İstanbul Üniversitesi, Maltepe ve Beşiktaş Belediyeleri’nde Taşeron İşçi Kıyımı
Yıl sonu geldi, taşeron işçi kıyımı başladı…
İstanbul Üniversitesi:
Sözleşmeli ve taşeron işçi çalıştırmanın artık oldukça yaygın bir hale geldiği malumunuz. Yıl sonu itibariyle ilk haberler İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Maltepe Belediyesi ve Beşiktaş Belediyesi’nden geldi.
İstanbul Üniversitesi’nde işten atılan sekiz arkadaşımız, sadece bir başlangıç. 2012 yılı içinde atılmaların devam edeceği düşünülüyor, tabi eğer ses çıkartmazsak. Bu nedenle öncelikli olarak aşağıda Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin konuyla ilgili bildirisini ve Pazartesi günü yapılacak eylemle ilgili çağrılarını paylaşıyoruz, sitelerine de bakabilirsiniz:
İstanbul Üniversitesi’nde işçi çıkarılmasıyla yaşanan hukuksuzluk!
Sevgili dostlar; İstanbul Üniversiteli 4bli sözleşmeli personel alımından sonra çalışan sayısında fazlalık oluştuğu iddiasıyla şuan sağlık personeli sekiz arkadaşımız işten çıkarılmıştır, 2012 yılı içinde belirlenen süreç zarfında diğer sağlık personellerinin de işten çıkarılmaları düşünülmektedir. İşten çıkarılan arkadaşlara çalışmaları sırasında çıkışları sözlü olarak bildirilmiştir.
İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Kardiyoloji Enstitüsü, Onkoloji Enstitüsü, Deneysel Tıp Araştırma Enstitüsü ve Basım ve Yayınevi Müdürlüğü birimlerinde, Çalışma Bakanlığı İş Müfettişlerince yapılan incelemede, ÇSGB İş Teftiş Kurulu Başkanlığının 30.01.2009 tarih ve M.Ö:08 C.A:08 tarih ve sayılı raporu ile İstanbul Üniversitesi’nin hizmet alımı ihaleleri yoluyla kurulan alt işverenlik ilişkilerinin muvazaalı olduğu ve taşeron şirket çalışanı işçilerin baştan itibaren asıl işveren olan İstanbul Üniversitesinin işçisi olarak işlem görmesi gerektiği tespit edilmiştir. Anılan rapor itiraz üzerine İstanbul 4. İş Mahkemesinin 2009/249 Esas ve 2010/45 Karar sayılı ilamı ile kesinleşmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinin “Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler.” hükmü gereğince işçilerin İstanbul Üniversitesi’nin asıl işçileri olduğu kesinleşmişken, İstanbul Üniversitesi bünyesinde çalışan işçileri, asıl işçileri saymayarak hukuk kurallarını çiğnemekle kalmamış aksine işçileri işten çıkarma yoluna gitmiştir.
İstanbul Üniversitesi yönetimi bu hukuk dışı kararından vazgeçip işten çıkarılan işçileri bir an önce geri almalıdır, bünyesinde çalışan tüm işçileri asıl işçileri olduğu kabul etmeli hukuk dışı tutumundan vazgeçmelidir, hukukun ve yasaların verdiği hakları uygulamalıdır, hukuk ve adaletin işleyişi bunu gerektirmektedir.
KENDİ YARINLARINIZ İÇİN TEK SES, TEK YÜREK OLALIM….
BUGÜN 8 KİŞİNİN İŞTEN ÇIKARILMASIYLA BAŞLAYAN SÜREÇ DURMAKSIZIN DEVAM EDECEKTİR.
ARKADAŞLARIMIZIN İŞE GERİ ALINMASI TALEBİNİ İLETECEĞİMİZ BASIN AÇIKLAMASINA SİZLERİ DE BEKLİYORUZ!!!!!
SAAT: 09.01.2012 PAZARTESİ SAAT 8:00-10:00 ARASI GöREVDEYİZ.
Yarın sıranın sende olduğunu iyi bilmelisin,
”Adaletsizliği engelleyecek .gücünüzün olmadığı zamanlar olabilir ;
Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı…”
Maltepe ve Beşiktaş Belediyeleri:
Sözü fazla uzatmadan, Maltepe Belediyesi’nde işten çıkarılan taşeron işçilerin 29.12.2011 tarihli basın açıklamalarına kulak verelim:
“Hakkımızı Aradık, İşten Atıldık!
Taşeron işçisi köle değildir!
Maltepe’de direniş kazanacak!
İşçi ve emekçi kardeşler;
Biz yıllardır Maltepe Belediyesi’nin taşeron şirketlerine bağlı olarak çalışan işçileriz.
Sigorta kayıtlarımız (neredeyse her yıl değişen) alt işveren olan taşeron şirketlerde görünmesine rağmen Maltepe Belediyesi’nin esaslı işlerinde çalışan taşeron işçiler olarak çalışmaktayız. Alt işveren konumundaki şirketler, her yıl yapılan ihalelerle değişse de; Maltepe Belediyesi taşeron işçileri olarak; işçi statümüz ve çalışma koşullarımız ile işyerlerimiz ve fiilen çalıştığımız mekanlar değişmeksizin aynı işi yapmaya devam etmekteyiz.
Buna rağmen kadrolu ve sendikalı belediye işçilerinden az maaş alıyor, her yıl imzalatılan bireysel sözleşmelerimizin, kıdem tazminatına hak kazanmamız için gerekli bir yıllık süreyi doldurmamıza engel olacak biçimde sözleşmelerimiz imzalatılıyor. Bu yüzden kıdem, ihbar ve senelik izin haklarımız elimizden alınıyor. Toplam fiili çalışma süremizin neredeyse yarısı fazla mesai niteliğinde olmasına rağmen fazla mesai ücretlerimiz ödenmiyor. Belediyenin fiilen aynı işi yapan kadrolu ve sendikalı işçileriyle taşeron işçileri arasında oluşan ücret ve sosyal haklar arasındaki bu uçurum hem Anayasanın Eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, hem de 4857 Sayılı İş Kanunun 2. maddesine, ayrıca “Eşit Davranma İlkesi ” başlığını taşıyan 5. maddesine aykırıdır. 5. maddeye göre aynı işi yapan, aynı kategorideki işçiler arasında ücret ve başka kalemler bakımından farklılık gözetilemez.
Bizler işyerlerinde yaşadığımız bu sorunlara karşı bir örgütlenme çalışmasına girdik. Yaklaşık 6 aydır yürüttüğümüz çalışmada birçok mitinge ve eylemlere katılarak taleplerimizi haykırdık. Maltepe Belediye bünyesindeki taşeron şirketlerde çalışan taşeron işçilerinden 400’ün üzerinde imza toplayarak taleplerimizi Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin’e sunmak istedik. Fakat Belediye başkanı bizimle görüşmeyerek taşeron işçilerinin sorunlarını dikkate almadı. Ardından başkan yardımcılarının ve meclis üyelerinin “işten kimse atılmayacak” sözüne rağmen bir işçi arkadaşımızı işten atmıştır.
Türk İş’in genel kurulunda CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmada “Taşeron 21. yüzyılın kölelik rejimidir!”, “Bedel ödemeden hak alınmaz, Ağlamayan çocuğa kimse mama vermez! ” demiştir. Bir yanda mücadele vurgusu ve taşeronluk sisteminin kölelik rejimi olduğu, bir tarafta hak arayan ve işten atılan taşeron işçiler. CHP taşeronluk sisteminin kaldırılmasında gerçekten samimiyse mecliste önerge sunmalı ve kendi bünyesindeki belediyelerdeki bu kölece çalışma koşullarının çözümünde adım atmalı. Tüm emekten yana olan milletvekilleri de mecliste bu sorunu dillendirmelidir.
