İhsan Eliaçık TEXİM’de İşten Çıkartılan İşçileri Ziyaret Etti
Uzun süreden beri takip ettiğimiz, geçenlerde Alman Konsolosluğu’na yürüyüş düzenleyen TEXİM’deki işçilerin hak arama mücadelesi için fabrika önünde bir çadır kurulmuştu:
http://www.emekveadalet.org/teximtriko/
http://www.emekveadalet.org/texim-iscileri-alman-konsolosluguna-yurudu/
Geçtiğimiz Perşembe Zeki Kılıçaslan ve Mehmet Bekaroğlu’nu çadırda ağırlayan işçi abilerimiz, hemen arkasından da İhsan Eliaçık hocamızı çadırlarına buyur ettiler:
ihsan hocanın sağolsun gelmesi çok hoş oldu. yaklaşık 20 işçi abi kardeş kendisini dinledi, 7-8’i de can kulağı ile kitlendiler ihsan hocaya. sendikanın şube başkanı abi, ki çok içten, ilginç bir abi, “çok iyi oldu, acayip bir şey oldu hocanın gelmesi” diye uğurladı bizleri.
ezilenin yanında olmalı. ama sanki özellikle de, hele de bu devirde, ezilip de buna dur demek için bir adım öne çıkanın…
texim işçilerinin hikayesi ve mücadelesi günde 12 saat, haftada 6 gün çalışmaya “artık yeter” demeleri ve bunun için birlik olup davranmaları ile başladı. talep, dert, niyet bu kadar insani, kendilerine dayatılan koşullar bu kadar gayri ahlaki ve insaniydi.
teximli abilerimiz, işten atılmaları gerçekleşmeden iki hafta önce, kalktılar “işçi buluşması” iftarımıza geldiler sağolsunlar. o iftara katılan, önemseyen, can kulağı ile konuşmaları dinleyen dostlar, o ramazan günü kalkıp istanbulun merkeze uzak semtlerinden fatihe gelen texim işçilerine iade-i ziyaret için inşallah vakit bulabilseler ne güzel olur.
belki çok bir işe yaramayacaktır ziyaretleri. zira çadıra ziyaretinde bekaroğlu’nun söylediği gibi, bu işçilerin bu sesini ne işveren, ne devlet, ne hükümet duyuyor. “gavur”dan, yani uluslararası dayanışma ile texim firmasının üretim yaptığı hugo boss gibi büyük firmalara baskı yapılmasından medet umuyoruz an itibariyle. işçilerin ve sendikanın stratejisi başka alternatif olmadığı için bunun üzerine kurulmuş durumda.
ama inanın oraya gidenlerin kendileri için iyi olacaktır. zira memlekette milyonları ilgilendiren bir emek meselesi olduğunu görmenin, bu meseleye şahit olmanın, idrak etmenin çok istisnai bir şansı “direnişe geçen” emekçilerin bi zatihi mevcudiyetleri ve gayretleri. ve belki bir gün türkiye emeğinin hakkını arayanların yüzlerle, binlerle desteklendiği ve bu desteğin de gücüyle, haklarını “gavura” muhtaç olmadan aldığı bir ülke olacaktır.
o günkü iftarda “ayağımıza gelenlerin” “ayaklarına giderek” meseleyi daha iyi idrak edebilmek, şahitliğimizi daha sahih gerçekleştirebilmek ve “o ülke”nin inşasına beraberce taş koyabilmek umuduyla.