Kabataş’taki Suç Ne?

7 Responses

  1. Emre Berber dedi ki:

    yazının genel seyrine birebir katılmakla beraber nacizane bir eleştirim olacak.

    hayattaki unsurlar birbirlerinden farklı kulvarlarda birbirlerine temas etmeden ilerlemiyorlar, aksine, devasa bir bütünün içinde gürül gürül çağlayarak ve birbirlerine karışarak akıyorlar.

    bu bakımdan, bütün ülke tam da ömrü hayatında görmediği devasa protesto gösterileriyle çalkalanırken, ve protesto edilen iktidar mensuplarının en büyük müdafaa stratejileri protestocularla mütedeyyin kitleleri birbirlerine kışkırtmak üzerine mebniyken, tam da bu politikaya amade olacak bir vaka patlak verdiğinde, yapmamız gereken şeyin ‘mağdurenin tacize uğramasından’ yani olayın hakikat olup olmadığından bağımsız olarak patlak veren hadiseye yönelik ‘gerekeni yapmak’ olduğu yönünde bir değerlendirme ne kadar doğrudur?

    eğer hayat birbirinden bağımsız kulvarlar üzerinden aksaydı, evet, mantıklı. eğer bizler bürokrat ya da makine olsaydık yine denecek bir şey yoktu, gerekeni yapardık. ama siyaset ve özne olmak bunların aksine yaşanılanları bir temel ilke çerçevesinde sürekli tekrar yorumlayıp yaşanılanlara karşı sürekli tekrar tavır almayı gerektiriyor diye düşünüyorum.

    işin aslı, o dönem verilen tepkilerin çok sağlıksız ya da hatalı olduğunu düşünmüyorum. hatta gayet olası ve meşru bir tepki ve tercih oldukları yönünde bir kanaate sahibim. kampanya çok kuvvetli ve epeyce inandırıcıydı. üstelik bu kampanya üzerinden yapılan açıklamalarda, bunun kampanyalaştırılmasına ve siyasî istismar nesnesi haline getirilmesine karşı çıkılıyordu. bunlar elbette makbul şeyler. benim nacizane sorguladığım şey, bugünden geriye dönüp bakıp ‘yine olsa yine yapardık’ demekle başlıyor. üstelik bunun ‘ne olursa olsun, tekil hakikatten bağımsız olarak’ yapılması gerektiğine dair genel, soyut ve objektif bir zeminde varılan kanaat, bunun kuralsallaştırılması… bence bu hata teşkil ediyor.

    bana kalırsa olay açığa çıktığında göğsümüzü gere gere ‘yine yaparız’ demektense sessiz bir özeleştiriye ihtiyacımız var.

    bir dost olarak selam ve hürmet ediyorum.

  2. Filiz Işıker dedi ki:

    Emre, ‘Başörtülü kadın’ imgesinin, ‘başörtüsü olgusunun’ ve özelde ZD’nin o dönemde, siyasi iktidar ve destekçileri tarafından ne niyetle “kullanıldığı” gün gibi ortada. Bu yüzden inisiyatif adına basın metnini Taksim’de okumuş biri olarak diyorum ki; “gerekeni” yaparım. Ama bu gerekenden kastım, makina ya da bürokrat tavrıyla değil, ya da bu, bir kurallaştırma çabası da değil, başörtülü bir kadın olarak yıllardır farklı kesimler tarafından maruz kaldıklarımız ve istismar edildiğimiz içindir! Yetti gari!

    Selamlar

  3. mustafa emin dedi ki:

    ben emrenin kimi, ne adına özeleştiriye davet ettiğini anlamadım açıkçası?

  4. Emre Berber dedi ki:

    aslında tam olarak bu kullanılma ve istismardan duyduğumuz rahatsızlıktan dolayı başörtüsü tekrar en çiğ tanımıyla siyasete meze edilirken bunun bir yalan olduğunu anlayabilip geri durulabilseydi daha iyi olabilirdi diyordum. özünde “Evet, Kabataş’a karşı alınacak tavır dün olduğu gibi bugün de ZD’nin başına gerçekten bir saldırı gelip gelmemiş olmasından bağımsızdır.” şu cümle bana hatalı gibi gözüktü. zira, zd’nin başına gerçekten anlatıldığı gibi bir saldırı gelmediyse, zd olayını hele de bir gerçekliğe dayanmamasına rağmen gündemleştirmek, eğer yeterli siyasal cüsseye sahip değilseniz ve kamuoyunu dönüştüremiyorsanız, bu olayı imal eden tarafların amaçlarına hizmet edecektir (ve onların amaçları başörtüsü yahut kadın dostu amaçlar olmasa gerek). bahsetmeye çalıştığım şey bunun bana çok doğru gözükmediğiydi.

    işin doğrusu ben kadına şiddete karşı müslümanlar insiyatifi olarak doğrudan kabataş’taki tacizi hedefine koyan bir yürüyüş yapıldığını hatırlıyordum. insiyatiften tanıdığım arkadaşların olayın yalan olduğu patlak verdiğinde sosyal medyada ‘ben pişman değilim, yine olsa yine yapardım’ şeklinde yazdığı mesajlar da bu algıyı güçlendirdi herhalde. son olarak yukarıdaki yazı da daha da kavileştirdi. şimdi internet üzerinden şöyle kısa bir tarama yaptığımda yürüyüşün zd olayının akabinde ve genel olarak başörtüsüne yönelik şiddete karşı, fakat zd olayına odaklanmadan hatta bu olaydan neredeyse hiç bahsedilmeden yapıldığına dair bir kanaate ulaştım. eğer vaka böyle geliştiyse bu koşullar altında kimseyi özeleştiriye davet etmiyorum.

    • Filiz Işıker dedi ki:

      inisiyatif olarak iki farklı basın açıklaması yapıldı. ilki yani taksim’deki her ne kadar genel bir tepki olarak görülmüş olsa da aslında biz ZD olayını tanıdıklarımız vasıtasıyla duymuş ve zaten ondan sonra harekete geçmiştik. Biz olay kamuoyuna duyrulana kadar mağdur kişi rencide olmasın diye yaymamıştık. sonrasında zaten duyuldu ve biz bu sefer ikinci açıklamamızı yaptık. durum budur.

      Ayrıca ben her şeye rağmen bu olaya yalandır diyemem. ortaya çıkan görüntüler çok yarım yamalak. yazılıp çizilenlerin çoğunun da itibar edilesi bir yanı yok.

  5. insafa davet dedi ki:

    Tacize uğrayan da o gün ordan geçmeesymiş hiçbirşey olmaycakmış.Bre vicdansızlar sizin ananız bacınız o tacize uğrasa başkalarıda buna abartı dese ne hissedersiniz?Nerdeyse eylaemcileri masum ilan edeceksiniz.AK partinin bütün dezenformasyonlara karşı neden hala gücünü koruduğunun izahı da bu karalama siyasetinin sonucu.Çünkü toplumun kahir ekseriyeti kenndini seçkinci elit olarak tanımlayan marjinal güruhun göremediğini görüyor.

    • suat dedi ki:

      Adam müstear isim kullanıyor, kendi ismini kullanamayacak kadar korkak ve de cahil bir adam, daha yazının ne anlattığını anlamadan milletin anasını, bacısını karıştırıyor. Alın iktidarınızı başınıza çalın, ne haliniz varsa görün arkadaş ya, ne iktidar sevdasıymış Adaletin içine ettiler, ne olduğu belli olmayan bir olayda yapılan yoruma bak, Allah kahretsin ya,bu memlekette Beytülmal’a kim elini uzatırsa herkese sayıp, sövüyor ya, ne farkınız kaldı geçmiştekilerden, onların muhafazakar versiyonusunuz, hepsi o kadar. Bir gün elbet o saraylarda yıkılır, tıpkı eskilerin olduğu gibi!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir