“Birimiz Üşürse Hepimiz Üşürüz” 2. Etkinliğin ardından, notlarımız ve basına yansıyanlar…
Saat 21:00 itibariyle Eyüp Sultan Camii önündeki meydanda toplanmaya başladık. 23:00 civarında hemen hemen 150 kişi olmuştuk. ‘Yalnız sokaktakiler değil, donan insanlığımız’, ‘Komşusu açken tok yatan bizden değildir’, ‘Birimiz üşürse hepimiz üşür’, ‘Devlet evsizlerin üvey babası mı?’, ‘Herkes bir yatağı hak eder’, ‘Evsizler villalara’, ‘Kapitalizmin kışında üşüyoruz’ yazılı dözvizlerimizi dik olarak yerleştirdik. Aramızda evsiz genç arkadaşlarımızın yanı sıra Zeki Kılıçaslan, İhsan Eliaçık, Mazlumder’den Cüneyt Sarıyaşar ve Yeşilay başkanı Muharrem Balcı gibi isimler vardı.
Ana akım medya etkinliğe ilgi göstermedi. Etkinliğimiz basın metninin okunmasıyla başladı. Taleplerimizi okuduktan sonra, evsiz arkadaşlarımıza söz verdik. Bayram namazı için cemaatin yerleşeceği dış avlu gece boyunca temizlendiğinden, saat 01:00 itibariyle kolilerimiz ve battaniyelerimizle avlunun dışına yerleştik. Gecenin ilerleyen saatlerinde futbol da oynandı. Hemen hemen 65 kişiydik sabaha dek. Sabaha karşı ısınmak için üç teneke ateş yaktık. Sabah ezanı sonrasında camiiye gelen cemaate basın metnimizi tekrar okuduk. Bayramlaşmayla beraber alandan ayrıldık.
Basın bildirisi ve taleplerimiz şunlardı:
“ESİRGEYEN VE BAĞIŞLAYAN, ÇOK ESİRGEYEN VE ÇOK BAĞIŞLAYAN ALLAH’IN ADIYLA
Yarın, kendisine hayatı ve ölümü bahşeden yaratıcısına en sevdiğini kurban edenlerin bayram günü.
Hangimiz bir bayram sabahını sokakta geçirdi?
Hangimizin bayram namazından sonra dönecek bir evi, bir ailesi yok?
Kaçımız soğukta üşüyen, kendisini koruyamayacak kadar aciz olan bir yoksulu evine konuk etti?
O halde mahşeri andıran bir meydanın ortasında, soğuktan elleri ayakları uyuşmuş bu bayram namazıyla başlasın gün.
Sağınızdan solunuzdan akıp giden kalabalığa, geçip giden zamana aldırmadan, baş döndürücü o kitaba kulak verin.
Bakın ne diyor?
-“.. Rabbin yaptıklarınızdan asla gafil değildir.” (neml-93)
Rabbin, zemherinin ortasında kalacak bir yer bulamayınca, çöp kovasına sığınan o mazlumdan habersiz değildir.
Rabbin, “güzel işler yaptıklarını zannettikleri halde, dünya hayatının peşinde, tüm çaba ve koşuşturmaları eğri ve çarpık olan kimselerden”(kehf- 104 ) gafil değildir.
Rabbin üstüne örtecek örtü bulamayınca pazar brandalarına sarınan garibandan, zalimlerin yüzlerce yoksulu ısıtacak bir gecelik israfından, tükettikçe özünden uzaklaşanlardan habersiz değildir.
Rabbin, bolluktan kalpleri ve vicdanları körelmiş, yetimi ve yoksulu doyurmaya teşvik etmeyen, sahip oldukları nimetlerin şükründen söz etmeyen, iktidarlarının muhtaçları ve yoksulları unuttukları kimselerden habersiz değildir.
Bu gün tam 70 bin kişi sokakta donarak ölme tehlikesiyle karşı karşıya.
Tam 70 bin kişi köşe başlarında, köprü altlarında, parklarda, bahçelerde, yaka paça atılmazlarsa bankamatiklerde, çöp kutularının kenarlarında gözlerimize görünmüyor, yüreklerimize dokunmuyor.
Onlar hırsız değil. Çalınan, esirgenen hayatlarına karşılık işkenceye, tecavüze, şiddete, hor ve hakir görülmeye mahkûm edilen bu mazlumların hesabını, -5’i bekleyen yetkililer mi, burada sabahlayacak olan kalabalık mı, israfı yaşam biçimine dönüştüren müstekbirler mi verecek?
Hangimiz hesap gününden kaçabilir?
Hangimiz hesap gününden kaçabilir?
Hangimiz hesap gününden kaçabilir?
Mescide girildiğinde orayı mesken edinen yoksullardan ayırt edilemeyen bir Peygamber’in ümmeti kendini bu sorumluluktan tenzih edebilir mi?
Durun ve düşünün.
Şu gelip geçici dünya hayatında, benliklerimizi esir alan heva ve heveslerimizin, anlık hazlardan başka hiç bir getirisi yok!
Bugün yanlarından geçerken bırakın kalplerimizi, gözlerimizin dahi görmediği evsizler gibi sokakta kalmayacağımızın garantisi yok!
Ama mallarımızla, ama vaktimiz, ama ilmimiz, ama makamlarımızla.. sokakta yaşamaya mahkûm edilen yoksulların yanında olmak, inancımızın ve vicdanlarımızın gereği değil mi!
Hesap vereceğine inanan insanlar anı yaşayamaz!
O halde hayatının ve ölümünün tasarrufunu yalnızca Rabbine bırakan, alnı secdeye giden, var oluşun bizatihi insanı kıymetli kıldığını düşünen inanç sahipleri, merhametlerini, sokakta donmaya bıraktıkları evsizler gibi çıplak ve aciz bırakmasın!
Soğuktan değil, Hak ve adaletle vicdanları titreyenler bu sorumluluğu savsaklamasın.”
ZİRA ONLAR,
“ KENDİ İSTEK VE ARZULARINA RAĞMEN (NE KADAR İHİTİYAÇ DUYARLARSA DUYSUNLAR) MUHTAÇLARA, YETİMLERE, VE ESİRLERE YEDİRİRLER; (KENDİ KENDİLERİNE DERLER Kİ): ‘BİZ SİZİ YALNIZ ALLAH RIZASI İÇİN DOYURUYORUZ. SİZDEN NE BİR KARŞILIK NE DE BİR TEŞEKKÜR BEKLEMİYORUZ.” *İnsan 8-9
TALEPLERİMİZ:
1. 81 ilde sokakta yaşayan insanlarımızın acilen tespit edilmesini, TALEP EDİYORUZ
2. Kadın ve erkek evsizlerimiz ve ailecek evsiz kalan insanlarımız için her ilde ve gereken her ilçede ayrı ayrı “evsiz evleri” ve evsizler rehabilitasyon merkezlerinin ivedilikle faaliyete geçmesini, TALEP EDİYORUZ.
3. Bu ” evsiz evleri” ya da merkezlerinde koşulsuz, süresiz ve nitelikli barınma imkanlarının verilmesi, üç öğün yemek sunulması ve evsiz insanlarımızın manevi yeralarının sarılması için psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarınca gereken hizmetlerin sağlanmasını, TALEP EDİYORUZ.
4. Söz konusu evsiz merkezleri işlemeye başlayıncaya kadar, bir evsizimizin 16 Ekim 2011 tarihinde soğuktan donarak hayatını kaybetmesi gibi acı olayların yaşanmaması için kısa vadeli çözüm olarak otellerin kiralanması ya da atıl kamu binalarının tahsisi suretiyle geçici barınma merkezlerinin acilen açılmasını, TALEP EDİYORUZ.
