Ülker işçilerine toplu ziyaretimiz
Öz-Gıda İş Sendikası’ndan ayrılarak DİSK’e geçtiği için işten çıkarılan Ülker işçilerine destek olmak için Emek ve Adalet Platformu, TAŞ-İŞ-DER, İŞÇİ-DER, Boğaziçi Mektep, Şehir Üniversitesi’nden Şihap, Antikapitalist Müslümanlar ve Marmara Üniversitesi’nden Fikir Talimi Grubu olarak Ülker fabrikası önüne bir yürüyüş gerçekleştirdik.
Topkapı metrobüs durağından fabrikaya yürüyüşümüz esnasında “Ülker işçisi yalnız değildir”, “Sermayenin değil Rabbimizin kuluyuz”, “Mülk Allah’ın emek işçinin kahrolsun küresel kapitalizm”, “Müslüman zulme boyun eğmez!” sloganları atıldı. Taşıdığımız dövizlerden bazıları şöyleydi: “Bi Biskrem versem işçinin hakkını verir misin?” “Ülker büyüdükçe işçiler küçülüyor.”” “Namazda aynı safta rızıkta ayrı safta olunmaz.” “Mutlu bir an için işçinin hakkını yeme!”
Fabrikanın önünde ilk olarak işten çıkarılan Bilal abi söz aldı ve çalışma koşullarını, neden sendika değiştirmek istediklerini, işten çıkarılmalarıyla gelişen direniş sürecini anlattı. Ardından konuşan Sinan Kızılkaya, Peygamber Efendimizin “İşçiye hakkını alınteri kurumadan veriniz” Hadis-i Şerifinin yalnızca bir nasihat olmadığını aynı zamanda hak mücadelesinde işçinin ve işverenin durması gerektiği konumu gösteren bir söz olduğunu hatırlattı. DİSK/Gıda-İş Sendikası görevlisi İbrahim abi ise sendika değiştirmenin bir işçinin en doğal hakkı olduğunu ve Ülker’de yasaya karşı iş yapıldığını söyledi. Mesai saatinin bitimiyle işçiler, fabrikadan otobüslerle çıkan eski mesai arkadaşlarına sloganlar ve alkışlar eşliğinde seslerini duyurdular.
Fabrikanın kapısı kapanırken ikram edilen aşurelerle muhabbet devam etti. İşten atılan Cem abi, hala çalışmaya devam eden ancak yanlarına gelmeye çekinen arkadaşları için “hepsinin kredi borcu var, ne yapsınlar” diyerek işçilerin çaresizliğine, sıkışmışlığına parmak bastı. Sekiz kişi oldukları halde fabrikanın önüne etten duvar örüldüğünü; biraz daha fazla olsalar çok daha büyük etkisi olacağını da ekledi. Her gittiğimizde farklı hissiyatlarını, deneyimlerini bizimle paylaşan; direnişle beraber değişen düşüncelerini açık yüreklilikle dile getiren; her defasında ”bir dahakine sadece çay içmeye gelin” diyen Ülker işçilerine selam olsun.
