Togo İşçilerinin Direnişini Selâmlıyoruz
HAMZA ALGÜL
“Mücadelemizde kazanım sağlayıncaya kadar direnişimiz, her ne pahasına olursa olsun devam edecektir.’’ Togo İşçileri
Togo ayakkabı firması çalışanları, yıllardır kendilerine yapılan haksızlıklara/adaletsizliklere göz yummuş, her seferinde çeşitli bahanelerle kendilerine zam sözü veren fakat bu sözlerini hiçbir zaman tutmayan ve tutmamakta bugün dâhi ısrar eden Togo yetkililerine karşı, artık verilen 800-900 lira maaş ile geçinemediklerini ve kendilerine yapılan bu adaletsiz tutumu bildirmeye karar vermişlerdir. Ancak yetkililerle görüşme sonrasında talepleri yine karşılıksız kalmış, bu da yetmezmiş gibi işten atılma tehdidi ile karşı karşıya gelmişlerdir. Fakat bu duruma rıza göstermeyen işçiler, iş yeri içerisinde anayasal hakları olan sendikalaşmaya, bu şekilde iş yerinde örgütlenerek haklarını aramaya karar vermişlerdir. Ancak sendikalaşma sürecinin başladığı haberini alan iş yeri sahipleri, ilk etapta sendikalaşma sürecini başlatan 9 kişiyi işten çıkarmışlardır. Ardından ilerleyen süre zarfında ise yine sendika üyesi olduklarını öğrendiği 26 işçinin ise önce süresiz izne çıkarıldığını, daha sonra ise işten attığını, işçilere “bu işyerini kapatırım, yine de sendikayı buraya sokmam” diyerek tepki vermiştir.
Kapitalizmin her geçen gün daha da azgınlaştığı ve bunun devlet/hükümet eliyle meşru hale dönüştürüldüğü bugünlerde, yapılan bu adaletsizliklere karşı tavır almanın, insanlara zulmeden bu çarkın karşında durduğumuzu göstermek ve bu süreçte hak arayışı içerisine giren Togo işçilerine destek olmak ve yaşadıkları bu ‘sıkıntılı’ süreci kendi ağızlarından dinlemek amacıyla, Ankara’ da birkaç arkadaş ile birlikte Togo işçilerini ziyaret etmeye gittik.
Togo işçileri Ankara’ da Eskişehir yolu üzerinde (bakanlık ve parti binalarının geçiş güzergahı aynı zamanda burası) bulunan Togo fabrikasının önünde yaklaşık bir Ay’a yakın süredir direnmekteler. Bu süre zarfı içerisinde 3 kez gözaltına alınmışlar ve orada bulunan tüm işçilere çeşitli bahaneler öne sürülerek 69 lira para cezası kesilmiş. Ama yapılan bu baskı ve dayatmaların kendilerini hiçbir şekilde yıldırmadığını/yıldıramayacağını söylüyorlar. İşçilerin neredeyse tamamına yakını evli ve çocuk sahibi. Bu durumlarını, yaşamış oldukları maddi sıkıntıları kendi arkadaşlarından biri kamuoyuna seslerini duyurabilmek için yazmış olduğu mektubunda şöyle ifade ediyor; “1996 yılında bir arkadaş vesilesiyle TOGO’ ya girdim. İlk başlarda TOGO’ da şartlarımız iyiydi. Patronluğun babadan oğula geçmesiyle zamanla şartlarımız zorlaştı. Maaşlarımıza zam vermiyorlar, verseler de çok az veriyorlardı. Bu da beni çok sıkıntıya soktu. Evimde kısıtlamaya gitmeye başladım. Çocuklarıma harçlık veremiyorum. Hanımıma pazar parası veremiyorum. Bunlar beni çok üzüyor. Şöyle bir düşündüm, benim bu TOGO’ da yapmadığım iş kalmadı. Aşçılık, bulaşıkçılık, şoförlük, hayvan bakma, patronun evinden çalışma, bahçesini belleme her işlerine koşuyordum. Tüm bu emeğimin karşılığında çok az bir maaş veriyorlardı. Tıpkı diğer arkadaşlara olduğu gibi bu da benim canımı çok sıkmıştı.”
İşçilerin geneli fabrikada 20-25 yıllık çalışan, ömürlerinin yarısını bu mesleğe bu firmayı vermişler. İşçiler, bu saatten sonra farklı bir iş ve meslekte çalışmanın kendileri için imkânsız olduğunu söylemekteler. Temel talepleri, insanca bir yaşam sürmek olan işçilerin, ömürlerini harcamış oldukları işlerine geri dönmek istedikleri bu firmada, ürettikleri ayakkabılardan sadece 3 tanesinin fiyatına denk gelen maaş taleplerinin yerine getirilmesi ve artık bu haksızlıkların devam etmemesi için sendikalaşmaya izin verilmesidir. Bu süreçte iş yerinde çalıştıkları zamanlarda birbirlerine selam vermeyen fakat yaşanan bu gelişmeler sonrasında çok iyi dostluklar kurduklarını, direniş kültürünün ne olduğunun farkına vardıklarını, kurdukları çadırın kendileri için bir okul haline dönüştüğünü de ifade ediyorlar.
Her geçtiğimiz gün daha da azgınlaşan sermaye sahiplerini insafa çağırıyor, emekten ve adaletten yana kim varsa kim direniyorsa onların yanında yer alacağımızı, ne Togo işçilerini ne de kendi temel hakları doğrultusunda mücadele eden işçileri hiçbir zaman yalnız bırakmayacağımızı buradan açık bir şekilde deklare ediyor ve direniş birlikteliğinin kendileri için bir okul olduğunu söyleyen işçilerin direnişini selamlıyor, “Direnen Togo İşçileri Kazanacaktır.’’ diyoruz.