Boğaziçi Üniversitesinde Emekçi Öğrenci Dayanışması!
Yemek ve kreş ücretleri artırılan, ücretsiz servis hakları elinden alınan ve servis sayılarının azaltılmasıyla mağdur edilen 300’e yakın Boğaziçi Üniversitesi emekçisi ve onlara destek veren öğrenciler, Eğitim-Sen’in çağrısıyla bugün üniversitenin rektörlük binası önünde eylem yaptı.
İlk olarak söz alan bir Boğaziçi Üniversitesi emekçisi, üniversite yönetiminin kararıyla son bir yıl içinde personel yemeklerine ve kreş ücretlerine ölçüsüz zamlar yapıldığını, şimdi de servis ihalesi şartnamesiyle doğrudan ve dolaylı olarak yüzlerce kişinin mağdur edildiğini söyledi. Hem 61 olan servis sayısının 50’ye düşürülmesi, hem de oluşturulan yeni güzergahların uygunsuzluğu sebebiyle bazı çalışanların servise hiç binemeyeceği veya servise binmek için kilometrelerce yürümek zorunda kalacağını belirtti.
Daha sonra söz alan başka bir emekçi “Servis düzenlemesi sebebiyle yüzlerce insan sabah evinden daha erken çıkmak, akşam evine daha geç dönmek zorunda kalacak.” dedi. Çalışanlar karar alınırken üniversitede görevli komisyonlara danışılmış olması gerektiğini ama bunun yapılmadığını, yönetimin bu tavırdan vazgeçmesi ve sorunun çözülmesi gerektiğini belirttiler.
Eylemin yapıldığı alanın hemen karşısında o sırada Üniversite Yönetim Kurulu toplantısının gerçekleştiğini hatırlatan emekçi, “Taleplerimiz dikkate alınmazsa eylemlerimizi sürdüreceğiz, üniversite yönetimini taleplerimizi kabul etmeye çağırıyoruz.” diyerek üniversite yönetimine seslendi.
Daha sonra Boğaziçi Üniversitesi Eğitim-Sen Temsilciliği adına söz alan Boğaziçi Üniversitesi çalışanı Filiz Demircan, üniversite yönetiminden taleplerinin yer aldığı basın açıklamasını okudu.
Konuşmalar arasında sık sık “İdare Tuzla’ya, Emekçiler Lojmana”, “İşçi Gençlik El Ele Mücadeleye”, “Servis 500T olmayacak”, “Direne Direne Kazanacağız” sloganları atıldı. Yapılan açıklamalardan sonra üniversite çalışanları ve öğrencilerden oluşan grup alkışlar ve sloganlar eşliğinde rektörlük binası önünde eylemini sürdürdü.
Boğaziçi Üniversitesinde ne olmuştu?
Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne aday olmamasına karşın Cumhurbaşkanı tarafından atanan Prof. Dr. Mehmed Özkan, koltuğa oturmasının ardından üniversitenin geleneğine sahip çıkacağını öne sürmüştü. Ancak rektörün atanmasıyla emekçi ve öğrenci karşıtı politikalar Boğaziçi Üniversitesinde kurumsallaşmaya başladı.
Üniversite yönetimi KHK ve YÖK kararlarıyla üniversiteden uzaklaştırılan akademisyenlerinin yanında durmadı.
Geçtiğimiz eğitim-öğretim döneminde personelin kreş ve yemek ücretlerine kamunun ödemeyi vaad ettiği miktarın üzerinde, ölçüsüz zamlar yapıldı ve personel çocuklarından servis ücreti alınmaya başladı. Birkaç ay önce ise acele bir kararla öğrencilerin yemek ücretlerine %62,5 zam getirildi.
Son olarak 2018 yılı servis ihalesi şartnamesiyle 61 olan servis sayısı 50’ye düşürüldü. Sadece servis sayısı azaltılmadı, oluşturulan güzergahlar sebebiyle bazı çalışanlar servise hiç binememek veya servise binmek için kilometrelerce yürümek zorunda bırakıldı. Aynı zamanda hiçbir personelin olmadığı yerler de servis güzergahlarına eklendi.
Personeli mağdur eden bu konu hakkında idare bir açıklama yapmadı, çalışanların görüşme taleplerine cevap vermedi.
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim-Sen Temsilciliğinin basın açıklaması şu şekilde:
Hepimiz, İstanbul gibi bir şehirde yaşam mücadelesi veriyoruz. Barınma, ulaşım ve beslenme gibi en temel insani haklarımız için bile olmadık dertler yaşayıp sürekli yarınımız için endişe ediyoruz. Örneğin, birçoğumuz sırf barınma ihtiyacını karşılayabilmek için maaşının yarısından çoğunu ev kirasına veya banka kredisine ödüyor. Çocuğumuzu kreşe nasıl getireceğimizden tutun da hangi okulda okuyacağına kadar bitmeyen bir dertler kümesi peşimizi bırakmıyor.
Bu 15 milyonluk şehrin dertleri yetmezmiş gibi bir de üstüne Üniversite yönetimi parasız hizmet alabildiğimiz tek hak olan servis sayılarını azaltarak derdimize dert ekliyor.
Servis sayılarının azaltılması ve güzergâhların değiştirilmesi ile neler olacak? Birçoğumuz servisine ulaşmak için kilometrelerce yürüyecek ve hatta bazılarımız servisine ulaşabilmek için toplu taşımaya binecek. Uzayan kilometreler sebebi ile sabah daha erken evimizden çıkıp akşam çok daha geç ulaşacağız. Belirlenen servis kapasitesinden daha fazla çalışan olduğu için oturacak yer bile bulamayacağız.
Ve işte bu gün burada hakkımıza sahip çıkmak ve servis şartnamesinin iptal edilmesi için toplandık. 2018 yılı için hazırlanan servis şartnamesi ile yüzlerce yetişkin insan ve çocuk mağdur olacak. Biz buna izin vermeyeceğiz.
Bizler,
Akıl almaz bir şekilde birleştirilen servislerin ve çizilen güzergâhların iptal edilmesini ve servislerde bir iyileştirme yapılacak ise, bunun servis sorumluları, servis komisyonu ve bütün çalışanlarında içinde olacağı bir planlama ile yapılmasını istiyoruz. Bu planlama yapılana kadar geçen yılın servis uygulamasının aynen devam etmesini talep ediyoruz.
Bizler emekçiyiz, siz kabul etseniz de etmeseniz de. Tarih bize hak verilmez alınır sözünün ne kadar doğru olduğunu göstermiştir. Ve biliyoruz ki biz bir araya geldiğimizde haklarımızı söke söke alırız.
Bu taleplerimiz kabul edilene kadar mücadeleye devam edeceğimizi ilan ediyor, yöneticileri bir an önce taleplerimizi kabul etmeye çağırıyoruz.