Kuran’dan Notlar – Yahudi ve Hıristiyanlarla Dostluk
MAİDE 51: “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.”
Kuran’dan slogan devşirmek isteyen insanların sıkça kullandığı bir ayettir Maide 51. Ve bu haliyle bir barış dini olarak İslam’ı bir nefret dini haline getirir. Oysa 21. yüzyılda en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerden biri medeniyetler ve dinler arası barıştır.
Ayet gerçekten de tüm Yahudi ve tüm Hıristiyanları düşman edinmeyi mi emrediyor? Mantıken etmemesi lazım. Neo-con karakterinde bir Hıristiyan ya da Yahudi’ye düşman olmaya her vicdan sahibi insan onay verir. Yeryüzünü ifsad ettiler çünkü çarpık bir din anlayışıyla. Fakat bu ayetin her Yahudi ve Hıristiyan’ı düşman edinmeyi kastetmesi muhal, çünkü daha surenin başında, Maide 5’te Müslümanlara Yahudi ve Hıristiyan kadınlarla evlenmeye izin vermiş. Ayet şöyle:
MAİDE 5: “Bugün size iyi ve temiz şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal olduğu gibi, sizin yiyeceğiniz de onlara helâldir. Ve müminlerden iffetli hür kadınlar ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar, zina etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir şekilde mehirlerini ödediğiniz takdirde, size helâldir. Her kim imanı inkâr ederse, ameli boşa gitmiş olur ve o, ahirette zarara uğrayanlardandır.”
Yani eğer evlendiğim bir Ehl-i kitab’ı veli ve dost edinmeyeceksem, bu evlilik bir ırza geçme olarak anlaşılma durumunda ve bu muhal. Çünkü evlilik ilişkisinin temeli sevgi ve dostluktur.
Eğer derdimiz Kuran’dan slogan devşirmek değil de bir 21. yüzyıl uygarlığı yaratmak ise Kuran’ı tefekkür ederek okumalıyız. Ve tefekkürün önşartlarından biri de Kuran’ın cümlelerini bağlamından koparmamaktır.
Bağlamına uygun okuduğumuzdaysa Kuran, Maide 51’deki hükmün mantığını Maide 57 ve 58’de verir. Yani mutlak hüküm olarak anlaşılabilecek Maide 51’i onunla pasaj bütünlüğü olan diğer ayetlerle kısıtlar Kuran. Ve temiz bir vicdanın kabul edebileceği bir dostluk ve düşmanlık mantığı inşa eder. Ayetler şöyle:
MAİDE: 57 – “Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilmiş olanlardan ve kâfirlerden, dininizi alay ve eğlence konusu yapanları dost edinmeyin. Eğer (gerçekten) iman ediyorsanız, Allah’tan gereğince korkun.” 58 – “Namaza çağırdığınız zaman, onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum olmalarından dolayıdır.”
Bu ayetlere göre dost edinmememiz gereken Yahudi ve Hıristiyan sadece ve sadece dinimizi ve namazımızı alay ve eğlence konusu yapan Yahudi ve Hıristiyan’dır. Yoksa her Yahudi ve Hıristiyan değil.
Elbette ki Yahudi ve Hıristiyanlar arasında samimiyetsiz, ahlaki bozukluğu olan, dini güç ve çıkar için bir manivela olarak kullanan, sahtekarlık yapan insanlar vardır. Sure boyunca Allah böylesi Yahudi ve Hıristiyanları eleştirir. Bunlarla da dost olunmaz. Fakat bu karaktere sahip olanlar Müslüman da olsalar onlarla dost olunmazdı zaten.
Ayrıca sureyi dikkatli okuduğunuzda Tevrat’a ve İncil’e samimiyetle gönül vermiş ehl-i kitap’ın Allah tarafından övüldüğünü de görürsünüz ki böylesi Hıristiyan ve Yahudilerle dostluk kurmaya hiçbir mani olmadığı gibi iş evliliğe kadar gider. Dostluğun ve düşmanlığın bu prensiplerini temele aldığımızda ve bu ilkeyi diğer dinlere de genişlettiğimizde, İslam bir anda gerçekten de bir 21. yüzyıl barışı için gerekli son derece cezbedici bir uygarlık bayrağını elimizde tutmamıza izin verir. Yani medeniyetler savaşı çağında dinlerin ve medeniyetlerin barışının temelini atmamıza izin verir bu vizyon bizlere.
açık, duru ve kısa
Dinler arası diyalog diyorsunz yani esat arslan bey öylemi?
kim onaylıyacak?bu benim özgür düşüncemdir