5. Akıl ve ruh sağlığı bozuk evsizlerimizin igili hastanelerde tedavi altına alınması önündeki bürokratik zorlukların aşilması, söz konusu evsizlerimizin bu hastanelerde gerekli tedavilerinin yapılması ve sonrasında uygun rehabilitasyon merkezlerine yerleştirilmesini, TALEP EDİYORUZ.
6. Evsizlerimize yönelik tüm bu faaliyetleri koordine eden bir devlet biriminin oluşturulması ve halkın sokaktaki evsizlerimizi ilgililere bildirebilmesi için 365 gün 24 saat hizmet verecek, söz konusu birime bağlı bir telefon ihbar hattının oluşturulmasını, bu hattın kamuoyuna duyurulmasını, TALEP EDİYORUZ.
AKDER, Emek ve Adalet Platformu, Kalplere Sevgi Bırakanlar İnsiyatifi, Mavera Gençlik Hareketi, MAZLUMDER İstanbul Şubesi, Özgür Açılım Platformu
Basın metni ve taleplerin okunmasından sonra sözü evsiz arkadaşlarımıza ve Ayşe Tükrükçü ablamıza bıraktık. Fotoğraflar ve dökümler Özgür Açılım’daki arkadaşlarımızdan:
Sokakta Bıraktıklarımız* “Cem”: Köprü altlarında yatıyodum, ondan sonra söyliyim, mağaralarda kalıyodum,fındıklıda orda burda her yerde soakklarda kalıyodum, karda kışta yatıyodum. milletler bana yardım etsinler diye, battaniye versinler diye vermiyorlardı, ben de sokakta karton sererek yatıyodum. kardeşim öldü soğuktan yaktılar ben de ona üzülerek tevbe ettim tineri bıraktım. şimdi yurtta kalıyorum tineri de bıraktım.
Sokakta Bıraktıklarımız* “Celil”: Ben 18 senedir dışarda kaldım. arkadaşlarımız soğuktan donarak öldü ilkyardım hastanesinin orda. erhan diye bir arkadaşımız vardı soğuktan donarak öldü. yıllarca dışarda kaldık soğuklarda. diğer evsizler de bizimle kalıyordu madde kullanmayan. kışın çöp tenekelerine giderdik ordan yakacak toplardık çöpten yemek toplardık karın içinden çöpü temizleyerek, yardım isterdik yardım eli uzatan olmazdı. diğer arkadaşlarımızı da hastanelere götürüyorduk orda yatırıyorduk ölmemeleri için soğuktan. çok hasta olduk. devlete sığınmak zorunda kaldık devlet te bir yere kadar yardımcı oldu. ondan sonra onlar da bizi istemedi bizi dışarı attı. bizim sadece istediğimiz dışarıda kalan sadece sokak çocukları için değil diğer kalan insanlar için yardım eli uzatılmasını istiyoruz yani. söyleyeceklerim bu kadar.
