Koç Üniversitesi Asistanlarını Lojmanlardan Çıkarıyor!
Koç Üniversitesi yönetimi geçtiğimiz birkaç ay içerisinde aldığı kararla asistanlarına tahsis ettiği, sözleşmeyle güvence altına alınan lojmanları boşaltıyor. Okulda toplamda 400 kadar asistanın lojmanlarda kaldığı biliniyor. Asistanların toplu bir şekilde daha önce lisans öğrencilerinin kaldıkları yurtlara yerleştirileceği söyleniyor. Dersler çevrimiçi eğitim ile devam ettiği için lisans öğrencilerinin kaldığı yurtlar birkaç aydır boş durumdaydı. Öte yandan asistanlar salgın koşulları altında ciddi sağlık riskleri içerdiği için bu seçeneği reddediyorlar. Üniversite yönetimi ile yapılan müzakereler devam ettiği halde yönetim şimdiden çok sayıda asistana e-posta yoluyla “evleri derhal boşaltmalarını” bildirmiş durumda. Şimdilik seslerini sosyal paylaşım platformlarından duyurmaya çalışan asistanların takip eden günlerde nasıl bir yol izleyeceği ise merak konusu. Fakat ne olursa olsun Koç Üniversitesi yönetiminin şimdiden ciddi bir prestij kaybı yaşadığı da ortada.
Her şeyden önemlisi üniversite yönetimi şeffaf davranmıyor. Yurtlara taşıma kararının asistanlar tarafından bilinmesi içerden bilgi sızdırılması yoluyla gerçekleşti. Karar önce fısıltı yoluyla yayıldı. Ardından 200’den fazla asistan çevrimiçi platformlarda bir araya gelip rektöre konu hakkında bilgilendirilmeyi talep eden ortak bir e-posta gönderdiler. Asistanların bu kadar geniş ölçüde organize olmalarını beklemeyen okul yönetimi ufak bir şaşkınlık yaşasa da, akabinde alınan kararların asistanlara yine çevrimiçi toplantılar yoluyla “bildirileceğini” ilan etti. Öte yandan asistanlar karar süreçlerinde iradelerinin tümüyle yok sayıldığını, okulun hiçbir şekilde taleplerini muhatap almadığını belirtiyorlar.
Yönetim alınan karar için türlü bürokratik gerekçeleri öne sürüyor olsa da esas sebebin doğrudan maddiyatla alakalı olduğu düşünülüyor. Lisans öğrencileri salgın dolayısıyla bu dönem okula fiilen gelemedikleri için herhangi bir şekilde yurt parası ödemediler. Yönetim çareyi lojman ödemelerini kesmekte bulmuşa benziyor. Müşteri statüsündeki lisans öğrencilerinin salgın dolayısıyla kalamadıkları yurtlara, okul çalışanlarının yerleştirilmek istenmesi ise, tepkinin esas sebebi.
Süreç boyunca okul yönetimi asistanların kolektif iradesini sabote etmeye çalıştı. Müzakereler devam ederken “lojmanların tahliyesi” için asistanları teker teker sıkıştırmaya devam etti. Bununla birlikte öne çıkan bazı asistanlara tehdit mesajları atıldığı da paylaşılan bilgiler arasında.
Koç üniversitesi asistanları yoğun çalışma saatlerine karşın sigortasız çalışıyorlar. Hem öğrenci hem çalışan olmanın getirdiği yükle birlikte bu duruma karşı ses çıkarmak da güçleşiyor. Bu süreçte filizlenen asistan örgütlülüğünün ilerleyen süreçte ücretler ve sigorta gibi konularda da kolektif bir mücadeleye evrilmesi mümkün olabilir mi? Okul yönetimi en çok da bu ihtimal yüzden geri adım atmamaya çalışıyor gibi gözüküyor. İlerleyen sürecin neler getireceği yönetimin tahliye kararının neticesi kadar büyük bir merak konusu.
Üniversite yönetimi salgın sürecinin başında taşeron işçilerin ödemelerinde de kesintiye gitmişti. Bu durum, Koç Üniversitesi’nde 7 yıl önce başlayan taşeron işçi dayanışması tarafından hızlıca gündem edilmişti. Bir kısım hocaların, asistanların ve öğrencilerin de destekleriyle gerçekleştirilen kampanya ve müzakere süreci sonrasında işçiler vardiyalı olarak hak kaybı yaşamadan çalışmaya devam etmişlerdi.
Görünen o ki sermayedarlar salgın sürecinde dahi oldukça esnek hareket imkanlarına sahipken, hem salgının hem de ekonomik krizin yükü her statü ve gelir grubundan emekçinin üzerine yıkılmak isteniyor. Buna karşın yakalarımızın rengine aldırış etmeden birlikte mücadelede ısrar etmekten başka çare de gözükmüyor. Ha asistan, ha taşeron işçi… Haklarımıza göz koyanlar aynı!
Asistanların açık mektubunu okumak için
Koç Üniversitesi’nde süregiden taşeron mücadelesinde 2015’ten bir fragman