Toplumsal İradeyi Parselleyenlere, Milleti Kutuplaştıranlara İnat Yeryüzü Sofrasında Buluşalım: Sözün ve İstişarenin Önünü Açalım
Yedi yıl önceydi, Gezi direnişi henüz gerçekleşmemişti ama biz Gezi’deydik. Lüks otellerde tertiplenen şaşaalı iftarları protesto etmek için yeryüzü sofralarına çağırmıştık. Orucun bölüşümcü ve eşitleyen ruhuna uygun olarak herkese açık, yerde bir iftar sofrası açmıştık. Sonra bu fikir benimsendi ve laik-dindar geriliminde kutuplaşan toplumun farklı kesimlerince sahiplenilerek siyasal ve dini repertuarın bir parçasına dönüştü.
Biz sofralarda buluşurken, siyaset dünyamız ters bir istikamette şekillendi. Son yedi yılda meclis fiilen ilga edildi, siyaset iktidarın hoşlanmadığı herkes için daha zor bir meşgale haline getirildi. Gün itibarı ile neredeyse tüm kamu kaynakları ve medya kuruluşları tek sesin egemenliğinde. İktidara mesafeli olan siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, vatandaşlar sadece seslerini duyuramamakla kalmıyor, ayrıca birbirleriyle konuşamaz hale gelsinler diye her türlü kara propagandaya maruz kalıyorlar.
Memleket siyasetinin karşılıklı müzakereyle, eşitçe, özgürce ve işleyen bir meclis ile yürümesi gerektiğini düşünen bizler, toplumsal iradeyi ve siyasal alanı temellük eden mevcuda karşı, iftar sofralarımızı muhabbet ve müzakere meclislerine dönüştürmeye çağırıyoruz.
Yedi yıl önce “Dünya nimetlerini parselleyenlere inat yeryüzü sofrasını açmaya geldik” demiştik. Bugün ise “Toplumsal iradeyi parselleyenlere inat yeryüzü sofrasında buluşalım” diyoruz. Sözün önünün açılmasını, itirazların duyulmasını, güçlülere karşı mukavemetin güçlenmesini isteyen herkesi, 10 Haziran Pazar akşamı Saraçhane Parkı’nda iftar soframıza davet ediyoruz. Gelin yer sofrasında diz çökelim, yüz yüze gelip ekmeğimizi bölüşelim. Sözümüzü, muhabbetimizi paylaşalım, ihtilaflarımızı müzakereye çevirelim.
Sofrayı getirdiklerimizi bölüşerek, paylaşarak hep birlikte kuralım.