Mücahit Bilici ile Risale-i Nur Metinlerinin Yeniden Düşünülmesi – Söyleşi

mücahitbilici

Büromuzda 24 Ağustos Cumartesi akşamı Saat 19:30’da Mücahit Bilici’yi ağırlıyoruz. Türkiye’de Risale-i Nur metinlerinin yeniden okunabilmesinin imkanları üzerine konuşacağız.

Batılılaşmanın siyasal egemenliğinin toplumsal çeşitliliğimiz ve geleneğimiz üzerine yıpratıcı etkilerle yöneldiği tarihsel bir kavşakta, Müslüman toplulukların asli meselelerine doğrudan yönelen bir karşı-çıkış ve yeniden kuruluş olarak Said Nursi’nin çabasının önemli olduğuna inanıyoruz. Bu kritik kavşakta, İslamın yaşanabilirliğine yönelen saldırılara karşı verdiği cevaplarla Türkiye İslamcılığının ana-akımlarından birine kaynaklık eden gayretin, bugünün şartlarında da asli meselelerimize cevap üretecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyoruz.

İmanı kurtarma gayreti etrafında kendini biriktiren bir geleneğin, iman ve adalet arasında kurduğu bağı ve bu bağın bugünün meselelerine yönelik bize açtığı imkana eğilmek istiyoruz.

Mücahit Bilici’nin yayınları için: http://mucahitbilici.net/

Yer: Kıztaşı Meydanı, Turnalı İşhanı, No:13 Kat:4 Fatih

5 Responses

  1. bedri dedi ki:

    Mücahit Bilici benim için ufuk açıcı şeyler söyledi sağolsun, bilgilendirici ve güzel bir muhabbetti.

    benim için şu cümle “İmanı kurtarma gayreti etrafında kendini biriktiren bir geleneğin” retorikten öteye gidememiş henüz. Gidebilir ama.

    Bu tip okumalar dinletiler her türlü istifade edilesi şeyler. Teşekkürler.

  2. Ş.Ünal dedi ki:

    Sayın Bedri bey kardeşim. ( Bence hala nurcu okuma sistemi itikatı ve imanın mahiyetini bozan bir çizgide gitmeye devam ediyor. Nihayetinde bu gelenek bence milletin kimyasını altüst edip sistem içi itaatkar ve çıkarcı bir tipolojiyi üretmiştir.) ifadelerin fevkalade sorumsuzca ve tahkiksiz kişiyi sorumluluk altına sokacak bir beyandır. İslam aleminde genel kabul görmüş takdir edilmiş ve ehlince de üzerinde akademik çalışmalar yürütülen bir konuda bu tarz beyanınıza başkaca bir şey denilemez. Tavsiyem bir zahmet peşin bakış açısından kapalı odadan kurtulup tahkik adına Risale-i Nurları okumanı isterim.

  3. Cüneyt dedi ki:

    Bedri bey’in tespiti doğru. Nitekim şu an risale cemaatleri arasında Şeriat taraftarı hiç bir yapı yada Şeriat nasıl olur? neden olmalıdır? Kur-an Sistemi nedir? Kur-an sisteminin özellikleri ve üstünlükleri nelerdir? hususlarında hiçbir gayret, hiçbir çalışma bulunmamaktadır. Hatta Risale okumaları da yetersiz ve sığ Kur-an’dan uzak devam etmektedir.

    Üstat: “Şeytanın ve siyasetin şerrinden Allah`a sığınırım”

    demiştir. Cemaatler Siyasetten sakınmışlardır. Ancak burda siyasetten Allah’a sığınırım demiyorki. Daha bunu bile anlamamışlardır.

    Velhasıl gözleri bağlanmıştır. Ahlaki olarak çok iyi insanlar olabilirler, ancak Şeriat olmadan tarikat(cemaat) olmaz! Şeriat olmadan nimet-külfet paylaşımında adalet sağlanmaz!

    Şeriat nedir?
    -Faizsiz kredileşme sisteminin kurulmasıdır.
    -Hukukta Hakemlik sisteminin kurulmasıdır.
    -Dayanışma ortaklıkları vasıtasıyla teminatlı çalışma sisteminin kurulmasıdır.

    Risale cemaatlaeirnin bu konuda fikri nedir? Yoktur. Dolayısıyla cahiliye döneminde yaşasalardı Peygamberimizin yanında yer alamayacak kadar sisteme adapte olmuş insanlar olacaklardı.

    Bedri bey’in tespiti doğru gözüküyor.

  4. esra nur dedi ki:

    bedri bey ve cüneyt beyin ifadeleri hakikaten Risaleinurlara ne kadar yabancı olduklarını gösteriyor. evet hicbir nur talebesi şeriat isteriz diye sokaklara dökülmez eger seriate yönelik calismalari yokturdan kasıt buysa. bunu yapmaz cünkü tarzı degildir ve asırda bunu kaldırmaz zaten. eger zahmet buyur ve Risaleinurlarn sayfalarını karıştırırlarsa faizden cok eşlilige kadin erkek arasındaki miras paylasımından yönetimde ehil olacak kimselerin tanımlarına kadar geniş bi yelpazede asrımıza uygun olarak ve aciklayici bir üslupla anlatlms SERIAT KANUNLARINI bulunacaktır.. bilginize..

  5. Cüneyt dedi ki:

    “ikra’ bismirabbikellezi ^halak”

    Burda neden Rab kullanılmış? Rab yerine Allah kullanmamasının sebebi nedir? Yalnız risale okuyan bunun cevabını veremez.

    Kur-an’da “men ensari ilallah?” geçer Hz.İsa’nın duası neden “men ensari lillah?” demiyor Hz.İsa?

    Buna ve bunun gibi hayati önem arz eden Kur-an’ın farkını ortaya koyan ifadelerden dahi habersiz bir bakış.

    Kur-an neden benzersiz? “Çünkü risalede öyle diyor, kur-an’da da öyle geçiyor.” bırakın lütfen bunları.

    Senelerce risaleyle haşir-neşir olmuş birisi olarak yazıyorum burda, bunu da belirteyim ayrıyeten.

    Üstat “Her tefsir bir perdedir” demiştir. Risale de bir perdedir. Hatası çoktur. Hatasız diyen hata eder.

    Sosyal olarak tefsirine girersek Kur-an’ın:

    Abdest toplum sağlığını korumak için gerekilidir. Salat topluluk olaşabilsin diye emredilmiştir. Günlük Namazlar Ocakta, haftalık Namaz Bucakta, Ramazan Bayramı Namazı İlde, Kurban Bayramı Namazı da Devlet Merkezinde kılınmalıdır. Namazı ikame etmekten mana, toplantı yapmaktır. Umre Haccın bir misali olarak Devlet Merkezinde, Hac ise İnsanlık Merkezi olan Mekkede olmalıdır. Oruç hem belirli ayda ay (şehr) olarak; hem de miktarı, zamanı kişiden kişiye ve hale göre değişecek şekilde sayı (eyyamen madudat) ile tanımlanabilen günlerde tutulmalıdır. Resul kelimesi genel yönetimin/yürütmenin başını, Rab kelimesi de yerel yönetimi ve başını gösterir. Zira yerel yönetimler ayrı bir tüzel kişilik olamayıp, hizmet birimleri olduklarından; ancak başkanları ile beraber kişilik kazanmakta ve Rab ile tesmiye edilmektedir, vs…

    Aynı bunun gibi her ilim Kur-an ile aydınlanır ve ancak usul-u fıkıh ile Kur-an ilim meczedilir. Vesselam

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir