Texim İşçilerinden Küresel Markalara Baskı: Levent İş Kulelerinde Halay ve Tarabya Ziyareti
11 Eylül günü hakkını arayan Texim işçileri önce Levent İş Kuleleri önünde o kulelerden birinde Türkiye ofisi olan Zara markasını protesto ettiler. Daha sonra da Tarabya’daki Alman- Türk Ticaret ve Sanayi Odası önüne gidip Hugo Boss’u protesto ettiler.
Kulelere doğru yürüyüş:
Texim işçileri 11 Eylül 2012 günü İş Kulelerine gitti ve İspanyol Zara markasını orada bulunan Türkiye ofisi önünde protesto etti. Bu kez maksatları dayanışma idi. Zara’ya üretim yapan İstanbul’daki Cebeci Triko, Kırklareli’ndeki ACT tekstil, Maraş’taki Atlas tekstilde Teksif sendikasına üye oldukları için pek çok işçi geçtiğimiz aylarda işten atıldı. Ayrıca özellikle triko sektöründe Zara’ya üretim yapan pek çok işyeri kanunlara aykırı olarak günlük 12 saat çalışmayı zorunlu kılmış durumda. Teksif sendikasının bu konulardaki uyarılarına kulak asmayan Zara yetkililerini rahatsız etmek, yüksek kar oranlarını borçlu oldukları bu sömürücü tedarik ağlarını afişe etmek için oraya gittiler. Protestoları etkili olmuş olacak ki, 3-4 aydır sendikaya kulan asmayan Zara, bu ayın 22’sinde toplantı yapmayı kabul etti.
Sendikacı Arslanoğlu mevzuyu güzel özetliyor, kuleler önündeki konuşması:
Kuleler önünde halay: Makaram sarı bağlar
Makaram sarı bağlar güzel bir Diyarbakır türküsüdür. Aşk türküsü olmakla beraber zabıtıyla, ağasıyla, valisiyle, medeniyetiyle arası hoş olmayan bir halkın türküsü olduğundan olacak aşkın arasına devriyeler girer. “meğer kaderim böyle” mısrasıyla ilgili spekülasyonlar mevcuttur. Türkü “loberde” olarak da bilinir.
İş Kuleleri önünde: Bulgurunan Tarhana
Emrah Mahsuni’nin güzel türküsü, Selda Bağcan’ın ağzından. Emrah Mahsuni, Aşık Mahsuni’nin oğlu. E(k)mek mücadelelerine, hak mücadelelerine yakışan, sırıtmayan, mücadeleye renk katan bir türkü. Halkın acısını, geçim sıkıntısını, ağalara beylere eleştirisini, yeniye olan güvensizliğini, eskiyi yad edişini neşeli bir makamla dile getiren, hem ağalarla hem kendi haliyle mavrasını yapan çok efsane bir türkü. Ama keşke eski bir yazıda dendiği gibi “eski solcuları kırpıp yıldız yapsalar” da bu kadar Kemalistleştiklerine şahit olmasak, darlanmasak, üzülmesek. Neyse.
Bu türküyle İş Kuleleri önünde, yeryüzünün yeni firavunları büyük markalara karşı halaya durmak da ayrı bir güzellik.
Ne kaldı ki ne kaldı, eskilerden ne kaldı
Atı olan savuştu, bizlere tozu kaldı
Bulgurunan tarhana, fakirlik bizden yana
Kurban olam oy ana, insanın yozu kaldı
Canı dosta verirdik, ayaklara serildik
Her oyunda yenildik, feleğin tozu kaldı
Bulgurunan tarhana, fakirlik bizden yana
Kurban olam oy ana, insanın yozu kaldı
Hey ağalar hey beyler, bizlerlen gönül eyler
Dünya malını neyler, Emrah’ın gözü kaldı
Bulgurunan tarhana, fakirlik bizden yana
Kurban olam oy ana, insanın yozu kaldı
Bu fotoğraflar da Hugo Boss’un anavatanı Almanya’lı işverenlerle ile Türk işverenlerin kurmuş oldukları Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası önünde Hugo Boss’a yönelik yapılan protestodan.
Tarabya’da boğaza nazır, pek bir ihtişamlı ve de ilginç bir tarihi[1] olan “Almanya Sefareti Tarabya Yazlık Rezidansı” söz konusu odaya ev sahipliği yapıyormuş. Gözümüz yok, ziyadesiyle keyfini sürsünler. Kireçburnu sahil bize yeter, yetiyor çok şükür.
Protesto sonrası içeriden çıkan bir takım Alman kişiler sendikacılarla görüştüler. Oda yetkilileri sendikacılara özetle Hugo Boss’un kendilerine üye olmadığını, ancak yine de Hugo Boss’a bahsedilen şikayetlerin aktarılacağı bir mektup yazacakları sözünü vermişler. Bozacının şahidi genelde şıracıdır, ama yine de maksat eldeki tüm sınırlı imkanları kullanarak Hugo Boss’u rahatsız etmek.
klasik solcu haberlerinin dışında bir dille de direniş haberleri yapılabilmesine ziyadesiyle memnun oldum