Emekçinin alın teri mukaddestir – 25 Nisan 2025 Cuma Hutbesi
Emek ve Adalet Platformu olarak Diyanet’in toplumsal sorunlara ve siyasi meselelere değinmeyen, İslam’ın sermaye lehine ve devlet onaylı yorumunu empoze eden Cuma hutbelerine karşı, her Cuma günü Alternatif Hutbeyi okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
“Yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın.”
(Cuma Suresi, 10. Ayet)
EMEKÇİNİN ALIN TERİ MUKADDESTİR.
Aziz Kardeşlerim,
Yüce Rabbimiz, Cuma Suresi’nde yer alan bu ayette kullarına, namazı kıldıktan hemen sonra çalışmayı, rızık aramayı ve üretmeyi emretmektedir. Bu yönüyle İslam, namaz ve çalışmayı birlikte anarak kullarına bir bilinç aşılamaktadır. Rab için bu dünyada kendi halifesi kıldığı kulların eylemleri dünyevî ve uhrevî olarak ayrılamaz. Allah rızası için yapılan her eylem bir bütündür. Alın teri ile çalışmak da namaz kadar mukaddestir.
İslam Peygamberi Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“İşçinin ücretini, alın teri kurumadan veriniz.”
(İbn Mâce, Rehin, 4)
Sermaye düzenine karşı alın teri ve emekle elde edilen kazanç, kazançların en helalidir. Bir avuç insan, emekçinin emeği üzerinden her geçen gün zenginliğine zenginlik katmaktadır. Sermayedarın ahlakını yutan ve emekçiyi sömüren bu sistem, İslam’ın adalet anlayışıyla asla bağdaşmaz. Kapitalist düzende emek değersiz, çalışan görünmez, patronun kârı ise kutsaldır. Oysa İslam’da kutsal olan, insanın emeği ve onurudur.
Kıymetli Kardeşlerim,
Emekçi, yıllardır maruz bırakıldığı taşeron sistem, mobbing, güvensizlik ve sömürüye karşılık insan onuruna yakışır bir yaşam talep etmektedir. Geçtiğimiz günlerde ATR Yapı İnşaat işçileri, en temel hakları olan ücretlerini dahi alamamış ve kıdem-ihbar tazminatları gasp edilerek işten çıkarılmışlardır. Bu örnek, yaşanan hak gasplarının ilki değildir; sistem devam ederse sonuncusu da olmayacaktır. Sadece 2025 yılının Mart ayında Eskişehir’de madenciler, Manisa’da makine işçileri, İstanbul’da belediye işçileri ve çok daha fazlası, emeklerinden zenginlik devşirenlere karşı direnmişlerdir.
Muhterem Emekçi Kardeşlerim,
Rasûlullah buyuruyor ki:
“Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar, mala ve mevkiye düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir.”
Peygamberin bahsettiği bu aç kurtlar, emekçinin yalnızca maaşını vermemekle kalmaz; güvenli barınma, temiz beslenme, sağlıklı yaşam gibi temel insani haklarına da göz dikmişlerdir. Rant, kâr ve faiz düzenine bağlı olan bu sistemin unsurları, dine en büyük zararı vermektedir. Buna karşılık emekçinin isteği ise ezilmeden ve sömürülmeden var olduğu adil bir çalışma sistemidir.
Sevgili Cemaat,
Güvenli bir beldede yaşamıyorsa Müslüman’dan Cuma namazı dahi düşmektedir. Allah, bu dünyada adil ve güven üzere birleşmiş bir topluluk var etmemizi ister. Maruz kaldığımız kapitalist düzen, insanı ve emeği metaya dönüştürmüştür. Hâlbuki Allah katında en değerli şey, alın teri ile kazanmak, dürüstçe yaşamak ve herkes için bu dürüst yaşamı sağlamaktır. Kullar arasında bir kul olduğunu bilen Müslüman, dünyadaki bütün kullara karşı sorumlu olduğunu da bilir. Sadece namazını değil, içinde yaşadığı ekonomik düzeni de ikame ve ihya etmelidir. Emekçinin ezildiği, hakkının gasp edildiği bir toplumdaysa ancak zulüm hâkim olur.
Rabbimiz, bizi ezilenin yanında, sömürüye karşı duranlardan eyle.
Bizi adaletin tecellisi için mücadele eden kullarından eyle.