Meryem’e Gözaltında Başörtüsü Zulmü ve Tutuklama
Meryem Nurcan Yolvercan, iftar etkinliklerimize katılmış, işin mutfağında yer almış bir arkadaşımız. 10 Ocak gecesi saat 4:00’te terörle mücadele ekiplerince evine baskın düzenlendi ve ev arkadaşı Sinem Yılmaz ile birlikte göz altına alındılar. Bir çok kitaba ve dergiye el kondu, 12 Eylül ve 28 Şubat‘tan tanıdık manzaralar yani. İddialara göre dini kitaplara dokunulmadı.
Avrupa İslam Üniversitesi öğrencisi olan Meryem, “KCK Soruşturması” dolayısıyla yapılan baskından sonra 15 saat gözaltında aç bırakılmış, zorla baş örtüsü çıkartılmış. Görüşmeye gelen avukatlarının karşısına da açık olarak çıkarılan Meryem Nurcan Yolvercan ve arkadaşı için avukatlar, suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor. 13 Ocak 2012 itibariyle arkadaşımız Meryem, tutuklandı. Meryem Nurcan Yolvercan’a yöneltilen suçlamalar arasında Üniversitelere Özgürlük İstiyoruz İnisiyatifi’nin düzenlediği eylemlere katılması gösteriliyor.
ETHA haber ajansı ve marksist.org sitesinden derlediğimiz habere adilmedya’nın Meryem’in arkadaşlarının anlattıklarını aktarması üzerinden devam edelim:
“Arkadaşları, başörtülerinin zorla çıkarılmasına karşı çıkarak ‘Başörtüleri zorla çıkarıldı çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ne göre ‘başörtülü’ bir aktivist kürt hareketini destekleyemez. Kürt halkına özgürlük isteyenler hükümet tarafından ötekileştiriliyor, hükümete göre onlar zerdüşt, onlar dinsiz. Nurcan ve arkadaşı ise bu ezberlerini bozuyor.’ diye tepki gösterdi.
28 ŞUBAT SÜRECİ BİTTİ, AMA SOPA EL DEĞİŞTİRDİ
Nurcan’ın arkadaşları 28 Şubat sürecinin bittiğini ama 28 şubat mağdurlarının ordunun oteriter taktiklerini benimsediğini belirterek ‘Zulüm bitmedi, sopa el değiştirdi.’ dedi.
Meryem’in avukatlarından alınan bilgilere göre, Meryem ve arkadaşının kaldıkları evin “örgüt evi” olduğu iddia ediliyor; gözaltına alınan iki kadın ise “izinsiz gösterilere katılmak” ve “molotof atmak” ile suçlanıyor. Avukatlar ise bu suçlamaları reddediyorlar.”
Taraf’tan Sümeyra Tansel’in haberi:
“İstanbul 10. Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Yolvercan’ın avukatı Emine Şeker, müvekkilinin ve ev arkadaşı Sinem Yılmaz’ın başörtülerinin nezarethaneye girmeden önce zorla çıkarıldığını ve istedikleri halde geri verilmediğini söyledi. Yolvercan ve arkadaşının 15 saat boyunca aç bırakıldığını söyleyen avukatı, müvekkiliyle görüşmeye gittiğinde başının açık olduğunu, rapor almak için hastaneye götürülürken de başörtüsünün olmadığını kaydetti.
Avukat Şeker, Yolvercan’ın evindeki sosyoloji kitaplarının da delil olarak toplandığını söyledi. Yolvercan, başörtüsü yasağından dolayı üniversiteye gidemeyen başörtülü öğrencilere yönelik olarak kurulan, YÖK’ün tanımadığı Avrupa İslam Üniversitesi’nde Arap Dili Edebiyatı ikinci sınıf öğrencisi. Geçen yıl, “Üniversitelere özgürlük istiyoruz” insiyatifinin yaptığı eylemlere katıldığı belirtilen Meryem Nurcan Yolvercan, “başörtüsüne özgürlük” ve “anadilde eğitim” taleplerini içeren etkinliklerde yer alıyordu.”
bu ne şimdi? kimler ne yapmak istiyor?
Ey ahmaklar!
baş örtüsü olmadan eğitim almak istemediğinden özel bir eğitim kurumuna giden bu hanımların başörtülerini açtırmakla kime hizmet ediyorsunuz? yoksa siz dindar insanları kendi kardeşlerine düşman ettirip ötekileştirip, bu milleti ve güzel ülkemi gavura peşkeş çektirmekmi niyetiniz?
Ey akl-ı selim sahipleri!
Durmayın ve bu haberi hemen başbakan ve Cumhurbaşkanına yazınız. (Allah onların yardımcısı olsun) yazın ki onlar bilgilensinler ve gerekeni yapsınlar
saygılarımla m.emin keleş
o başbakan “dini zerdüşlük olan” deyince polise bu hedefi göstermişti. polise göre de bir başörtülü anadilde eğitim istiyemez, isterse onun inancı ve mahremi yoktur. ne de olsa polisin kadınlara yönelik ilk eylemi değil bu. nezarete düşenin her şeyi helaldir polis için.