Bir Yas Günü

2 Responses

  1. Selahattin dedi ki:

    Yazdığın bir çok konuda haklısın evet Hrant Dink cinayetiyle daha çok orta ve üst sınıf, yada öğrenciler vs. daha çok ilgilendi, Uludere’de yaşanan insanlık dramı daha çok Kürt siyaseti tarafından sahiplenilirken, toplumun büyük bir çoğunluğu oralı bile olmadı. Basının bir kısmı tarafından kaçakçılık yapan kişiler diye lanse edildi. Hrant Dink yargılandığı dönemde şimdi Ergenekon terör örgütüne üyelikten yargılananlar mahkeme önlerinde kendisine tacizde bulunurken, şu anda kendisine sahip çıkıyor görünenlerin birçoğu yanında yoktu, yapılan linci uzaktan seyrediyorlardı, tıpkı bizler gibi. Son yıllarda örneğin 1 Mayıs’a çıkan insan profili ile, Hrant için yürüyüş yapan kalabalık birbirine benziyor. Peki bu ülkede ekonomik anlamda emeği ile zar zor geçinen veya işsiz kesimler niye bu konuda bu kadar duyarsız hatta düşmanca bir tavır takınırlar. Bunun tahlilini yapmak oldukça zor, ben burada bu tahlile hiç girmeyeceğim yalnız benim en çok ağrıma giden şeyler galiba şunlar; Bir ülkede sadece fikirlerinden ve etnik kökeninden dolayı çalıştığı mekanın önünde güpegündüz sırtından kalleşçe vurularak öldürülen bir kişiyle, bir insanla, 1915 yılında yaşanan çok kötü ve talihsiz olayları karşılaştırarak “Ermeniler de bizi öldürdü” ya da “Bunlar Karabağ’da katliam yaptı” diyerek iki olayı birbirine ilintili hale getirip hastalıklı bir intikam duygusu ile hareket eden insanları nasıl izah edebileceğiz. Bu nasıl bir Müslüman zihindir, bu nasıl bir insanlıktır. “Kim haksız yere bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.” (Maide Sûresi,32) diyen Kuran’a inandığını söyleyen bir müslümanın bu cinayeti tasvip edebilmesi onaylaması mümkün müdür? Kaçakçılığın ağababasını yapanlara sistem sahip çıkarken, bu halk da onay vermiyor mu? O zaman ekmek parası için küçücük çocukların bulunduğu bir kafilenin bombalanmasını nasıl onaylayabiliyorlar? Hani müminler bir tarağın dişlileri gibiydi, Hucurat suresi 10. Ayette “Müminler ancak kardeştirler, Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz” demiyor mu? Bu nasıl bir kardeşliktir. Son olarak söyleyeceğim bu ülkede bir çok şeyin ve bir çok söylemin içi boşalmış durumdadır. Her söylenen artık sadece bir slogandır ve hayatta hiçbir karşılığı yoktur. Peki böyle bir toplum için Kuran ne der? “Onlardan önce yaşamış olan nice nesilleri böyle zulümleri sebebiyle helak edişimiz, kendilerini hala yola getirmedi mi? Halbuki onların meskenlerinde dolaşıyorlar. Şüphe yok ki bunda, doğru akıl sahipleri için nice ibretler vardır.” (taha-128)

    • alp dedi ki:

      kıymetli katkınız için çok teşekkür ederim selahattin bey. insan hakikaten bazen durup afallıyor, kendine müslümanım diyen insanlar bu lafları nasıl ederler, nasıl böyle düşünürler, davranırlar diye. ama herhalde işte toplumsal düzeni, siyasal ve toplumsal yapıları soğuk analizler yapma pahasına analize katmak lazım. milliyetçiliğin gözü kör ve düşmancıl versiyonları bilmem kaç yerden boca ediliyor insanların üzerine, eğitim, medya, devlet büyükleri vs. bir insan 40 kere duyduğu şeyi doğru bilirmiş. böyle düşününce hayret duygusu azalıyor ve insan madem böyle bu kurumları dönüştürmek için gayret göstermek lazım, başka sesleri daha yükseltmek lazım duygusuna kayıyor galiba.

      “bu ülkede bir çok şeyin ve bir çok söylemin içi boşalmış durumdadır. Her söylenen artık sadece bir slogandır ve hayatta hiçbir karşılığı yoktur.”

      demişsiniz. hissiyatınızı anladığımı zannetmekle beraber, bu kadar karamsarlığa kapılmaya hakkımız yok diye inanmışımdır ben hep. ortalığa adaletsizlik saçanlar durmuyorlar, pek duracağa da benzemiyorlar. iyi kötü bir adalet derdi hasıl olanların da sebat etmesi, sabırla direnmesi gerekir diye düşünüyorum. bu da umutsuz olmuyor, umut fakirin ekmeği diye boşa dememişler.

      adalet için de kafamızdaki hazır ve kitabi kurgularla hareket etmekten çok, adaletsizliğe maruz kalanları, ezilenleri, yoksulları, mustazafları dinlemek, neyin adaletsiz olduğuna ve adaletin neyi gerektirdiğine onlarla beraber karar vermek gerekiyor sanırım.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir