Ağaç A.Ş. İşçileri Sefalet Ücretine Karşı Direnişte
DİSK’e bağlı Birleşik Tarım-Orman İşçileri Sendikası’nda (BTOSEN) örgütlü Ağaç A.Ş. iştiraki altında çalışan İBB işçileri, aldıkları sefalet ücretine karşı 14 Ağustos Pazartesi günü Saraçhane’de eyleme çıktılar ve 4 gündür direnişlerini sürdürüyorlar. Emek ve Adalet Platformu olarak biz de işçileri eylem alanında desteğe gittik. İşçilerle yaptığımız konuşmalardan aktarımlarımızı ve BTOSEN Genel Başkanı Mehmet Çak ile yaptığımız röportajı ilginize sunuyoruz.
YAZ KIŞ AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARI VE MESLEK HASTALIKLARI
Ağaç A.Ş. işçileri İstanbul’daki tüm park, bahçe ve yeşil alanların bakımını, temizliğini, ekim ve dikim işlerini yapıyor. Sahada çalışmaları sebebiyle hem yaz hem de kış zorlu çevre koşullarına maruz kalıyorlar. Özellikle son zamanlardaki yüksek sıcaklarda 8-5 mesai saatleri sebebiyle günün en sıcak vakitlerinde çalışmak durumunda kalıyorlar. Alanda sohbet ettiğimiz bir belediye çalışanı işçilerin alın terinin bir dakika kurumadığını söylüyor bize. Kışın bile angarya işlerle sürekli meşgul olduklarını ve çalışanların çoğunun da bu zorlu koşullar altında bel fıtığı gibi sağlık problemleri çektiğini aktarıyor.
İBB’NİN AÇIKLADIĞI YAŞANABİLİR ÜCRET ALDIKLARI MAAŞIN 3,5 KATI
Bütün bunlara rağmen yalnızca 11.402 TL asgari ücret alıyorlar, ki bu sefalet ücreti yine İBB’nin açıkladığı 4 kişilik bir ailenin İstanbul’da yaşama maliyeti olan 38.828 TL’nin üçte birinden bile daha az bir miktar. Kazandıkları bu parayla ev geçindirmek bir yana dursun, yaptıkları ek işlerle bir ayı ancak çıkarabiliyorlar. İktidarın elinden çıkan ekonomik krizden en şiddetli şekilde etkilenecek olan işçiler, CHP’li İBB’nin de sarı sendikalar arasındaki yıllarca sürebilecek yetki davasının arkasına sığınarak onları asgari ücret sarmalına mahkûm ettiklerini söylüyorlar. Belediyenin muhalefetin elinde olması için onlar için hiçbir fark yaratmıyor, yıllardır CHP’ye oy veren işçiler bile bu noktada işçi düşmanı hiçbir adaya yerel seçimlerde kendilerinden oy çıkmayacağını söylüyorlar. Muhalefetin emeğin yanında olması gerektiğini düşünüyorlar.
Ekrem İmamoğlu, Boğaziçi iştiraki ile yine DİSK’e bağlı Genel-İş sendikasının imzaladığı TİS imza töreninde bu sözleşmenin hükümlerinin tüm İBB işçilerini kapsayacağını söylemişti. Ancak bulunduğumuz noktada bu sözün yerine getirilmediğini görüyoruz; hala asgari ücretle çalışan Ağaç A.Ş. iştiraki altındaki işçiler Boğaziçi iştiraki ile imzalanan TİS’in kendileri için de geçerli olmasını, onlarla aynı maaş ve haklara sahip olmaları gerektiğini İBB yetkililerine hatırlatıyorlar.
İŞÇİLER BTOSEN’DEN İSTİFA ETMELERİ İÇİN BASKI VE MOBBİNGE MARUZ KALIYORLAR
Çoğu iş yerinde olduğu gibi Ağaç A.Ş. işçileri de BTOSEN’de örgütlü oldukları için sürekli baskı, mobbing ve tehdide maruz kalıyor. İşten atılma tehlikesi sendikal faaliyetlerin yürütülmesini ve sendikanın yetki için ihtiyacı olan üye sayısını elinde tutmasını güçleştiriyor. İşçiler buna rağmen “Direne direne kazanacağız” sloganları eşliğinde birleşerek direnişe yoğun bir katılım gösteriyorlar. Eyleme şu ana kadar İBB Çalışanları Derneği, Dev Yapı-İş, KESK, TİP ve Emek Partisi desteklerini açıkladılar ve dayanışma ziyaretinde bulundular.
BTOSEN’de örgütlü Ağaç A.Ş. işçileri 2022 Şubat ayında sendika değiştirmeleri için mobbinge maruz bırakılmalarının, ücretsiz izne çıkarılmalarının ve asgari ücrete karşı imza toplayan 3 BTOSEN’li işçinin işten atılmasının üzerine CHP il binasını basmıştı. Görüşmeler sonucunda arkadaşları işe geri alınmıştı ancak ücret talepleri karşılanmadı.
Ağaç A.Ş. işçileri aynı yıl Haziran ve Eylül aylarında da açlık sınırının altındaki ücretlere karşı iş bırakarak Saraçhane’de eylem düzenlemişti. Direnişleri kazanımla sonuçlanmış ve 6 aylık enflasyon farkı son maaşlarına yansıtılmıştı.
Alanda BTOSEN Genel Başkanı Mehmet Çak ile yaptığımız röportajı aktarıyoruz:
Ağaç A.Ş. işçileri olarak iki gündür direniştesiniz, talepleriniz neler?
“Ağaç A.Ş. işçileri iki gündür direnişte, açlık ve sefalet ücretine hayır diyoruz. İBB’de 3 tane temizlik firması var: İSTAÇ, Boğaziçi ve Ağaç A.Ş. Yaz kış demeden, bu sıcaklarda otoban kenarlarında çim biçme olsun çapa olsun, bu firmaların içinde İBB’nin en ağır işini biz yapıyoruz. Diğer iştirakleri düşündüğümüz zaman Boğaziçi kapalı alan, İSTAÇ ise kıyı temizliği yapan bir firma. Bizim işimiz bunlardan ağır olmasına karşın en düşük ücreti biz alıyoruz, 11.400 lira. Üç yıldan beri bizim için asgari ücret sarmalı içerisinde devam eden bir süreç var. Biz artık asgari ücretle çalışmak istemiyoruz diyoruz. Bunun sebebinin elbette doğrudan belediye olmadığını biliyoruz. İktidarın yürütemediği ekonomik sorunlar yüzünden giderek büyüyen bir enflasyon canavarı var ve bu her gün bizim maaşlarımızı eritiyor. Bir türlü yetişemiyoruz buna; bize yapılacak bir iyileştirmenin yetersiz olduğunu, sosyal haklarla birlikte bir iyileştirme yapılmasını istiyoruz. Bir tek talebimiz var, geçen haftalarda konfederasyonumuza bağlı Genel-İş sendikasının, Boğaziçi iştiraki ile yaptıkları bir toplu sözleşme var, biz de diyoruz ki bizim maaşlarımızın da sosyal haklarımızın da en az onların seviyesinde olması gerekiyor. Çok fazla bir şey istemiyoruz.”
Ücret dışında ne tür sosyal haklar talep ediyorsunuz?
“Yol ve yemek parası ki bunlar zaten her iş yerinde verilmesi gereken haklar. Bunun haricinde ekstra bir talebimiz yok.”
Çalışma şartlarınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
“Haftanın 6 günü, sabah 8 akşam 5 çalışıyoruz. Yazın sıcağında güneşin alnında, kışın da kar kış soğuk demeden açık alanda çalışıyoruz.”
Sendikalaşma süreci nasıl oldu?
“BTOSEN olarak burada örgütlendik biz. Bu süreç içerisinde farklı sorunlar yaşandı. Mobbinglerle ve türlü hilelerle, aslında almış olduğumuz çoğunluk gasp edilerek başka bir sendika tarafından alınmış oldu. Bu sendika da şu an iş yerindeki bir başka sendika ile yetki için mahkeme sürecinde, biz bizzat taraf değiliz bu davada ama. Daha önce diğer iştiraklerde de gördüğümüz gibi bu mahkeme süreçleri uzatıldığı için burada bitmez. En kötü ihtimalle bitecek olsa bile 3-4 yıl sürecek. Bu da demektir ki biz burada bir 3-4 yıl daha asgari ücretle çalışacağız. Onun için bizler de diyoruz ki en azından Boğaziçi iştirakinde yapılmış olan toplu sözleşmenin aynısını burada yapalım ki bu asgari ücret sarmalından kurtulmuş olalım.”
Geçen sene de sizin bir direniş süreciniz olmuştu, biraz ondan bahsedebilir misiniz?
“Belediyede maaşlara %54 enflasyon farkına göre bir zam uygulanmıştı, ancak bize uygulanmamıştı. İki günlük direnişimizin kazanımla sonuçlanmasıyla 6 aylık enflasyonun toplamı %27 olarak maaşlarımıza yansıtılmıştı.”
Sendika burada kaç yıldır örgütlü?
“İki yıldan beridir devam eden bir sendikal süreç var burada. Aslında şu anda diğer iki sendika arasında devam eden mahkeme sürecinden sonra yeniden bir sendikal yetki süreci başlayabilir ve yeni bir toplu sözleşme imzalanabilir. Ancak bugün burada bize karşı yapılan haksızlıklar var, bu yüzden sürdüğümüz fiili bir mücadele var. Arkadaşlarımız taviz vermediği için ilk gün başladığımız üye sayısıyla bugün devam ediyoruz.”
Peki baskıyla mobbingle istifa eden olmadı mı?
“Oldu elbette, ancak biz hiçbir zaman çoğunluğumuzu kaybetmedik burada. 1800-2000 kadar üyeyle başladık, baskıyla mobbingle istifa edenler olmasına karşın yine sayımız 1800 civarı şu anda. Biz biliyoruz, bu işçiler bize inanıyor, bize güveniyor, bizler de onlarla beraberiz. Ben kendim de Ağaç A.Ş. iştiraki altında çalışanlardan birisiyim. Yetki alamasak da fiili mücadelemiz devam ediyor.”
Kamuoyuna söylemek istediğiniz bir şey var mı?
“Bütün insanlara, emekten ve işçiden yana olan bütün insanlara sesleniyoruz. Biz gerçekten bu sefalet ücretiyle geçinemiyoruz, onlardan da direnişimize destek bekliyoruz.”