#DirenGeziParkı, Şahidiz!..

2 Responses

  1. http://www.akparti.org.tr/site/haberler/yeni-zaferlere-birlikte-imzamizi-atacagiz/43880

    29 Nisan 2013, Kızılcahamam ( 1 Mayıs 2013 Taksim Garabetinden iki gün önce)
    Recep Tayyip Erdoğan

    “…Mimari olarak öyle (kışlayı kast ederek) olacak ama alışveriş merkezinden toplantı salonlarına kadar, belki rezidans otel…”

    Taksim Gezi Alanı dedik. Hemen buna da karşı çıktılar. Kışlayı yeniden yapacağız dedik, bakıyorsunuz hemen o malum çevreler başta ana muhalefet partisi, onun destekçileri hep birlikte karşı çıktılar. Engellemek istediler, kuruldan reddettiler. Reddedince ben de dedim ki reddinize ret. Çünkü burada bir tarihi eser var. Bu tarihi eseri kurul nasıl reddeder? Bu kurullar niçin var? Aslında bu tarihi eserleri korumak için. Çanak çömleği koruyorsun da oradaki tarihi kışlayı neden korumuyorsun? Çok garip bir şey. Denizin dibindeki 3-5 tane çanak çömlek bulunmuş, çatal, kaşık bulunmuş bunları koruyorsun ama Taksim Meydanı’ndaki devasa kışla gayet güzel mimari estetiği hepsi güzel. Buna hayır diyorsun. Böyle bir mantık, anlayış olur mu- Bu ideoloji değil de nedir

    İnşallah orada hem kışlamızı yapacağız ama bu kışla artık tabii kışla olarak görev yapmıyor. Mimari olarak öyle olacak ama alışveriş merkezinden toplantı salonlarına kadar, belki rezidans otel, Divan Otel tarafında da bir şehir müzesi yapmak suretiyle İstanbulumuzun şehir müzelerini de artıralım istiyoruz. Böyle bir adım atacağız.

  2. mehtap çıracı dedi ki:

    Taksim Meydanı’ndan polisin çekilmesiyle yaşanan bayram havası, medyaya “Gezi Parkı Açıldı” diye yansıdı. Günlerce süren mücadele, İstanbul’un ortasını İstanbullu’ya açtı adeta. Bu aynı zamanda mekânın bir mana kazanarak insana açılmasıydı.

    Gezi Parkı eylemcileri insanın doğaya, sermayenin şehre hâkim düzenine, sâkin sâkin kast ediyordu önce. Onların zararsız, ziyansız, şenlikli eylemi aynı zamanda, başka bir dünyanın imkânına doğru bir niyet taşıyordu. Nasıl ki Tahrir’de başlayan bahar, meydanı dönüştürmüş, berberiyle mescidiyle yeni bir biraradalık inşa etmişti, Tahrir’liler böylece meydanı kendilerine mâl ettiler, Taksim Meydanı da gelinen noktada öyle. Nasıl ki Wall Street İşgali, kapitalizmin doruğunda bir ateş yakıp yeni eyleme biçimleriyle bir itirazı gündeme taşımayı başardı, Gezi Şenliği de fütursuz işleyişe somut değil ama dağınık itirazların meskeni şimdi. Nasıl ki Gezi Parkı, mütevazı otel-önü-iftarlarıyla hem şatafata ve sermayenin dolaşımına bir kasıt, hem de adil bir paylaşımın imkânına doğru bir niyet (yönelim) taşıyordu, şimdi o mekansallığa kocaman bir tuğla daha koyuldu. Bütün bu örnekler, hatasıyla kusuruyla mekânı, reklamlar, semboller ve tüketim yığınağından sıyırıp kendimize mâl etmenin izlerini taşıyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir