Belgesel “Çöp”
çok sarsıcı, çok acayip, çok yıpratıcı, çok “müthiş” bir kısa belgesel.
düşündürttüğü, hissettirdiği, acıttığı çok şey var.
kimseyi koşullamamak, bu garip tecrübeyle aranıza girmemek için kendime saklayayım. bilahare alta yorum olarak yazarım.
izleyelim, izlettirelim, utanalım, gereğini yapalım.
yönetmen Burak Türten’e tebrikler.
Fatih Akın’ın da Cennetteki Çöplük belgeseli var, internette bulamadım, torrent morrent gören varsa söylesin.
http://www.imdb.com/title/tt1205487/?ref_=fn_al_tt_1
belgeseldeki konu sistemin halı altı ettiği, şehir hayatında gözlemlemesi zor bir mesele eyvallah. ama ben belgeseli sıkıntılı buldum. bize bi trajedi anlatmak, en derin acıma duygularımızı uyandırmak bir belgeselin, bir anlatının dili olmamalı bence. belgesel boyunca neredeyse kurulan her cümlede acıma yanımız harekete geçirilmeye çalışılıyor. sorunun mikro düzlemde incelenmesi sorun değil ancak birilerinin hayat biçimi haline getirilmiş bu sorun, buradakinin de hayat olduğu gerçeği bastırılarak, sadece bi can çekişme hali olduğu hissettirilerek iyi bir belgesel yapamayız.
bu anlatıda olanların da bizim yanlış biçimde kurduğumuz “hayır kültürü”yle yakından alakalı olduğunu düşünüyorum. hayır kültürü, tam da acıma duyguları harekete geçirilerek gelen bir bahşetme hali.
belgeselin sürekli üzerinde durduğu çöpte çalışanların hayatlarının ne kötü ne berbat olduğu vurgusu biraz azaltılıp, adaleti harekete geçirecek duygularımıza daha fazla seslenilse, bu belgesel çok daha iyi olurdu kanısındayım.
yine de belgeseli yapan arkadaşın emeğine sağlık, gerçekten çıplak gözle görmesi çok zor buralarda olanları.