Bizler, işten atma saldırısının ardından 21 Aralık’ta Maltepe Belediyesi önünde direnişe başladık. Direnişimiz büyüyerek ve her türlü yıldırma, korku ve baskılara rağmen devam ediyor. Bizler insani taleplerimiz için sonuna kadar direneceğiz.
Taleplerimiz
1- Atılan işçiler işe geri alınsın!
2-İşten atılmalara son verilsin, İş güvencesi sağlansın!
3-Güvencesiz çalışmaya ve taşeron uygulamasına son verilmeli, meclis bünyesindeki siyasi partiler bu sorunun çözümünde önerge versin!
4-Taşeron işçilerin İnsanca yaşamaya dahi yetmeyen maaşları, belediyede aynı işi yapan kadrolu ve sendikalı işçilerin maaşlarına ve diğer ek sosyal haklarına eşitlensin!
5-Gerçekte tüm işçilerin alımına ve çıkarılmasına karar veren, üst işveren Maltepe Belediyesi’dir. Tüm Taşeron işçiler belirsiz iş sözleşmesiyle çalıştırılsın ve aynı zamanda kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi Maltepe Belediyesinin güvencesine alınsın!
6-Belediyede taşeron işçilerle aynı işi yapan kadrolu ve sendikalı işçilerin çalışma saatleri gibi taşeron işçilerin de çalışma saatleri 40 saate indirilsin ve Cumartesi günü çalışmasına derhal son verilsin!
7-Cumartesi günü çalışmasına devam edilirse, bu çalışmalar 4857 Sayılı Kanun gereğince de fazla mesai ücreti olarak taşeron işçilere ödensin!
8-Belediyede taşeron işçilerle aynı işi yapan kadrolu ve sendikalı işçilerin almış oldukları sosyal yardımlar gibi taşeron işçilerine de tüm sosyal yardımlar (ikramiye, aile, çocuk, yakacak ve giyim yardımı) yapılsın!
9-Tüm taşeron işçilere sendikal örgütlenme hakkı verilsin! Başta Maltepe’li işçi ve emekçiler olmak üzere tüm kamuoyunu taşeron işçilerinin sorunlarına karşı duyarlı olmaya, direnişle dayanışmaya, sesimize ses katmaya çağırıyoruz.
Maltepe Taşeron Belediye İşçileri”
Beşiktaş Belediyesi İşçileri
Beşiktaş Belediyesi’nde çalışan taşeron işçilerin atılma nedenlerinin biri de, anayasal hakları olan sendikalaşma hakkını kullanmaları. Aşağıya ekleyeceğimiz metin, işçilerin örgütlendikleri Genel-İş sendikasının sitesinden alınmıştır:
“Sendikamıza üye oldukları için Beşiktaş Belediyesi Teknik Hizmetler Anonim Şirketi’nde (Beltaş) çalışan sendikalı 178 taşeron işçinin sözleşmelerinin 31 Aralık’ta fesh edilecek olmasını protesto etmek için 27 Aralık 2011 tarihinde eylem düzenlendi. “Sendika demokratik haktır engellenemez” yazılı pankart açan üyelerimiz, “Direne direne kazanacağız”, “İnadına sendika inadına DİSK”, “Taşerona teslim olmayacağız” sloganlarıyla Levent Meydanı’ndan Beşiktaş Belediyesi’ne kadar yürüdüler.
Burada basın açıklaması yapan İstanbul 1 No’lu Şube Başkanımız Hikmet Aygün konuşmasında;
Beşiktaş Belediyesinin iştiraki Beltaş şirketinde çalışan ve Beşiktaş İlçemizin Park ve Bahçelerinin düzenlenmesi işlerini yürüten 135 işçi sendikamıza üye olmuşlardır. Yaklaşık olarak bir yıl aşkın bir süredir sendikal mücadele yürütmekteyiz. Konun barışçıl yollardan çözülmesi için gerek Konfederasyonumuz düzeyinde gerekse Sendikamız düzeyinde tüm iyi niyet girişimlerimiz sonuçsuz kalmış, 31 Aralık 2011 tarihi itibarıyla 178 işçinin iş akdi feshi edilecektir.Yani 178 işçi yeni yıla umutla değil umutsuzlukla başlayacaktır.
