“İtirazım Var” +18 (mi)dir?
Filmin al-üst ettiği şeyler var. İmam, caminin en ön safında namaz kılan tefeci, dini anlayış, imamın kızının ilişkisi, saz ve cami, müezzini büyüten Ermeni kadın vb… Onur Ünlü adeta riyakarlığı gözler önüne seriyor ve perdeyi aralıyor. Filmi +18 kapsamına alıyorlar. Aslında filmde bir müstehcenlik yok ama film riyakarlık perdesini yırttığı için çıplak kalanlar var. Bu yüzden +18. Faiz desen gırla, yalan, dolan, ahlakçılık, hayattan uzak bir imam tasavvuru. Alevilik, Ermenilik meselesine hiç değinmeyeyim.
Film bütün bu başlıklarda bunu izleyen devletlülere bir şamar olduğu için ve dahi halka sundukları sahtelikler parçalanıp çırılçıplak kaldıkları için telaşla +18 kapsamına alınmış.
Oysa film faizin tefsiri. Yılmaz Güney’in “Zavallılar” filmi nasıl -bence- zekatın tefsiri idiyse, bu film de faizin tefsiri. Faizin zincirleme olarak nasıl bir sürü insanın hayatını cehenneme çevirebileceğini, faiz alanın ve satanın ne denli alçalabileceğini tıkır-tıkır işleyen bir polisiye hikayede anlatmak büyük marifet. Ne garip ki faizi bu denli güzel anlatan bir film, muhafazakar iktidar tarafından adeta yasaklanıyor. Gerçekten öğretici, gerçekten +18, gerçekten put kırıcı.
Onur Ünlü onların kurduğu steril dünyayı kirletiyor. Bizans sarayına girip Bizans hükümdarını azarlayan Hz. Muhammed’in (SAV) bedevi elçisi gibi. Elçi elinde bir değnek, üzerinde bedevi kıyafeti, değneği vura vura hükümdarın karşısına çıkar ve “Biz Araplar aramızda köleliği kaldırdık” diye başlayıp tebliğini yapar. Hükümdarda Erol Taşvari bir kahkaha.
Filmin diğer ve belki de en temel teması yalansız, dolansız, haramsız bir hayat sürmek isteyenlerin hep kaybettiğidir. İmam kaybediyor ve bunun için Allah’a şükrediyor. Kitaplarını satarak borçlarını ödeyince, “sonunda kitapsız bir imam oldum” diyor. Düzen öyle kurulmuş ki kazanmak insanın kendini pazarlamasına, yalana, talana bağlı.
Onur Ünlü gerçekten +18 bir film yapmış. Çünkü düzen, çocuklara ve gençlere kariyer geliştirme, yönetişim, kişisel gelişim, girişimcilik, takım ruhu gibi kavramlar anlatıyor. Onları bunlarla sınırlayıp belirliyor. İstenilen nesil şu: dindar, müteşebbis ve itaatkar. Film bu üçünü de anlamsızlaştırıyor. Aman, aman filmi izleyen çocuklar sapıtır yahu.
Sonuç: Gayret filmi yapanlardan, ödül Hak’tandır.
Bir de Yunus’tan ekleyeyim tam olsun:
Gönül Çalabın tahtı/Çalap gönüle bahtı/İki cihan bed-bahtı/Kim gönül yıktı ise.