Dünya tarihinin en kitlesel grevi: Hindistan, 2 Eylül 2016
Göknur Marş, Hindistan
Eylül günü Hindistan genelinde hükümetin ekonomik reformlarına karşı greve çıkan yaklaşık 180 milyon işçi, dünya tarihinin en geniş katılımlı grevini gerçekleştirdi. Hindistan’daki on sendika federasyonuna bağlı binlerce sendikanın milyonlarca üyesinin sabahın erken saatlerinde işyerlerinde başlattıkları eylemler, ilerleyen saatlerde şehir merkezlerindeki buluşma noktalarında geniş katılımlı mitinglerle devam etti.
2014 yılında iktidara geldiğinden beri neoliberalizme bağlılığı ve bu yöndeki ekonomik reformları ile meşhur Narendra Modi hükümeti, emek reformları adı altında çalışanların % 94’ünü kapsayan kayıtdışı sektörü, güvencesiz çalışmayı ve denetimsizliği daha da derinleştirecek işverenden yana yasa tasarıları ile sendikaların bu grev kararını almasını hızlandırdı. Greve katılmayan, ülkenin en büyük sendika federasyonlarından, hükümet yanlısı Bharatiya Mazdor Sangh (BMS – Hindistan İşçileri Sendikası), greve katılmama kararını açıkladığında bu durum diğer federasyonları şaşırtmadı, çünkü BMS 2015 senesindeki genel greve katılmayacağını da son anda açıklamıştı.
İşçilerin on iki genel talebi içinde asgari ücret artışı ve ödemelerin düzenli olması, temel tüketim maddelerinin fiyatlarının artışına devlet müdahalesi, tüm işçiler için sosyal güvenlik, sağlığa erişim konusundaki kısıtlamaların kaldırılması, sendikalar yasasında yapılacak değişikliklerin geri çekilmesi ilk sıralarda yer alıyordu. Hindistan emek piyasası kayıtlı işçileri vasıflarına göre üç gruba ayırıyor. Asgari ücret de işçinin vasfına göre değişiklik gösterdiği gibi sektöre, eyalete ve şehre göre saatlik, günlük, haftalık ya da aylık olarak ödeniyor. Başkent Delhi’de kayıtlı, vasıfsız bir işçinin aylık asgari ücreti resmi rakamlara göre 9.178 INR – Hint Rupisi (yaklaşık 410 TL). Kesintilerden sonra eline geçmesi beklenen tutar ise 8.200 INR. İşverenden yana reform paketleri ve ödemelerin denetime tabii tutulmaması sonucu bu işçilerin eline geçen tutar çoğunlukla 6.000 INR civarında oluyor. Başkentte ev kiraları 6.000 INR’den pahalı iken buna ulaşım, temel gıda, sağlık ve eğitimi de eklerseniz bir işçinin sürekli borçlanmak durumunda olduğu sonucu ortaya çıkıyor.
Kırsal alanlarda ise işçiler daha uzun saatler çalışmalarına rağmen aylık ücretleri 2.000-3.000 INR aralığında. Ülke nüfusunun % 50’sinden çoğu, açlık sınırının altında yaşamlarını sürdürüyor. Bu koşullar altında sendikaların öncelikli talebi asgari ücretin vasıfsız işçiler için en az 18.000 INR’ye çıkarılması ve düzenli ödenmesi oldu.
Çalışma Bakanlığı’na bağlı, İşçilerin Tasarruf Fonu kapsamında, aylık geliri 15.000 INR ve altında olan işçilere verilen sağlık kartları, işçilerin belirli hastanelerde ücretsiz check-up ve muayene hizmetlerinden yararlanabilmesini sağlıyor. Çeşitli sağlık şikayetleriyle bu hastanelere başvuran işçiler, tedavileri için gereken ilaçlara da ödeme yapmıyor. Hükümet ise emek reformları paketinde bu hastanelerin kapatılmasını öngörüyor. Bu durumda işçilerin ücretsiz sağlık hizmetine erişimi ortadan kaldırılmış olacak.
Hindistan dünyada genç nüfusun en yoğun olduğu ülke olmasına rağmen yeni istihdam alanları yaratılmadığından dolayı üniversite mezunu genç işsizlerin oranı % 20 civarında. Gençlerin çoğunluğu yüksek lisans ya da doktora derecesine sahip olmadan iş güvenceli bir iş bulamayacağını düşünüyor. Köklü kast geleneğinden dolayı bazı gençler bu derecelere sahip olmanın bile iş bulmada yardımcı olmayacağını düşünseler de değişimin kendileriyle başlayacağına inananlar da yok değil.
Sendikalaşma oranının oldukça düşük olduğu Hindistan’da, sendika kurma şartı en az yedi işçinin bir araya gelmesi iken, yeni reform paketi bu sayıyı da 100’e çıkarmaya hazırlanıyor. Sendikaların öncelikli diğer talepleri arasında ise eşit işe eşit ücret, özelleştirmelere son verilmesi, sosyal güvencenin ve emekliliğe erişimin garanti altına alınması ile hükümetin ILO’nun 87 ve 98 no’lu Sendika Özgürlüğü ve Sendikalaşma Hakkının Korunması, Örgütlenme ve Toplu Pazarlık Hakkı sözleşmelerini onaylaması yer aldı.
Ülkenin farklı şehirlerinde, sabah mesai saati başlangıcında işyerlerinde toplanmaya başlayan işçiler kısa süreli eylemlerden sonra şehir merkezlerindeki toplanma alanlarına yürüdüler. Birçok şehirde otobüs şoförleri de greve etkin katıldığından ulaşım sekteye uğradı. Büyükşehirlerde ise bazı taksi ve yerel taksi rikşa şoförleri ulaşım hizmeti vermeye devam ettiler. Yeni Delhi’de toplanma alanı Jantar Mantar’a sabah 10.00’dan itibaren gelmeye başlayan işçiler saat 12.00’de yürüyüş güzergahına geçtiler. Polisle yapılan kısa süreli barışçıl görüşmeninardından, yürüyüş için ayrılan trafiksiz alanda yaklaşık 2 km. sonra miting alanına varıldı. Alanda farklı işkollarından ve sendika federasyonlarından yaklaşık 15.000 işçi toplandı, gün içinde farklı federasyonlardan banka çalışanları, güvencesiz temizlik işçileri, hemşireler, kamu görevlileri, ev işçileri alana vardıkça bu sayı da arttı. Kürsüden yapılan konuşmalarda talepler dile getirilirken, özellikle yabancı basın çalışanları işçilerle röportaj yaptı. Alanda devam eden konuşmalara def ve zil sesleri, sloganlar eşlik etti.
Hükümet bu reformların ekonominin gelişmesi için gerekli olduğunu savunmaya devam ederken, demiryolları, banka ve sigorta, temizlik, güvenlik, tekstil, taşımacılık sektöründen işçiler ve sendikaları reformların sömürüyü daha da derinleştireceğini belirtip tüm dünyaya seslerini duyurdular. 2 Eylül günü Hindistan’ın birçok şehrinde sokağa çıkan işçiler, hükümet tarafından ellerinden alınıp sermayeye peşkeş çekilmeye çalışılan hakları için mücadele etmeye devam edeceklerinin sözünü vermiş oldular.
Ağustos ayında asgari ücrete Delhi’den başlayıp ülke genelinde günlük 300 INR zam yapacağını duyuran hükümet, sendikaların grev kararından dönmesini beklerken bu kadar kararlı bir duruşla karşılacağını tahmin etmiyordu. Yetkililer grevin yaklaşık 180 milyar INR ekonomik kayba sebep olduğunu açıklarken, sendikalar hükümetin bir an önce taleplerini karşılamasını bekliyor.