İşkencecileri Aramızda: Abdülhamit Çelik’le 28 Şubat Darbesi ve Umut Operasyonu Üzerine
Abdülhamit Çelik’i polis üniforması içinde Uğur Mumcu’nun evinin önünde tatbikat yaptırılan fotoğraflarından hatırlıyoruz. O dönemde Çelik, 28 Şubat sonrası devletin ‘Umut Operasyonu’ ile tasfiye ettiği, Türkiye’de İran İslam Devrimi çizgisinin en önemli temsilcisi olarak kabul edilen, yayınlandığı dönemde bombalı saldırılara uğrayan ve emniyet tarafından Özgür Gündem’e benzetilerek tehdit edilen Selam-Tevhid gazetesi ekibindendi. Ağır işkenceler gördü, bir süre cezaevinde yattı. 28 Şubat’ın sene-i devriyesine yaklaştığımız şu günlerde dönemin şöhretli figürleri yerine Çelik’e kulak vermek istedik, çünkü onun işkencecileri bugün Cumhurbaşkanlığı köşkünde bulunuyor! Abdülhamit Çelik, Türkiye’de İslami camianın işkenceye karşı veremediği sınavına kendi şahitliği üzerinden ışık tutuyor ve bugün yeni sonuçlanan davaları sebebiyle, tekrar cezaevine girmekle karşı karşıya. 17. yılında 28 Şubat darbesini, ekmeğini yiyenlerin değil bedelini ödeyenlerin ağzından dinlemek için Perşembe akşamı 19:30’da büromuza bekliyoruz.
Şehir dışında olmam dolayısıyla, maalesef sadece söyleşi sonrası siteye aktarılan metni okuyabileceğim ama Abdulhamid abiyle ‘Bin Yılın Sonu:28 Şubat’ kitabında yaptığımız söyleşiye dayanarak kendisinin bazı tecrübelerini tekrar ve daha ayrıntılı dinlemeyi çok isterdim.
-Türkiye tarihinin karanlık kalan parçalarından biri olan Hizbullah örgütüne dair yakinen bildiği bir çok şey var. Hem Mardinli olması ve 90larda teşkilat olarak İran ile yakın bir ilişki içinde bulunmalarından hem de Selam-Tevhid’in bitirilmesinde Hizbullah’ın önemli bir parmağı bulunması dolayısıyla, bugün tekrardan konuşmaya başladığımız fişleme meselelerinde Hizbullah ağızları açık bırakacak sapıklıklara imza atmış bir örgüttür ki Hamid abiler bunun yakın tanığı.