Faili Meşhurlar
Çorlu tren kazası, 8 Temmuz 2018’de yaşandı, 25 öldü ve 340 kişi yaralandı. O tarihten bu yana davası devam ediyor ve bugünlerde o katliamda ölen çocuklardan biri olan Oğuz Arda Sel’in dedesinin mahkeme sonrası yaptığı çıkış davayı tekrar popüler hale getirdi. Kamuoyu bu günlerde biraz dikkat kesildi. Necmettin Sel’in yaptığı çıkışı hatırlayalım isterseniz:
“Bu ülkede adalet mekanizması işlemiyor. İnsanlar adalet, adalet, adalet diyor, İnsanlar ölüyor, kimse bakmıyor. Herkes kendi önüne, işine bakıyor. Para gelsin, Türkiye’nin itibarı.. Peki Türk halkının itibarı ne olacak beyler? İnsanlar ölüyor! Cumhurbaşkanım, torununu kucağına alıp seviyorsun. Benim torunum iki parçaydı, çuval gibi diktiler! Torununu nasıl kucağına alıp sevebiliyorsun sen! Beni alın zindana atın. Yeter, yeter! Çekin şu pis elinizi adaletin üzerinden.”
Bu cümleler hemen herkesin yüreğine işledi. Özellikle torununun iki parça halinde verildiğini söylediği kelimeler insanın yüreğine oturuyordu.
Görünen o ki bu dava da ülkemizde görülen bir çok dava gibi belki birkaç alt düzey çalışana ceza çektirilerek bitirilecek ya da zaman aşımına kadar götürülecek. Yeter ki biraz kamuoyunun dikkatinden kaçsın nasıl olsa unutulur, bir faili meçhul olarak kalır. Zannetmeyin ki sadece Uğur Mumcu, Bahriye Üçok gibi isimler faili meçhul olmuyor işte bu davalarda faili meçhul olarak kalıyor. Bunlar hangi davalar mı? O kadar çok ki ama ben hemen aklıma gelen birkaç tanesini yazayım ve madem olayı parçalanmış cesetlerden açtık oradan devam edelim.
Tarih: 28 Aralık 2011. Yer: Şırnak Roboski. Sınırda ticaret yapıp geçinmeye çalışan 34 genç savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürüldü. Terörist sanılıp bombalanmışlardı, o günden bu yana bu olayın sorumlusu bulunamadı. İnsanlar evlatlarının parçalanmış vücutlarını battaniyelere, çarşaflara sararak katırların sırtında getirip defnettiler!
Tarih: 5 Eylül 2012. Yer: Afyonkarahisar. Askeri cephanelikte gece yarısı mühimmat depolarken meydan gelen patlamayla birlikte 25 asker ölüyor, 11 asker ağır yaralanıyordu. Gece herhangi bir mühimmat çalışması yapılamayacağı, can güvenliği gerekçesiyle bütün talimatnamelerde yazılı olmasına rağmen Susurluk’tan, Afyon’a getirilen çok büyük miktarda bir mühimmat taşınmaya çalışılıyordu. Bu acelenin niye olduğu bu güne kadar hiç açıklanmadı. Önce askeri mahkemede görülen davada sorumlu gösterilen birkaç kişi kısa dönem tutuklanmalarına rağmen daha sonra serbest bırakıldılar. Daha sonra sivil mahkemede görülen davada birkaç kişiye 16 yılla 8 yıl arası taksirle adam öldürme nedeniyle cezalar verildi. Mahkeme 9 Ocak 2018’de sona erdi. Ailelere ise evlatlarının paramparça olmuş cesetleri verilmişti!
Daha onlarca buna benzer şeyler sıralayabiliriz. Ankara Garı katliamı, Suruç katliamı, Reyhanlı katliamı, Beşiktaş İnönü stadı katliamı, Levent, Taksim, Şişli Sinagog katliamları, bunların birçoğunun faili bulunamadı.
Ben sizi daha gerilere götüreyim, ‘Hayata Dönüş Operasyonları’ adı verilen cezaevleri katliamı, Tarih:19-22 Aralık 2000, 30 ölü, yanan mahkumlar!
12 Eylül 1980 darbesinden sonra yapılan işkencelerle kaybolanlar, cesetlerine dahi ulaşılamayanlar. Cumartesi Anneleri’nin ortaya çıkış sebebi.
Bütün bunlardan daha eski olan İbrahim Kaypakkaya’nın sorgulama esnasında paramparça edilmiş cesedinin babasına bir torba içinde verilmesi. Tarih: Mayıs 1973’ü gösteriyordu.
Bütün bunların failleri meçhul kaldı, aslında hepsinin faili belliydi ama hepsi dehlizlerde sır olup kalmıştı. Bu toplum uzun zamandır ayrıştırılıyor, maalesef herkes sadece kendi ölüsüne sahip çıkıyor, ötekine nefretle bakıyor. Bütün ölenlerin bizim evlatlarımız olduğunu ve onlara sahip çıkmamız gerektiğini anladığımız gün her şey değişmeye başlayacak ve artık tarih tekerrür etmeyecek, bu olaylar faili meçhul olarak kalmayacak, faili meşhur olacaklar!