Kuran Atölyesinden Notlar: Şeytan Sorunu – Cemre Hilal Yıldırım

4 Responses

  1. bedri dedi ki:

    yazıyı çok beğendim, Cemre Hanım’ın eline sağlık. Yazıyı yazdıran soru harkulade mühim. Bize unuttuğumuz ve farkında olmadan unutmak istediğimiz bir kavramı, olguyu hatırlatıyor. Şeytanın ortadan kaybolması ile modern zamanların toplumlardan uzaklaştırdığı metafizik arzuyu bir arada düşünmek yerinde olur sanırım. Ruhsuzlaşan ve hayatı dönüştürmeye dair muharriğini, müşevviğini kaybeden bir anlatılar dünyasın içinde saplanıp kaldık sanırım, yazı bu durumu az çok gösteren bir metin olmuş. Karikatürleştirilen bir kötülük figürü olarak “şeytan” yorumundansa, insanları güzele dair bir takım gayretler için hareketlendiren bir “şeytan” temsili bu çağın ihtiyaç duyduğu şeylerden biri olabilir.

    • homo-Qoranicus dedi ki:

      seytanı dahı sekulerlestirmişiz yeni dunya duzeninin mimarlarından olmak arzusunun verdigi hırsla..;)

  2. kafkadanuçan dedi ki:

    şeytan dedikleri şey aslında kendi günahlarını yükledikleri Şeydir.

  3. Kayhan Tanrıverir dedi ki:

    Cemre Hilal Yıldırım’ın yazısını çok beğendim, ben de farklı bir açıdan konuya katkı sunmak istedim. Şeytanın günlük hayatımıza nasıl sevimli sokulduğunu göstermeye çalışmak istedim.
    Şeytan teknolojinin de katkılarıyla, hayatımıza öylesine girdi ki, gerçekten bize, dini pratik hayatımızda bile kendisini ustalıkla unutturmayı başardı. Özellikle, teknoloji sayesinde şeytanı sevimli gösterecek, her türlü materyal (film, şarkı, dizi, çizgi film, içki markası vs.) biz farketmesek bile kasıtlı bir şekilde hayatımıza sokuldu.
    Mesela, bu pandemi günlerinde çok seyredilen Netflix dizilerinden birisi Lucifer. Lucifer, latincede ışık anlamına gelen lux ve getirmek anlamına gelen ferre kelimelerinin birleşiminden oluşmuş ve şeytana saygınlık giydirilen bir isim haline dönüştürülmüştür.
    Şeytan bu kadar cazip ve sevimli gösterilebilir mi?
    Dizide Lucifer, uzun boyu, kaslı vücudu ile herkesi kendine hayran bırakır. Asla yalan söylememesiyle bilinir ve şeytan olduğunu bile dile getirmekten hiç çekinmez. Alaycı bir tavrı olan Lucifer yorum ve görüşleri ile çevresindekileri şaşırtmayı başarır. Takım giyen kibar bir beyefendidir. Kadınları etkileyecek ses tonu ve telaffuzla konuşur, yardımseverdir, hakedene acımasızdır, piyano çalar, şarkı söyler. Aynı zamanda oldukça komiktir ve melek olması sebebiyle çeşitli süper güçlere sahiptir. Dizide her türlü illüzyon vardır. Bölümlere ince ve güzel espiriler konmuş, harika göndermeler yapılmıştır. Oyunculuk kalitesi de övgüye layıktır. Dizinin müzikleri özenle seçilmiştir. Bir David Bowie şarkısı. Dahası dizinin seyredilmesi için her türlü maddi olanak çekinilmeden kullanılmıştır.
    Lucifer, resim sanatının da her daim vazgeçilmez tasvirlerinden olmuştur. Ssanatçılar, lucifer’ı sadece kötülüğün somutlaşmış hali olarak değil, aynı zamanda kötülükteki insan unsurunun somutlaşmış hali olarak göstermişlerdir.( franz von stuck, lucifer, 1890, alexandre cabanel, the fallen angel, 1847 ).
    Shakespeare dante’nin ilahi komedya’sında lucifer’a şöyle söyletir;
    “tanrı’yı gerçekten tanısaydın dante, sen de isyan ederdin.”
    Kriptografide, IBM’in Lucifer isimli bir algoritması bile var. Hatta, bilgisayar sistemlerinde arka planda çalışan programlara deamon (şeytan) ismi verilmiştir.
    Hatta, şeytan için şarkılar bestelenmiş, müzik grupları bile kurulmuştur. En ilginci ise, şeytan ile ilgili Alan Parsons project’in trt icin yaptigi enstrümantal bir parçadır, parçanın adı Lucifer. Bu parça, 1979 tarihli “eve” adlı albümündendir. Yıllarca trt’de dia müziği, açık öğretim programları, sabah programları, haber programların da fon müziği olarak kullanılmıştır.
    Şeytan üzerine o kadar çok güzellemeler yapılmıştır ki, okuduğumuzda gözlerimize inanamıyoruz. Bunlardan biri olan power symphony’nin , lightbringer albümündeki şarkının sözleri dudak uçuklatacak cinstendir. Bilinenin aksine, şeytan hayatın içine kasıtlı olarak, şeytanın güdümündeki eller tarafından gömdürülmüştür. Gençler, farkında olsun, olmasın, bu şarkıları dinliyor. Mesela şarkının sözlerinden aşağıdaki kısım inanılmaz;
    do you know me by my name (by my name)
    lucifer your angel (of sin)
    you have made me who i am (who i am)
    i am the light bringer (your dearest angel of sin)
    do you know me by my name
    lucifer that brings the light
    Türkçesi;
    beni ismimle tanıyor musun (ismimle)
    Lucifer senin meleğin
    beni olduğum kişi yaptın (ben kimim)
    Ben ışık getirenim (en sevgili günah meleğin)
    beni ismimle tanıyor musun
    ışığı getiren lucifer

    Peki, bütün bu kuşatmalara rağmen kendimizi şeytandan nasıl koruruz. Benim aklıma çözüm olarak Kuran’ın şeytan hakkındaki ayetlerini her azaman aklımızda tutmak, unutmamak olduğu geliyor.
    “Şeytan size düşmandır; onu düşman bilin. O, taraftarlarını sadece alevli bir ateşin arkadaşı olmaya çağırır.” Fatır suresi 6. Ayet.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir