Çapa Direnişi Devam Ediyor
Çapa taşeron işçileri 2012 Temmuz’da kesilen yol ve yemek paralarının iadesi için 12 gündür taleplerini dile getirmeye devam ediyor. 10 Nisan’da yönetimle görüşmelerinin ardından somut bir adım atılmaması üzerine greve giden işçilerden Güneş Cengiz Zanlıer grev sürecini, sonrasını ve bundan sonra ne yapacaklarını anlattı:
Grev 3 gün devam etti. Grevin 3. gününde arkadaşlarımızla toplanıp dekanlığa gittik. HAGED toplantısı vardı. Bu tür şeylere hastane direktörlüğü karar veriyor. Yol parası eklenecekse üniversite rektörünün de başında bulunduğu kurum tamam derse zaten işler çözülmüş oluyor. Oradan bir haber almaya çalıştık. O gün içerisinde olmadı ama ertesi gün arkadaşlara sorumluluk verdik. Yoğun bir kalabalıkla basın açıklaması yaptık. 200 kişi toplanmıştı. Bu sırada yönetimle de görüştük. İlk kazanım olarak bunu dile getirmiş olduk. ”Önümüzdeki günlerde temizlik ihalesi var.” dediler. Biz yönetimi uyarmıştık; yeni ihale geliyor hiç olmazsa onun içine koyun diye. Ancak grevin ardından ihale iptal oldu. Bize de yol ücretlerini eklemeye çalışıyoruz dediler.
Ardından TTB, SES Sendikası, Dev-Sağlık İş, Eğitim-Sen, Taş-İş Der ve ”İşçilerin Sesi” diye bizim hastanede bülten çıkaran bir grup arkadaşımızın da katıldığı bir toplantı gerçekleştirdik. Toplantıda, onlar bir sonraki ihaleye bunu koymayı hedefliyorlar ama devam eden ihaleler de var. Neden o ihalelerin içine ekleyip de işçi bir sonraki ay bu ücretleri almasın diye konuştuk. Şartnamelere ulaşmamız gerekiyordu. Onlara ulaşıp, avukatlara gönderdik. Şimdi de var olan ihalelere eklenebilir mi diye yönetimle tekrar görüşeceğiz. Talebimiz bu. Ne kadarı kabul olur bilmiyoruz ama bizim burada başlattığımız olay Cerrahpaşa’ya da yansıdı. Orada da basın açıklamaları yapmaya devam ediyorlar. Toplantıda da madem onlar bizim yol paramızı kestiler ve biz bunu talep ediyoruz; o zaman haftaya salı günü yol keserek biz buradan onlar da Cerrahpaşa’dan çıkarak bunu unutmadığımıza ve almak istediğimize dair yönetim üzerinde bir baskı oluşturmaya karar verdik.
12 gün içerisinde özellikle grevden sonra katılımda azalma oldu. Grevin etkisi çok büyüktü çünkü. İşçilerin hepsi tutanak yedi zaten. İmza föyleri imzalattırılmadı. Bir de hiçkimse yasal evrakla, tutanakla uğraşmak istemiyor. İmza attırılmaması da sindirdi insanları. Ama artık her şeyden bıkmış, usanmış, hiçbir şeyi takmayan arkadaşlarımıza bunun bir önemi olmadığını anlatıyoruz. Mücadeleyi kırmaması gerektiğini söylüyoruz ama korkanlar ya da kaybedecek çok şeyi olanlar için zor. Çünkü direkt güvencesizliği kullanıyorlar. Greve gitmeye ya da o basın açıklamalarına katılmaya devam edersen işten çıkartılacaksın diyorlar. O yüzden bir azalma oldu. Bir de bir şeyi sürekli yapmak da yoruyor. Ben bile mücadelenin bu kadar içinde olmama rağmen her gün buraya gelmek zor olabiliyor. Bedenen de yoruluyoruz. Bunun hazırlık aşaması da oluyor. Akşam internetten duyuruyoruz, mail atıyoruz, telefon açıyoruz. İnsanlar unutmasın, gelsinler diye. Sonra da mesaiyi ayarlayıp, buraya gelmek lazım. Hastane olduğu için 24 saat kesintisiz mesai var. Yemek arası var ama herkesin ki farklı. İş ya da hasta ne zaman biterse, o zaman çıkarsın. Bu tip sıkıntılar da oluyor.