İş Cinayetlerine Karşı Vicdan Nöbetine Çağrı
Geçtiğimiz Pazar (20.05.12) günü sitemizde de çağrı yaptığımız üzere, yakınlarını iş kazalarında kaybeden aileler “Artık Yeter” demek için Taksim meydanında bir araya geldi.
Kimi ailelerin çocuklarıyla, kimilerinin kaybettikleri yakınlarının fotoğraflarıyla geldikleri protestoda, önce Van Bayram Otel’de ölen gazeteci Cem Emir’in kız kardeşi Sinem Emir basın açıklamasını okudu.
Ardından yakınlarını kaybedenlerden bazıları söz alıp, duygularını, düşüncelerini, acı ve öfkelerini paylaştılar.
Davutpaşa’da oğlunu kaybeden Adnan Saday “Sen işçi olarak, memur olarak beraber mücadele edersek, sosyal devlet anlayışı o zaman gelir, yoksa patronlar bize daha çok tekme vurur” derken, tamire gittiği direkte elektriğe çarpılıp hayatını kaybeden taşeron Bedaş işçisi Erkan Keleş’in kayınbiraderi Temel Şen zor ve duygusal bir konuşma yaptı.
Herkesin ortak çağrısı: İşverenlerin kar hırsı, devletin denetleme sorumluluğunu yerine getirmemesi ve suçluları doğru dürüst cezalandırmaması sebebiyle iş cinayetleri durmuyor ve böyle giderse de durmayacak. Bunun için bu sözün büyümesi, vicdan sahiplerince sahiplenilmesi, büyütülmesi ve görevlerini yapmamakta ısrar eden tüm yetkililere baskı yapılması gerektiğini söylediler.
Bundan sonra her hafta Galatasaray Meydanı’nda Pazar günleri Saat: 13:00’da bir saatlik vicdan nöbeti tutmaya başlayacaklarını duyurdular.
Basın açıklamalarından notlarımız aşağıdadır:
“Bizler Davutpaşa’da, Ostim’de, Van Bayram Otel’de, Bedaş’ta, Esenyurt’ta, Sultanbeyli’de, Marmaray’da, Bursa’da, Erzurum’da ve daha nice iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiş işçilerin yakınlarıyız.
Acılarımızın sebebi açık. İşverenlerin kar hırsı nedeniyle işçi hayatını önemsememesi. Ve işçi güvenliğine dair önlemler almaması. Yetkililerin ise yasal mevzuat hükümleri açık ve orta iken denetim görevlerini yerine getirmemesi.
İşte bu nedenledir ki; iş kazası değil… Israrla cinayet diyoruz…
… Bugüne kadar bütün sorumluların yargılanması için mücadele ettik. Adalet mücadelesinde gördük ki olay sadece denetim görevlerini yapmamakla sınırlı kalmıyor. Bilirkişi raporları ve yasal mevzuat görevini yapmayanların yargılanması gerektiğini söylerken, idari üst kurumlar sorumluların yargılanmasına izin vermiyor.
Denetlemiyorlar, ölüyoruz, sorumlu oldukları tespit edildiği halde yargılatamıyoruz. …
Kim ne yaparsa yanına kar kaldığı, adeta “çalışıyorsan ölebilirsin” anlamına gelen bir olağanlığa dönüştüğü çalışma koşullarında işçi ölümleri durabilir mi? Nitekim de durmuyor.
Bizler bu idrake varmış ve adalet mücadelesini sürdüren aileler olarak bu sorumsuzlukların işçilerin kaderi olmaması için bir yandan adalet mücadelelerimizi sürdürürken diğer yandan her duyduğumuz içi ölümünde yüreğimiz bir kez daha kan ağlıyor.
Biz de söz bitti diyoruz artık. Vicdan sahibi herkesin bu gerçeği görmesi ve bu gerçeğe sağır da kör de olmamalı diyoruz. Bu haftadan itibaren “iş cinayetlerine dur diyebilmek için vicdan nöbeti”ne başlıyoruz.
Bugüne kadar görevini yerine getirmeyen hükümet görevlilerine, sendikalara, meslek odalarına, siyasi partilere sesleniyoruz. ARTIK YETER!
Mahkemelere, hakimlere, savcılara, bilirkişilere sesleniyoruz ARTIK YETER!
Ve biliyoruz ki, bizler ARTIK YETER demedikçe canımızın yangınını ve öfkemizi görünür kılmadıkça kimse kendiliğinden hareket etmiyor.
Her hafta Galatasaray Meydanı’nda Pazar günleri Saat: 13:00’da bir saatlik VİCDAN NÖBETİMİZİ tutmaya devam edeceğiz.
İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin ve yaralıların yakınları adına
Arzu Cesur, Hakkı Güleç, İdris Çabuk, Adnan Saday, Yücel Çavuşoğlu, Mustafa Keleş, Nihat Gürer, Sibel Kavak.