BYV KariyerFest’i Protesto Eylemi
Boğaziçili bir grup Müslüman öğrenci, okulun mütedeyyin mezunlarının kurduğu Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’nın düzenlediği BYV KariyerFest’te bir eylem gerçekleştirdi. Öğrencilerin açtığı pankarta müdahale eden vakıf yönetimi, tesislerdeki güvenliği Müslüman öğrencilerin üzerine saldırttır, yetmedi polis çağırdı. Kapitalizme biat, patronlara itaat etmemeye çağıran öğrencilerin bildirisi aynı zamanda Türkiye’de yeni bir siyasal yarılmanın, mevcut statükoya karşı başka bir muhalefet biçiminin de habercisi niteliğinde…
Böyle şeyler pek popüler olmadığından dolayı sürekli gündemde yokmuş gibi davranılır. Ancak çatlaklar oluşmaya başladımı barajın artık anlamsız bişeye dönüştüğü de malum. Boğaziçi dindar taifesinin yıllardır iştahla sahiplendiği BYV kariyer günleri muhabbetine bir ses çıkarılması gerekiyordu. Eğer bunu “solcu” “kemalist” gibi “öteki” mahalleden çıkan sesler protesto etseydi, malum çok bir yere dokunmayacaktı. Kapitalizme biat, patronlara itaat etmemeye çağıran arkadaşlarımızı selamlıyoruz.
25 Mayıs Cumartesi günü Boğaziçi Yöneticiler Vakfı tarafından Topkapı 1453 Tesislerinde düzenlenen Kariyer Festivalini protesto eden öğrencilere vakıf yöneticilerinin yönlendirmesiyle özel güvenlikler müdahale etti. Yaşanan arbedenin ardından protesto metinlerini okuyan öğrenciler festival alanından ayrıldı.
Öğrencilerin konuya dair yaptıkları açıklama;
“Boğaziçi Üniversitesi mezunları tarafından kurulan Boğaziçi Yöneticiler Vakfı’nın düzenlediği ” İşte Erdem” temalı Kariyer Festivalinden duyduğumuz rahatsızlığı, vakıf yöneticileriyle ve en çok da bu programa katılan arkadaşlarımızla paylaşmak amacıyla etkinliğe katılım gösterdik. Planımız Topkapı Sosyal Tesislerinin bahçesinde yapılan programda derdimizi anlatan metnimizi okumak ve imkanlar dahilinde ‘kariyer’in mantığı veya sistemin bizi mecbur kıldıklarıyla başa çıkmak gibi konuları tartışabilmekti. Bu anlamda önceden aldığımız kararla ‘eylem’in amacı doğrultusunda slogan dahi atmayacak, mümkün olduğunca diyalog ortamı oluşturmaya çalışacaktık.
Ancak üzülerek belirtiyoruz ki, evdeki hesap çarşıya uymadı ve BYV yöneticilerinin yönlendirmesiyle özel güvenlik görevlileri bize ve “Kariyer’de Erdem Ne Arar” yazılı afişimize saldırdı. İlk aşamada afişimizin önünde durduk ve güvenlik görevlilerini müzakereye davet ettik. Kendilerine, arkadaşlarımıza çok kısa bir mesaj iletmek niyetinde olduğumuzu, slogan dahi atmayacağımızı, şiddet odaklı bir eylem geliştirmeyeceğimizi ve müdahale edip etmemeyi bu programı düzenleyen yöneticilere sormaları gerektiğini söyledik. Güvenlik görevlileri bize, programı düzenleyenlerin bizi orada istemediğini anlattığı sırada vakıf yöneticilerinin verdiği emirle başka bir şahıs afişimize saldırdı ve hemen akabinde güvnelik görevlileri bizlere karşı şiddet kullanmaya başladılar. İtidali elden bırakmamak yönündeki tüm gayretimize ve kendimizi savunmaktan fazlasını yapmamamıza rağmen vakıf yöneticileri ve güvenlik görevlilerinin tahammülsüz tavırları tüm şiddetiyle devam etti. Saldırının bir aşamasında bir güvenlik görevlisinin diğerine “getir, coplarla biber gazını getir” dediğini de belirtelim. Buna karşılık BYV yöneticileri ” yapmayın boğaziçili öğrencilere yakışmaz” diyerek tepki göstermişlerdir. Bu aslında sürece kendilerinin dahiliyetini de göstermektedir.
Arbede sırasında güvenliklerin saldırısını engellemek bir yana saldırıyı yönlendiren vakıf yetkililieri aynı zamanda tehdit savurmaktan da geri durmadı.. Güvenliklerden olmayan ve vakıf yöneticilerinden olduğunu zannettiğimiz bir şahsın “okul hayatınızı bitiririm” sözünü bu bağlamda not düşüyoruz.
Saldırıya uğrayan bizleri “İslami olmamak”la suçlayan ve hak ve adalet aramak gayesindeki bizleri dinleme ihtiyacı hissetmeden “komunistlik yapmayın” diyen üst düzey vakıf yöneticisinin tavırları da önemlidir. Bu tavırlar kendinden gayrısını ötekileştiren, islami olanı belirleme yetkisini kendinde gören, karşısındaki sözü itibarsız kılmaya çalışan ve bugün çok net bir şekilde ortaya çıktığı üzere eleştiri kabul etmeyen zihniyeti ortaya koymaktadır.
Yukarıda genel hatlarını çizmeye çalıştığımız tavırlar sonrasında program alanından biraz uzaklaşarak bildirimizi okuduk ve arkasından karşılaştığımız bu tahammülsüz tavrın sorumluları olan vakıf yöneticileri ve güvenliği kınadık. Sonrasında ise Asr suresini okuyarak festival mekanını terk ettik.
Yine not düşelim ki, öğrendiğimiz kadarıyla, çağrılan polis, bizim mekanı terketmemizin ardından olay yerine intikal etmiş ancak vakıf yöneticileri şikayetçi olmayacaklarını belirtmişlerdir.
Açık yüreklilikle belirtiyoruz ki, eylemimizin formatından içeriğine her şeyi arkadaşlarımızla veya herhangi bir kurumla konuşmaya, tartışmaya açığız. Bugün yapmak istediğimiz de bunun imkanını oluşturmaya çalışmaktan başka bir şey değildi.
Sorumsuz ve tahammülsüz tavırları sebebiyle BYV yöneticilerini bir kere daha kınıyoruz.
Yaşanan arbede sırasında bize destek olan arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, sessiz kalan arkadaşlarımızı da dayanışma ve direniş hattımıza davet ediyoruz.
son olarak sizlerle amacımızı ve derdimizi açıklıkla ortaya koyan metnimizi paylaşıyoruz.
buyrunuz;
Kariyer Günleri Protesto Metni
Kapitalizmin mahremiyet, vicdan, adalet, ahlak, kanaat gibi her müslümanın taşıması gereken birçok erdemi yok saydığı bir dünyada yaşıyoruz. Bu erdemlerin yerine ise ya kendi kavramlarını geçiriyor ya da kavramların anlamını baştan kendisi dolduruyor. Fırsat, performans, özgüven, iş, çıkar, başarı, saygınlık, yasa gibi tonlarca kelime bu şekilde hayatımızı çepeçevre kuşatmış durumda. Kişisel gelişim, sertifika programları, pazarlama rehberi, başarı öyküleri, terapi seansları, insan kaynakları, yönetmelikler ve bugün karşı karşıya olduğumuz kariyer günleri gibi kendi ürettiği yardımcı kuvvetlerle de hayatlarımıza taarruz etmeye devam ediyor.
Üniversitelerin sermayenin iş gücü pazarına dönüştüğü, öğrencilerin metalaştırıldığı kariyer günlerine hayır diyoruz! İnsanın rızkını temin etmesinin kutsal oluşuna inancımız tam. Öğrencinin maişet kaygısı ve staj zorunluluğunun farkındayız. Ancak rızık temininin ömürlük bir yarışa dönüştürüldüğü, maişet kaygısının prestijle yer değiştirdiği kariyerizme karşı durmaya çağırıyoruz.
Kariyerizm bizden kişiliğimizin markasını yaratma ilahlığını ister. Hayatlarımızı CVlere göre formatlamayı, performans ölçümü adı altında kişiliksizleştirilmeyi, tüketim pazarına pompa görevi görmeyi, üniversite eğitimimizi her şeyin pahasına verimin artırılmasına endekslemeyi bekler. Doğru çatal kullanmaktan nasıl giyineceğimize, ne konuşacağımızdan aile ilişkilerimize kadar hayatımızın her alanına nüfuz eder. Aynı sıralarda dirsek çürüttüğümüz arkadaşlarımız sizin o sunduğunuz hayatta birden rakip faktörlere dönüşür. Mutluluğu kar-zarar hesabına, özsaygıyı hiyerarşiye, şahsiyeti pazarlamaya, bilgiyi sömürüye şart koşar. Rıza-i ilahi için giriştiğimiz araçları hiç ölmeyecekmişiz gibi amaç haline getirir.
Peki, sonu gelmez “başarı hikayeleri” anlatıyorsunuz. Soruyoruz, madalyonun öbür yüzünü gösterecek misiniz? Plazalardan fabrikalara göz attıracak mısınız? Biz beyaz yaka adaylarına mavi yakalılardan bahsedecek misiniz? Her an iş kaybetme kaygısından, güvencesizlikten, mobbingden, oralarda başka bir ahlakın geçerli olduğundan, adil gelirden, hırs kurbanlarından, esnek çalışma saatlerinden, üzerlerine basarak yükseldiklerimize ne olduğundan bahsedecek misiniz? Yoksa kendinize muhtaç kılacağınız biz müstakbel adayları en iyi bildiğiniz pazarlama stratejileriyle kariyer yalanlarına inandırmaya devam mı edeceksiniz?
Bizler, Boğaziçili Müslüman öğrenciler olarak rekabet temelli kariyere karşı; işçisinden çaycısına, amirinden memuruna hepimizi kuşatan cemaat temelli dayanışmaya çağırıyoruz. Mücadeleyi birbirimize karşı değil sömürüye dayalı kapitalizme karşı yapalım istiyoruz. Çalışma hayatımızın da ancak o zaman ibadete dönüşeceğine inanıyoruz. Aracı olan vakıfları da emeklerinin karşılığını bekleyen öğrencileri de bu direnişe çağırıyoruz.
Önce kendi nefislerimize sonra buradaki arkadaşlarımıza sesleniyoruz:
Ey müslüman öğrenci, kariyerin için neyini feda ettiğini unutma!
Kapitalizme biat, patronlara itaat etmemeye çağıran öğrencilerin bildirisi aynı zamanda Türkiye’de yeni bir siyasal yarılmanın, mevcut statükoya karşı başka bir muhalefet biçiminin de habercisi niteliğinde… AMİN, AMİN GERÇEKTEN KAPİTAL SURLARDA VE MUHAFAZAKAR AKLIN SURLARINDA GEDİKLER AÇAN GENÇLERİ TEBRİK EDİYORUM.