Cemaat –Parti Kavgasından Ne Bekleyelim?

1 Response

  1. alp dedi ki:

    Sinan kalemine sağlık,

    Söylediklerine yürekten katılıyorum.

    Sadece ufak bir nüansa dikkat çekmek istiyorum Ahmet Şık’ın sözleri ve senin düştüğün birinci şerh ile ilgili.

    Şık’ın evveliyatını vs. hiç bilmiyorum. Doğrusu yazmış olduğu kitabı okumadım ama ismi bana çok itici gelmişti. Kendisi için üzülsem ve kendimce içeri atılmasına karşı çıksam da, zihniyet olarak “laikçi” bir insan herhalde demiştim.

    Yazdığı ya da yazmak zorunda kaldığı diyelim Birgün’ü ve onun temsil ettiği ÖDP çizgisini ise iyi biliyor sayılırım. İslam ve Kürt meseleleri söz konusu olduğunda Kemalizm ile kolaylıkla rezonansa girebilen bir çizgi. Bugün sol içi ittifaklarda TKP ve Halkevleri ile birlikte adı anılan bir çizgi. 28 Şubat’ta ben henüz çok gençken “ne kışla ne cami” şeklinde dergilerinde atılan manşeti hatırlıyorum hayal meyal. Zaten sonraki yıllarda da aynı meseleye habire “yesinler birbirlerini” klişesi ve apolitizmiyle yaklaşmaya devam ettiler.

    Sol’un geneli ne yazık ki bu konularda çok ve çok vasat senin Şık özelinden genele işaret ettiğin gibi. Bu girizgahı şundan yaptım, bana Şık bu açıdan sol vasata göre iyi göründü bu röportajında (bu vasat Sırrı Süreyya tarafından çoktan ve çokça aşıldı ama çoğunluk yerinde kaskatı duruyor). Ha bu bizi kesmez, biz abukluğa işaret ederiz o ayrı. Radikal solcular içlerinden geçirerek ya da ima yolu ile “CHP, AKP’den (ya da 2002 öncesi, sonrasından) yine iyidir” derlerse biz de “hop bi dur bakalım” deriz ve diyeceğiz. Çünkü bir yandan içlerinden bunu geçirip diğer yandan da “müslümanların ve islamcıların hepsi niye AKP’yi destekliyor” diye dövünmeleri ve bu destek yüzünden onlara kızmaları müthiş bir ikiyüzlülük oluyor. E kardeşim siz insansanız biz de insanız, bizim de canımız var, nefsimiz var. Biz de “bize yakın” birinin iktidarda olmasını tercih ederiz yani o zaman. Ha demek ki burada kurulmuş olan oyun zemininin kendisinde, bu formatın kendisinde bir sorun var. Ve formatı değiştirmek için de fedakarlık yapmak, kafa konforumuzu bozmak ve alışkanlıklarımızı değiştirmek pahasına dönüşümü kendimizden başlatmamız lazım. Önce karşı taraftan istemek ve beklemek yerine…

    Şık’ın sözlerinde de böylesi bir vasat sol ima belli belirsiz var gibi, ama görece az. (Sinan, tabii o şerhi düşerken senin aklında geçen sorun bu muydu bilemiyorum, benimki bu en azından)

    Nitekim Şık’ın aşağıya kopyaladığım cümleleri bence bir solcu için hiç fena değil. Yeter mi, yetmez ama bana önemli bir nüans gibi göründü. Şık’ı izlemekte fayda var.

    “Hakkını teslim etmek gerek ki o muhtıraya karşı olması gerekeni yaparak dik bir duruş sergiledi hükümet.”

    “Zaten bu kadar sorunlu, kuşkulu ve haksızlıklarla dolu olan bu sürecin en tek kazanımı, ordunun olması gereken sınırın içine çekilmesi oldu.”

    “Ancak iktidarı paylaşıyor olmasına rağmen ordunun hedefinde olmaktan kurtulamayan ve darbe planlarıyla alaşağı edilme tehlikesini gören Erdoğan, yapıtaşları daha önceden Ergenekon sürecinin hayata geçmesi için de, bu sürecin en önemli aktörü olan Cemaati iktidar ortağı yapmayı tercih etti.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir