Category: Not düştüklerimiz
Arkadaşımız Süha Tarık, rejimin İslamcı gruplar ile sosyalist örgütleri kültür savaşına nasıl konumlandırdığını ve kültür savaşını aşmanın biricik yolunun fiili-meşru sınıf savaşını örmekten geçtiğini anlattığı Gelenek ve Hareket yazısının ikincisini kaleme aldı. İlginize sunuyoruz....
Arkadaşımız Hüseyin Arif, Gençlik Komiteleri sitesi için Filistin direnişinin Türkiye solundaki yansımaları üzerinden laiklik, temsil siyaseti ve kültür savaşı kavramlarını tartıştığı bir polemik yazısı kaleme aldı. Yazıyı sitemize iktibas ederek ilginize sunuyoruz;
Arkadaşımız Süha Tarık, Filistin’de süren direnişten yola çıkarak Türkiye siyasetinde Filistin yanlısı eylemlilik gösteren organizasyonları ve hareketleri ele aldı.
Devlet bize kendini tanıtıyordu ya da bize başka birini tanıtıyordu; biz de tamam diyorduk. Sonra durduğumuz yerde ona göre şekil alıyorduk. Mesela, çıkıyordu televizyon diliyle Kürtlerden bahsediyordu, o neye terörist diyorsa terörist oydu. Ve...
“Artık soykırımın suç ortağı olmayacağım. Aşırı bir protesto eyleminde bulunmak üzereyim. Ancak Filistin’de insanların sömürgecilerin ellerinde yaşadıklarına kıyasla bu hiç de aşırı değil. Yönetici sınıfımızın normal olduğuna karar verdiği şey bu.” Resmi ideolojilerin sunduğu...
Bu yazı seçim ‘yenilgisi’ sonrası tartışmalarına katkı amacıyla yazıldı. Ayrıca yazıyı Birikim Güncel’de yayınlanan “İşçi Sınıfının “Kayıp” Siyaseti”[1] başlıklı yazımın da bir düzeyde devamı gibi düşünerek kaleme aldım. Bu arada deprem oldu ve gücünü...
Şubat ayında yaşadığımız deprem ve büyük afetin bize gösterdiği en can sıkıcı görüntülerden birisi göçmenlere açıktan sergilenen ırkçılık oldu. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlar, her kriz anında kolaylıkla suçlanan insanlar olduklarından, arama kurtarma faaliyetleri...
İktisat ders kitabı yazanlar veya emek-değer kuramını irdeleyenler emek ve sermaye kavramlarını kullanabilir. Bu yazıda emek ve sermaye kelimelerini sınıf tahlilinde kullanmanın sakıncalarını izah etmeğe çalışacağım.
“Eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi ve soluğu olmuyorsa yalandır ve afyondur. Bunlar olmadan kılınan namaz, tutulan oruç, gidilen hac, kesilen kurban, ihya edilen kandil geceleri, ziyaret edilen türbeler vesaire Ebu Cehil ‘in hacılara su verip de yetimi ve yoksulu görmemesi gibi yalandır, afyondur.”
Uyuyamıyoruz, vaktimizi gönlümüzce tasarruf edemiyoruz. Bunu bir önceki yazıda konuştuk. Uyuyamıyoruz, çünkü çalışmak zorundayız. Nedeni de biraz bariz: başka türlü geçinmemiz mümkün değil. Nasıl olursa olsun, geçinmemiz için gereken ücreti kazanmak için çalışmamız gerekiyor....