Barış Akademisyenleri’nin Basın Açıklaması: ” Bugün ve her gün ‘söz barışın’ diyoruz.”
Barış talebi nedeniyle görevinden ihraç edilen, açığa alınan, emekliye zorlanan 150’ye yakın akademisyenin “terör örgütü propagandası yapma” iddiasıyla yargılandıkları dava süreci bugün başladı. Akademisyenler, öğrenciler, emekçiler ve siyasi kitle örgütleri akademiye, barışa sahip çıkmak için Eğitim-Sen, TTB ve SES’in çağrısıyla Çağlayan Adliyesi önünde toplandı. Saat 9:00’da başlayan basın açıklaması akademisyenlerin yaptığı konuşmalarla devam etti.
Barış akademisyenleri adına okunan ortak metin şöyle:
“11 Ocak 2016’da barış talebimizi dillendirdiğimiz ve hak ihlallerine karşı çıktığımız “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirinin yayınlanmasından bu yana birçok hukuk dışı uygulamaya maruz bırakıldık. Baskılar, linçler, gözaltılar ve tutuklamaların yaşandığı bu iki yıllık süreçte 500’e yakın imzacı arkadaşımız işlerinden edildi.
Bu baskıya, zulme ve adaletsizliğe karşı barış sözüzümüzde ısrarcı olduk. Öğrencilerimiz, demokratik kitle örütleri, feministler, LGBTİ örgütleri, ekoloji aktivistleri, Türkiye ve dünyadan sayısız insan hakları ve barış örgütleri ile akademisyenlerin yanı sıra sinemacılar, edebiyatçılar, sağlıkçılar, hukukçular gibi meslek gruplarıyla dayanışmayı ve umudu çoğalttık.
Arkadaşlarımız Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Meral Camcı ve Muzaffer Kaya’nın tutuklu kaldıkları süre içinde “adalet nöbetlerinde” ve 22 Nisan 2016’daki “adalet şöleni”nde yine burada Çağlayan’da hep birlikteydik. Hem idari soruşturmalarla gelen yıldırmalara, disiplin cezalarına, işten çıkarmalara, hem de OHAL dönemiyle hayatımıza bir hukuk garabeti olarak giren KHK’lere karşı omuz omuza direnişi büyüttük. Dayanışma akademileriyle “akademi susmayacak” dedik. Barış ve hakikat sözümüzde ısrarcı olduk.
Bugün barış talebimizden dolayı “terör propagandası yapmak” suçundan yargılandığımız davaların ilk gününde, aynı iddianame ile hepimize ayrı ayrı davalar açarak bizi yalnızlaştırma çabalarına inat, hep birlikte barış ve adalet sözümüzde ısrar ettiğimizi bir kez daha dillendirmek için buradayız. 7 Aralık’ta ve takip eden tüm dava günlerinde de burada olmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde, hakikati dile getirmekte ısrar ettikleri için tutuklanan, baskı ve şiddete uğrayan, gazeteci, avukat ve hak savunucusu arkadaşlarımızın, haksız yere soruşturmalara uğrayan, tutuklanan öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.
Bugün burada, bir kez daha bilim insanlarının hakikati dile getirmelerinin önüne geçemezsiniz diyoruz. Barış istemek suç değildir. “barış talebi yargılanamaz” diyoruz. Bugün ve her gün “söz barışın” diyoruz.”