Texim İşçileri Direniş Sürecini Anlatıyor
2,5 yılı bulan bir süredir 8 saatlik çalışma süresi ve sigortalarının maaşları üzerinden yatırılması gibi kazanımları elde etmek için mücadele eden ve Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayii İsçileri Sendikası (TEKSİF) üyesi olan işçiler, sözleşmelerinin zorla değiştirilmesini kabul etmeyince işten atıldı. 6 Ağustos 2012 Pazartesi günü haksız bir şekilde işten çıkarılan 35 Texim işçisi direnişlerini sürdürüyor. TEXİM işçilerinden biriyle bu sürece ilişkin olarak gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi ilginize sunuyoruz.
Konuşmadan bir bölüm:
“Biz burada bundan 2,5 sene önce 12 saat iki vardiya çalışıyorduk. Sabah 8’den akşam 8’e kadar bir vardiya, akşam 8’den sabah 8’e kadar bir vardiya şeklinde çalışıyorduk. Aldığımız ücretler çok düşüktü. Sigortada asgari ücret gözüküyordu. Hafta sonları mecburi mesai koşuluyordu. Mesaiye geldiği zaman, mesaiye geldiğinde yaptığı masrafı bile kurtaramayan arkadaşlar vardı. Ya mesaiye geleceksiniz, ya pazartesi günü işinizden olursunuz şeklinde tehditlerle karşı karşıyaydık. Her 15 günde bir genel toplantı yapılıyordu bölüm şefi tarafından. Elinde iş başvurularından oluşan bir liste oluyordu. Bizi tehdit ediyorlardı, kendinize gelin, ayağınızı denk alın, hepinizi kapının önüne koyarız, hiçbirinize acımayız, diye. Yani artık dayanamaz olduk. Dedik, bir şey yapmak lazım artık. Bir şeylerin değişmesi lazım burada. Sonra ilk önce, güven örgütlenmesi denen bir şey vardır. Toplam 22 kişi çalışıyorduk iki vardiyada. 22 kişi tek yürek olduk. Dedik ki artık bu gidişata dur demenin zamanı geldi. Bize bu yolda bir kuvvet lazım, bir sendika lazım. Bir bir buçuk ay sendika arayışına girdik, çok çeşitli sendikalarla tanıştık. He, tanışırken, işyerimizi, hangi firmada çalıştığımızı söylemeden hareket ettik. Kimi sendika örgütlenin, hazır olarak gelin, hazıra konalım, dedi. Kimi sendika, orada üstünlüğü sağlayın, ondan sonra biz gerekeni yapalım, dedi. Böyle hazıra konan sendika çeşitleri de vardı. Sonra Asalettin Bey’le tanıştırdı bir arkadaş bizi. Asalettin Bey’e durumu anlattık, dedik böyle böyle bir firmada çalışıyoruz. Firma ihracat firmasıdır fakat bu şartlar altında çalışıyoruz ve bunu değiştirmek istiyoruz. Biz dokuma bölümü olarak fabrikanın beş ana bölümünden sadece bir tanesiyiz. Konfeksiyon, ütü-paket, son kontrol ve sünger bölümleri var. Neyse, biz dokuma bölümü olarak bu firmayı değiştirmek istiyoruz, dedik. Biz 12 saat çalışıyoruz. Diğer bölümler aslında normal çalışıyorlar. Sabah saat 7’de 7:30’ta işbaşı yapıyorlar, akşam 6’da bırakıyorlar. Cumartesi pazar tatil yapıyorlar. Ama biz çok çalışıyoruz. Normalde 45 saattir haftalık çalışma saati, biz 72 saat çalışıyorduk…”
Konuşmadan birkaç fotoğraf karesi: