2005’ten Bugüne Yaşanan Büyük “İş Kazaları”

3 Responses

  1. emre dedi ki:

    kar meselesi elzem. yani kimi Marksist olayın yapısal boyutuna vurgu yapar. Patron’un da elinde değil bazı şeyler, böyle olmak zorunda, rekabet işte falan diye. Kimisi de patron karakterini şeytansı, kendinden kötü bir halde gösterir. iki uç. bir ortası vardır kesin.

    durum o ki, kar hırsı ve rekabet bir gerçek sonuçta. iradidir, psikolojiktir, hayatta kalmadır vs… ne dersek diyelim. bu durum, koşulları öyle bir şekillendiriyor ki, olanlara kaza demeye bin şahit ister. koşulları suçlamak, pek çok zaman durumu öznesiz kabul etmeye kadar gidebiliyor. koşulların da belirli sebepleri var oysa ki. kar meselesi bu işte.

  2. erim dedi ki:

    Bu kazaların cinayet olarak adlandırılması için anayasa ve yasalar çok da yetersiz değil aslında. Aynı durum denetimler için de geçerli. Denetim yasaları ve uygulamalarını uygulatacak güç lazım. O da örgütlülük ve mücadele gerektiriyor. Yasaları eksik bulacaksak sendika yasası tabii ki rezalet. Başka kötü yasalara da mahkumuz, mutlaka.

    Demek istediğim cinayetlerde başlıca faktörlerden biri örgütlü olamamak ve gücün tamamen sermayede olması. Oysa emek gücün çok küçük bir kısmına sahip olsa maliyetleri %3-5 arttıracak insani koşullarda çalışmayı kazanabilir.

    Sonuç olarak cinayetlerden sonra bazı yetkililer birkaç sene ceza alıyor, ciddi cezalar alanları da duyuyoruz.

    Burayı atlamayalım diye belirtme ihtiyacı duydum, yoksa 11 can gitmiş; suçu emeğe ve emekçilere yüklemek hadsizliğine düşmeyeyim.

  1. 27 Nisan 2012

    […] Devlet neredeyse işi gücü bırakmış, sermayenin arzu ve kaprislerinin bekçiliğini üstlenmiş. Ne gerekli kontroller yapılıyor, ne gerekli kanunlar, yönetmelikler çıkarılıyor. “Aman bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler, müdahale etmeyelim, sermayeyi korkutmayalım.” İşçi sağlığı ve iş güvenliği için alınması gereken önlemler maliyet unsuru! Devlet son yıllarda ve hatta son aylarda sayıları açıkça artan işçi ölümlerine karşı kapı duvar. SGK verilerine göre 2003′te 810, 2009′da 1171, 2010′da 1454[i], 2011′de ise 1543[ii] kişi iş kazalarında hayatını kaybetmiş. Bu rakamlara bakıldığında son yıllarda günde ortalama 4 insanın savrularak, yanarak, boğularak, göçük altında kalarak, ezilerek iş kazalarında hayatını kaybettiği görülüyor. 2011′de en çok ölümün yaşandığı sektör inşaat sektörü olmuş. Büyümenin zorunlu bedeli! 2012′de ise Ocak ayından Nisan’ın 19′una kadarki dönemde İş Sağlığı ve İş Güvencesi Meclisi’nin tespit edebildiğine göre 212[iii] kişi iş kazaları sonucu hayatını kaybetmiş, 212 ocağa ateş düşmüş. Bu tablo karşısında devletin, yetkililerin kulakları sağır, gözleri kör. (Bkz. 2005′ten Bugüne Yaşanan Büyük “İş Kazaları”) […]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir