8 MART’A; MÜCADELEYİ BÜYÜTMEYE!
Erkek iktidarın hayatımızın her alanına saldırdığı gerçeği bugün artık üzeri örtülemeyecek kadar aşikardır.
Kadınlar evde, üniversitede, işyerinde, sokakta ve her bir köşede erkekliğin zulmü ve baskısı altındayken bu mücadele artık bir var olma mücadelesidir!
Her gün en az üç kadının erkekler tarafından katledildiği, faillerin kahraman ilan edildiği bir ülkede, hayatlarımız hiç olmadığı kadar tehlikedeyken, bu bir yaşam mücadelesidir.
Bu mücadele; ev içinde emeği ve hayatı gaspedilen, hakları, özgürlükleri elinden alınan, şiddete maruz bırakılan tüm kadınların özgürlük mücadelesidir. ‘Kutsal’ ailelerde hiçe sayılan kadınların isyanıdır bu mücadele.
Bu mücadele; tacizi, cinsel ve psikolojik şiddeti meşrulaştırmaya çalışan, itibarlarından güç alarak bunların üstünü örtmeye çalışan tüm erkeklerin imtiyaz alanlarını yerle bir etme mücadelesidir.
Bu mücadele; kadınları en güvencesiz koşullarda çalıştıran, düşük ücretler karşılığında emeğini satmaya zorlayan sermaye düzenine karşı bir mücadeledir.
Bu mücadele; en temel haklarımızı güvence altına alan İstanbul Sözleşmesini dahi uygulamaktan geri duran, kadın katillerini, tacizcileri aklayan, türlü zulüm pratikleriyle erkekliği her gün yeniden inşa eden devlete karşı bir mücadeledir.
Bu mücadele; her fırsatta hedef gösterilen, nefret söylemine maruz bırakılan LGBT+ların eşitlik mücadelesidir.
Bu mücadele; başörtülü yada başörtüsüz kadınların müslümanlığı hakkında hüküm vermekten, onları hedef gösteren linç kampanyaları düzenlemekten geri durmayan, dini tekeline almış müstekbirlere karşı bir mücadeledir.
Bu mücadele; insanlık onurunu ayaklar altına alan çıplak arama gibi uygulamalarla cinsel şiddeti kurumsallaştıran sisteme ve bu gerçeği örtmek için kadınların ahlakına dil uzatanlara karşı bir mücadeledir.
Biz neye, kime karşı mücadele ettiğimizi çok iyi biliyoruz. Aklımızı, kararlarımızı, yaşamlarımızı her fırsatta yargılayan, mahkum eden ataerkiye karşı mücadelemizi her gün daha da büyütmekte kararlıyız.
Bu direnişin evlerde, sokaklarda, iş yerlerinde, okullarda, politik örgütlerde ve hayatın her bir alanında; üzerimizdeki ataerkil tahakküm yok olana kadar süreceğini biliyoruz.
Tüm sistematik saldırılara karşın, bizi sıkıştırmaya çalıştıkları tüm alanlarda daha çok bir araya geliyor, birbirimize omuz vererek dayanışmayı daha da büyütüyoruz.
Yaptıkları bütün “makbul” tanımlamaların ötesinde, düşündüklerinden daha fazla, daha güçlü ve daha öfkeli bir şekilde, kula kulluğa ve ataerkiye karşı şiarıyla 8 Mart’ta alanlardayız!
Biliyoruz ki bu düzen kadınların örgütlü mücadelesiyle değişecek, sen de gel öfkemizi de neşemizi de birlikte haykıralım!
8 Mart’ta 17.30’da kadın işçilerle birlikte Cevahir AVM önünde yapacağımız basın açıklamasından sonra, 18.30’da Taksim’e feminist gece yürüyüşüne geçiyoruz. Herkesi dayanışmaya, sokaklarda buluşmaya çağırıyoruz.
Ailenin, devletin, sermayenin kulu değiliz; asla olmayacağız!