- Ruh sağlığı bozuk evsizler için: İl sağlık müdürlükleri ve bunlara bağlı akıl ruh sinir hastalıkları hizmeti veren hastanelerde, sokaktaki evsiz insanlarımızın yer yok diye kabul edilmemesiyle ilgili sorunlar acilen giderilmelidir. Sokakta yaşayan evsiz insanlarımızın bir bölümü akıl ruh sağlığı yerinde olmadığı için bu insanlarımızın emniyet, jandarma, zabıta, SHÇEK, sağlık görevlileri vb. tarafından ilk etapta akıl ruh sağlığı yönünden tedavilerinin sağlanması için yatılı ruh sağlığı hizmetleri veren uygun hastanelere götürmelidirler. Söz konusu evsizlerimizin ilgili hastanelere yatırılıp ücretsiz olarak tedavi ettirilmesi, ardından ruhsal özürlü kapsamında SHÇEK bünyesindeki sosyal bakım merkezlerine yerleştirilmeleri gerekmektedir. Sağlık bakanlığının ilgili yönetmeliklerinde bu hususlar belirtilmekle birlikte uygulamada ciddi sıkıntılar mevcuttur.
[1] http://www.zaman.com.tr/multimedya.do?tur=video&aktifgaleri=9313
[2] http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1066664&Date=17.10.2011&CategoryID=77
[3] http://gundem.milliyet.com.tr/insanlik-icin-eksi-4-derece-bekleniyor-/guncel/gundemdetay/06.01.2011/1335423/default.htm
[4] http://www.ibb.gov.tr/tr-TR/Pages/Haber.aspx?NewsID=19202