Tagged: Muhafazakarlık

Şu Bizim Başörtüsü Mevzusu

12 yaşında aile teşviki ile başımı örtmüştüm ilk (dur kardeşim hemen heyecanlanma, aile baskısıyla örtünmek değil tam olarak onu demiyorum). Her aile çocuğuna iyiyi, doğruyu ve de bildiği güzeli öğretir. Bu kimi aile için...

AKP’nin Ailesi

Cem Yılmaz’ın son filmi, insan olmaya çalışan bir robotun hikayesi. Robot, bir vesile 1960’lara ışınlandıktan sonra, burada aşkla tanışıyor ve insan olmanın bir yolunu buluyor. Fakat, tek başına aşk değil, kaybolmuş mahalle, ilişkiler, insani...

Halil İbrahim Yenigün Yanıtladı: “Türkiye Gençliği Sekülerleşiyor Mu?”

Üyemiz Halil İbrahim Yenigün’ün Sivil Sayfalar’da yayınlanan röportajını ilginize sunuyoruz. http://www.sivilsayfalar.org/2018/03/12/turkiye-gencligi-sekulerlesiyor-mu-halil-ibrahim-yenigun-yanitladi/ Türkiye gençliği sekülerleşiyor mu? Bir süredir “Sekülerleşiyoruz!/Muhafazakarlaşıyoruz” tartışmalarına tanıklık ediyoruz. Özellikle de gençlerin sekülerleşip sekülerleşmediğini ve bunun ne anlama geldiğini Halil İbrahim Yenigün’le...

Nefes mi, Kültürel İktidar mı?

i. Her ergen muhakkak ailesinden utanır bir gün. Aileden utanmanın psikolojik gerekçesini bilemem, belki sadece basit olarak ne olduğundan, kimliğinden utanmaktır mesele. Öyle ya, aile belli bir yaşa kadar görüp görebileceğin yegâne örnekliktir ve...

Dalkavuklar, Memurlar ve Medya Maymunları

“Tam odadan çıkacağı sırada Halit Bey’in bir gece evvel duvara astırdığı grafik, nazarı dikkatini çekti. Uzun uzun baktı: – Demek böyle ha! – Evet efendim, bilhassa sinema saatlerinde ve öğle yemeklerinde saat ayarları hatırlanır....

Fırat Mollaer: Tekno-Muhafazakâr Holdingler Kıyamet Alameti

Fırat Mollaer, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi SBF’nde Öğretim Görevlisidir. Nurettin Topçu düşüncesi ve muhafazakârlık üzerine çalışmaları bulunmaktadır. Ankara Emek ve Adalet Platformu olarak 16 Mayıs Cuma günü kendisiyle gerçekleştirdiğimiz söyleşiden notları ilginize sunuyoruz. TEKNO-MUHAFAZAKAR HOLDİNGLER...

Fırat Mollaer’le yeni “Üç Tarz-ı Siyaset” üzerine

Türkiye’deki kültürel yarılmanın politik yarılmaya hiçbir kayba uğramadan taşınması sahici saflaşmaların seslerinin kısılmasına yol açıyor. Merkez-çevre dikotomisine yerleştirilen laik-muhafazakar kamplaşması, muhafazakar kampta yer aldığı farz edilen sistemin kazananlarıyla kaybedenlerini aynı torbaya doldurarak siyasi arenaya...