İnsan haklarının en temel ilkelerinden biri sendikal örgütlenme ve sendika seçme özgürlüğüdür. Ancak bu temel hak ve özgürlüklerimiz güvence altında değildir. Hala çalışanlar sendikaya üye oldukları için işten atılmakta sendikalı olma özgürlüğü işverenin otoritesinin baskısıyla çiğnenmektedir. Bu baskı ve ihlaller Sosyal Demokrat gömleğini her zaman gösteren bir anlayış tarafından çiğnenmesi, demokrasi insan hak ve özgürlüklerinin geldiği aşamayı göstermektedir.
Belediye Başkanı tüm yurttaşlara eşit davranma borcu ve yükümlülüğü bulunan bir kamu idarecisidir. Belediye Başkanı işçiler arasında ayrım yapamaz. Onların hak ve özgürlüklerini ihlal edemez. Aksi davranış kanunda alınan yetkinin kötü kullanmasıdır ve suçtur. Kamu hizmeti kamunun işçisiyle yapılması gerekir. Halkın sağlığı, huzuru, güvenliği taşeronlara devredemez. Bu sorumluluktan kaçamaz,
Her platformda taşeron işçiliğinin sonlandırılacağı, herkesin sendikalı olacağını, özelleştirmelere son verileceğini, işten atılmalarının önüne geçileceğini dile getiren CHP Genel Başkanı, Partisine bağlı bir belediye Başkanının işten atılma, sendikasızlaştırma, asgari ücretle çalıştırma yapması çelişkileri hat safhaya çıkarmıştır.
CHP’ne bağlı Beşiktaş Belediye Başkanının bu anti-demokratik uygulamaları yazılı bir mektupla Sn.Kılıçtaroğlu’na anlatılmış, duruma müdahale edilmesi istenmiş, fakat hiçbir sonuç alınamamıştır. Her defasında mücadelenin alanlarda olduğunu beyan etmektedir. Diyoruz ki Söylemlerinizi, eyleme dönüştürün bu çirkin politikadan vazgeçin.
Hatırlatmakta fayda görüyoruz. Sosyal Demokrasinin ham maddesi insandır. Emektir. Yani Buradakilerdir Tepedekiler değildir.
Bizlerin dinlenme, çocuklarımızın oyun alanları olan parklarımızın bakımını yapan, sağlıklı koşullarda hijyenik ortamlar sağlayan işçilerin kışın ortasında işten atılmalarının bir açıklaması olamaz Çünkü bu zorunlu bir kamu hizmetidir. ertelenemez, kapatılamaz,
Bir kez daha uyarıyoruz; Taşeron uygulamasını kaldırın, Kamu hizmetini kamu işçinizle veya iştiraklerinizde çalışan işçilerle hizmetini sunun, Çalışanların hak ve sendikal örgütlüklerine saygı gösterin, Birilerine rant sağlamak için zamanınızı ihalecilik yaparak geçirmeyin, yüzünüzü halka ve çalışanlara çevirin.
Geçen gün yaptığımız eylemde, sorunun çözülmemesi halinde eylemlerimizin ivme kazanacağını, işten atılacak işçilerin geri işe alınmaması, sendikal örgütlülüğümüzün tanınmaması halinde her türlü eylem yöntemlerinin deneneceğini beyan etmiştik.
Değerli basın emekçileri
Genel İş Sendikası olarak;Hiçbir parti gözetmeksizin, sendikal örgütlülüğümüze, üyelerimize yapılacak her türlü saldırı karşısında haklılığımızdan aldığımız güçle, direneceğimizi, mücadelemizi sürdüreceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.
Protesto, oturma eylemi ve işçilerin Belediye binası önündeki yılbaşı çam ağacına, “İşçiyiz haklıyız kazanacağız” yazılı dövizleri ve “Genel İş” şapkalarını asmasıyla son buldu.