Kadir Bal: Hayatsız kadınların hakları için sokaklarda yaşayan insanların sorunlarıyla da ilgilenen ayşe ablamız da burda onların düşüncelerini de alıcaz. ayşe ablamız da burda
Ayşe Tükrükçü: Evsiz olmanın ne demek olduğunu bizzat ben bireysel olarak kendim çok iyi biliyorum 3 ay ben bütün gün taksimde gezip de akşam da vakıf guraba hastanesinde taksim ilk yardım hastanesinde acillerde 3,5 ay boyunca kaldım odönemde ben şunu gördüm toplumda ve yasalarda devletin memuruna biz evsiziz dediğimizde adamın bakış açısı sadece ve sadece bedenin üzerinde geçtiğini gördüm bu kadın erkek farketmiyor.toplumda sokakta yaşayan bir insana tecavüz edilmesinin ne kadar kolay olduğunu çok iyi gördüm. devletin burda yapması gereken olan şeylere baktığımız zaman devlet şu anda çok rahat evinde ve sıcak yatağında yatarken sokakataki insanlar da her adım attığı konuda vergi kesip de o kendi sıcak yatağının ne kadar sıcak olduğunu bir daha gösteriyor bize. buranın ayıbı o taksimlerde o köprü altalarında gezi parklarında bile istanbulun merkezi yerlerinde bile o banklarda karşılıklı yatan sokak insanı var. bizi sokak insanı yapan sokak değil yasa. 549 tane ankaradaki zihniyetsiz milletvekili başbakan ve cumhurbaşkanı evet zihniyetsiz çünkü hayatımızı kazandırmak için birşey yapmıyor halen de gidin daha beter gidin ne yapıyorsanız yapın bana vergi ödeyin de kendi kazancına kazanç katan bir topluma sahibim ben toplum dediğim zaman sadece ve sadce şu geçiyo 549 tane zihniyetsiz o koltuklarda oturup kendi kafasını kurtaran her gün yeni yasa çıkardığı içn derim. bunun için de abdullah gül de var, başbakan erdoğan da var, kendine anne baba denilen milletvekili bakanlar var. onlrın çocukları acaba bir gece aç kalmışlar mı? sokakta yatmışlar mı? yatsınlar ki bizlerin ne çektiğini daha iyi anlasınlar. evet, tecavüz edenler de onlar. haklarıma tecavüz ediyorlar. bedenimi bırakın hakkıma.. insan gibi yaşamak istiyorum dediğim zaman, o insanları yok saydığım için mi bize tecavüz ediyorlar?
Kadir Bal: Evet, Ayşe hanıma da çok teşekkür ediyoruz. son olarak, şu an aramızda bir arkadaşımız var, bu arkadaşımız Eyüpte bu mıntıkada günlerini evsiz bir şekilde, sokaklarda geçiriyor. kendisine de bir söz verelim, kendisi de bize duygularını düşüncelerini anlatıversin. evet kardeşim seni bir tanıyalım, dışarda nasıl kalıyorsun neler yapıyorsun bize anlat bakalım biraz.
Murat : Adım Murat Şendil. Fatih Karagümrük doğumluyum. Ve Aksaray köprü altında yetişmiş bir çocuğum. kısaca, tinercilikten, balicilikten, eroinciliğinden hepsini kullanmış bir delikanlıyım ama gelgelelim hepsinden de kurtulmuş kısaca temizlenmiş bir insanım. ve inanıyorum ki bu arkadaşlarım da bir gün hepsi bu bağımlılıktan kurtulacaklar ve düzenli bir hayata kavuşacak. Başta ben olmak üzere ve tüm arkadaşlarım adına söylüyrum ki güzel günler ilerde. illa ki bir gün bizim için de bir güneş doğacaktır. kısaca.
Kadir Bal: Çok teşekkürler. Bir arefe günü bu soğukta sabahlayacağız. Yarın güneş doğduğu zaman herhangi bir gün gibi olacak ama bizim için farklı bir gün olacak. Çünkü biz hem toplumsal şahitliğimizi geçen hafta Taksim’de başlattık, bu hafta Eyüp’teyiz. İlerleyen haftalardaki etkinlikleri de internet üzerinden duyurmaya çalışacağız. Hem devletten evsizler için barınak açılmasına dair taleplerimizi sunacağız, Hem de toplumsal duyarlılığı yükseltmek için bunun gibi özel günleri ve geceleri vesile kılarak onlara bu işin önemini hatırlatacağız. Bu gün de o günlerden biriydi, buraya bizimle üşümeye gelen herkese çok teşekkürler. cümlemize kolay gelsin.
(alkışlar)
* “Sokakta Bıraktıklarımız” , “Sokak Çocuğu” tabiri yerine kullnılmıştır.
Etkinlikle ilgili diğer haberleri ve alanda yapılan ufak röpörtajları aşağıdaki bağlantılardan bulabilirsiniz:
http://ozguracilim.net/birimiz-usurse-hepimiz-usuruz-eyup/
http://www.evrensel.net/news.php?id=17034