10 Mart Siyer Notları
Şahin Uçar, Hz. Peygamber’in Medine’de kurduğu yönetime devlet diyemeyiz, diyor. Muhtelif düşünür ve siyer bilimciden alıntılarla yürüttüğü tartışmada, İslamî yönetimin teokrasi örneği değil, bizzat Allah’ın yönetimi anlamına gelen “theonomous” olduğunu söylüyor. Şahin Uçar’ın Mülk ve Hilafet kitabından hareketle, ilişkileri düzenleyen bir nizam mı, yoksa egemen bir hukuk mu öngörüldüğünü düşünmeye çalıştık.
Şahin Uçar, Hz. Ömer’le beraber devletleşme ve Muaviye ile beraber saltanata geçişten bahsediyor. Fetihlerin izahını yaparken halkların zalim yönetimlerden kurtuldukları için İslam’ın gelişini müjde olarak karşıladıklarını vurguluyor. Böylece fetihlerden maksadın misyonerlik ve yayılmacı anlayış değil, adaleti götürmek olduğunu anlatıyor.
Medine’de kurulanın devlet olup olmadığı tartışmalarını gözden geçirdik. Fetih Osman, Düşünce Devleti kitabında Hz.Peygamber’in örnekliğini “bir erken dönem ideolojik devlet deneyimi” olarak yorumluyor. İslam Devleti idealini “ideolojik devlet” tarifiyle açıklayan Mevdudi gibi Müslümanları bu devletin asıl unsuru olarak görüp gayrimüslimleri hakları saklı olan vatandaş statüsüne koymakta; bizse “İslamî yönetim” dendiğinde akla modern devletin gelmesini ve Allah’ın hükmüyle hükmetmeyi “devlet” yapılanmasından ayrı düşünmenin mümkünatını sorguluyoruz.
Fethi Osman’a göre, İslam’ın fetihteki en büyük amacı insanlara baskı olmaksızın seçim yapabilme hakkını vermesiydi. ABD’de yaşayan yazarın oradaki düşünce ikliminden etkilenmiş olabileceğini konuştuk.
Ayrıca Celalettin Vatandaş’ın ve Muhammed Hamidullah’ın yazdıklarında cisimleşen Medine Vesikası’na “anayasa” ve kurduğu nizama “Medine Devleti” deme alışkanlığını anlamaya çalıştık. Hamidullah’ın İlk İslam Devleti kitabını ve Seyid Kutup’un İslam’da Sosyal Adalet kitabından ilgili bölümleri, 17 Mart Pazartesi günü konuşup tartışmaya devam edeceğiz.