Tagged: mustafa emin büyükcoşkun
Sabırsızlık zamanlarındayız. Dünyanın dört bir yanında, şehirlerde, ahalinin kıyama durduğu, iktidarlara baş kaldırdığı momentlere tanıklık ediyoruz. Şehrin, bağımsız bir aktör olarak muhalefette rol oynadığı, şehir meselesinin aktif olarak gündeme geldiği, tartışmalara zemin olduğu bir...
Express’in Haziran-Temmuz 2013 tarihli 136. sayısında arkadaşımız Mustafa Emin Büyükcoşkun, Platformumuz özelinde Gezi, İslamcılık, Muhalefet gibi bağlamlar üzerine konuştu. Röportaj: AYŞE ÇAVDAR Gezi’de Miraç Kandili… “Müslüman çocuklar” abilerini, ablalarını, babalarını şaşırtmakla kalmadı, onları hiç...
Halk deyişi falan değilmiş, apaçık bir hakikatmış meğer. “Kahrından ölmek” diye bir şey varmış abiler, bugün ben bunu gördüm Fadime Ayvalıtaş’ın cenazesinde. Hani şu Gezi’de, 1 Mayıs Mahallesi’nde can veren Mehmet’in anası. Yoksulluğa, kentsel...
IMC TV’de yayınlanan Marje Programı’na, 29 Haziran 2013 tarihinde platformumuz üyelerinden Bedri Soylu ve Mustafa Emin Büyükcoşkun konuk oldular. Gezi parkı eylemlerinden, Emek ve Adalet Platformu ve faaliyetlerine kadar bir çok soruyu yanıtladılar. İlginize sunuyoruz.
Taksim direnişi, mütedeyyin kesimlerde ciddi bir panik ve endişe yarattı. Ellerinde Türk bayrakları, Ata posterleriyle “Mustafa Kemalin askerleriyiz” sloganları atan, başörtülü kadınları taciz eden bu kitlenin ulusalcı bir kalkışma resmi olarak algılanması, mahallelerde tencere-tava...
Taksim meydanında süren inşaat bahanesiyle, bu yıl Taksim’de 1 Mayıs miting ve yürüyüşünün yasaklanması, sendikaların ve kitle örgütlerinin bu karara direnmesi merkez medyada “inat” olarak yorumlandı. Kâr ve fayda üzerinden işleyen rasyonel akla göre...
İslamcılığı tanımlamak ve tartışmak oldukça zor. Belki en başta İslamcılıktan değil, İslamcılıklardan bahsettiğimizi hatırlamakta fayda var. Bu sunumda ben İslamcılığı tartışmak yerine, bugün İslamcılık tecrübesinin bize önerebileceğinden bahsetmeye çalışacağım. Klasik dönem İslamcılığının Hamid gibi...
Her maden kazasından sonra siyasetçilerin, sorumluların, işverenin muhakkak söylediği bir kelime vardır, “Kader!”. Yaşanan ölümlerin“kaza” olarak adlandırılması kadar, vakanın “kader” kavramıyla da açıklanması, sekülerlik iddiasındaki siyasal ve iktisadi bir rejim açısından manidar olsa gerek....
Dokuz yaşındaydım. Annemin elini sımsıkı tutmuş Beyazıt’tan Aksaray’a doğru akan binlerce başörtülü ablanın arasında düşe kalka ilerlemeye çalışırken, Laleli’de Edebiyat Fakültesi’nin avlusundaki devrimci ağabeylerin, ablaların su sloganı hala kulaklarımda çınlar: ‘Zulme karşı omuz omuza!’ Aradan beş...