İSKİ İşçileri Vanaları Kapattı
İki aydır kendilerine hiçbir ödeme yapılmayınca İSKİ’nin Beyoğlu ve Fatih şubelerinde toplam 16 işçi iş durdurma kararı aldı. Maaşlarının ödenmemesi üzerine iş durdurma eylemine giden Feriköy İSKİ çalışanları ile bugün başlattıkları hak arama mücadelelerini ve beklentilerini konuştuk.
6 aydır düzenli maaş almıyoruz. Geçen de maaşımızın yarısını yatırdılar. Diğer yarısını da 10 gün sonra yatırdılar. Şimdi de 4 Mart’ta maaşınızı yatıracağız, o zamana kadar size 50-100 tl harçlık verelim, çalışın diyorlar. Sonuç olarak da dün Fatih’te 8 açma-kapama personeli, bugün de biz 8 kişi olarak iş durdurduk.
“Bizi de şirket ortağı gibi görüyorlar.”
Başka bir yerden aldıkları ihaleden parayı alamamışlar. Bizim paraları da o elektirik ihalesine yatırmışlar. Hakedişleri alamamışlar. Bizi de şirket ortağı gibi görüyorlar galiba. Buradaki en büyük sorumlu İSKİ. İSKİ’nin imzaladığı sözleşmeleri bir kere bile denetlediği görülmemiştir. Sözleşmelerde bizim yaptığımız işte 11 kişi çalışıyor gözüküyor ama biz burada 6 kişi çalışıyoruz. Okuyuculara 430 okuma kotası koyuyor İSKİ. Bu kotanın üzerinde okuma yaptırmayacaksın; bu işin standardı bu, aksi halde hata oranı çoğalıyor diyor. Fakat şirket 600-700 okutuyor şu anda. Çünkü az adamla çok iş yapıyor, daha fazla kazanıyor. Ben bu işi 14 senedir yapıyorum. 8 sene önce aldığım parayı alamıyorum. Şirketler de alamıyor. 80 kuruşa okuma yapılıyordu. Şu an ise 0,20 kuruşa okuma yapılıyor. İhalelerde birbirlerini gırtlaklıyorlar. İhaleyi aldıktan sonra da bizi gırtlaklıyorlar.
“Emeğimizi, alın terimizi alamadığımız için iş durdurmaya gittik.”
Şu anda da maaşlarınızı ayın 4’ünde yatıracağız diyorlar. Ama bizim işe gidecek paramız yok. Otobüse binecek paramız yok. Çünkü bizim aldığımız 400 tl’nin içine yol, yemek dahil olduğu için biz akbilimizi, yemeğimizi cebimizden karşılıyoruz. Fakat 50-60 gündür para alamadığımızdan dolayı bunları karşılayacak imkanımız da yok. Su, çay içecek, yemek yiyecek para yok. Çantamızda aparat, boru anahtarı, iş için gerekli malzemeyi taşıyoruz. Bunlar 5 kg ise akşama kadar yürüdükçe 25 kg oluyor. Buna istinaden de ihtiyaçlar söz konusu oluyor. Bizim aldığımız para belli, İstanbul’un şartları belli.
Biz çok kilit bir noktada olduğumuz için iş durdurmaya gitmedik. Sadece emeğimizi, alın terimizi alamadığımız için iş durdurmaya gittik. Biz İSKİ çöksün, ihale bitsin, şirket gitsin diye değil devamlılığı olsun, hepimiz evimize ekmek götürelim diye iş durdurduk. Burada herkes ev geçindiriyor, herkesin çocuğu çoluğu var. Burada 50 yaşındaki adam oğluna 10 tl veremediği için ağlıyor. Gerisini siz düşünün.
Taşeron firma bize bir sonraki ihalede iş vermem, hiçbir taşerona da iş verdirmem diyor. İstanbul aile şirketlerine parsellenmiş. İşsizlik korkusu, işsizlik, şantaj… Çalışmazsan çalışma bir sürü işsiz adam var, senden ucuzunu bulurum diyor. İşsizlik şantaj aracına döndü.
Şu an haklı fesih sebebim var. Bu işçinin maaşının bir sonraki ayın 20’sine kadar ödenmesi demek. Ödenmediği takdirde yasal haklar başlar. Bu yasal haklar gecikme faiziyle birlikte ödenmesini de içerir ki bu Türkiye tarihinde görülmemiştir, anca mahkeme kararıyla alman lazım. İşçinin mahkemeye gitmesi zaten mümkün değil. Adalet de paralı. Adaleti satın alacak paramız da yok. İstersem şirkete ihtar çekerek kıdem tazminatımı alıp ayrılabilirim.
“Bugün yolsuzluk hassasiyeti olan adam buraya gelmeli!”
Şu an şirket yetkililerimiz arıyor. İşe çıkmıyorlarsa, hepsi şirkete gitsin, istifasını yazsın diyor. Biz çıkışımızı vermeyeceğiz hiçbir şekilde, biz haklı mücadelemizi yürütüyoruz. Zam felan istemiyoruz, maaşımızı istiyoruz sadece. Bundan dolayı da bir taşeron işçisinin istifa ettiği görülmemiş. Basının da bu konulara ilgisizliği malum. Bugün yolsuzluk hassasiyeti olan adam buraya gelmeli!
Son 4 aydır bu sıkıntıyı sürekli yaşıyoruz. Maaşları sürekli aksatıyorlar. Elektiriğimiz kesiliyor, kredi kartlarına faiz işliyor. Aldığımız 400 tl para. Bunu 50 güne bölünce biz ne yiyip ne içeceğiz? Bu yapılanlar biraz da kurumdan kaynaklanıyor. Kağıthane’de de bu işi taşeron şirket yapıyor. İşçiye maaşını öde, gel hakedişini al diyor Kağıthane İSKİ. Şirket ben ödeyemem derse o zaman ben işçinin maaşını yatırırım, hakedişi de senin hesabına geçerim diyor.
Taşeronluk, herhangi bir şekilde sendikal örgütlenme imkanının olmadığı, sigortasız ve güvencesiz bir çalışma düzeni. Emek ve Adalet Platformu olarak İşçi-Der’in İSKİ’de çalışan taşeron işçilerle ilgili hazırladığı rapora yardımcı olmuştuk. Bu vesileyle istifadeye sunalım.
http://www.emekveadalet.org/arsivler/11437
buradan okuyabilirsiniz:
http://iscider.org/iski-taseron-iscilerinin-sorunlari-raporu/
Ne oldu bu konu?