Perşembe sohbetleri: “Tarihsel Tecrübelerin Işığında Yeni Bir Sistem/Sosyalizm Mümkün mü?” – 31 Ekim 2013 – Sercan Karadoğan
Perşembe, 31 Ekim 2013, 19:30, Emek Adalet bürosu
Bu Perşembe söyleşimizin konuğu, İslam iktisadı üzerine okuma faaliyetimizin emektarlarından Sercan Karadoğan. Sercan’ın sunum için hazırladığı ilgi çekici tanıtım notunu aşağıda bulabilirsiniz. Sercan’ın henüz bitirmiş olduğu mastır tezinden hareketle yapacağı bu ilginç ve kışkırtıcı sunuma hepinizi bekleriz!
Sosyalizmin uygulanıp uygulanamayacağı/sosyalist ideallerin ne kadar gerçekçi kılınabileceği, sosyalist düşünce ilk ortaya atıldığı günden beri gündemde olan bir konudur. İlk sosyalist devrim Rusya gibi bu açıdan zorlu bir coğrafyada gerçekleştiği için, sosyalist modelin başarısı her daim diken üstünde kalmıştır. Rusya’nın tarihsel ve coğrafi ekstrem koşullarının da etkisiyle sosyalizmi tesis etmek çok zor olmuştur. Ancak, yine de bütün zorluklarına rağmen Lenin önderliğindeki Bolşevikler mümkün olduğunca sosyalizmin kurumlarını ve politikalarını uygulamaya koymuşlar ve bunda, en azından belli bir süreliğine, başarılı da olmuşlardır.
1980’lerden sonra ise, sosyalizm Rusya’da yenilgiye uğramış ve yeryüzündeki ilk sosyalist devlet böylece başarısız olmuştur. Sovyet Rusya’sının yaptığı yanlışlar ve temellendiği hatalı zemin bir yana, burada sorulması gereken asıl soru şudur: Sosyalizmin bir yerde başarısız olması onun her yerde ve her koşulda da başarısız olacağı anlamına gelir mi?
Daha iyi bir dünyanın inşa edilebileceği düşüncesi üzerine oturan bir düşünce akımının, daha iyi bir dünyayı hayal eden insanlar var olduğu ve buna gönüllü olunduğu sürece geçerliliğini yitirmeyeceği iddia edilebilir. Zira oluşan başarısızlıkların mutlak bir yenilgi olarak görülmesi, mevcut dünyanın bize ideolojik bir dayatmasıdır. Bugünün hakim ideolojisi, tek gerçek ve doğru ideolojinin kendisi olduğu vehmi üzerinden hareket ederek, bütün insanları düşünsel bir kıtlığın içine hapseder. Halbuki, mevcut koşullar, teknoloji ve idealler, bize daha iyi bir dünyayı pekala inşa edebileceğimizi fısıldamakta, en azından bunu hayal etmemizi mümkün kılmaktadır.
Çalışmamda, sosyalizm ve liberalizm arasındaki bu kadim tartışmayı, daha özelde bunun en yoğun yaşandığı ve literatürde adı ‘Hesaplama Tartışması (Calculation Debate)’ olarak geçen tartışmayı inceledim. Bu tartışmanın bize sağladığı kavramsal araçlar ve tecrübeler ışığında yeni bir sistemin ne olması ve ne olmaması gerektiği üzerine kafa yordum. Örnek çalışmalar olmaları açısından, 1990’lardan sonra ortaya çıkan ‘yeni bir sosyalizm’ , ‘21. yüzyıl sosyalizmi’ veya ‘alternatif üçüncü yolcular’ isimleriyle anılan düşünce ve sistemleri analiz etmeye ve bu sistemlerin artılarını ve eksiklerini tartışmaya çalıştım.