Açlık grevinde 43. gün: şahidiz!
Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır.
Bu açıklama, zulme sessiz kalmayacağımızın beyanıdır. Şahitliklerimizle hesaba çekileceğimizi biliyoruz. Adalet ve barış için bedenlerinden vazgeçenlerin mücadelesine şahidiz. Tarih bizi sessizliğimizle yargılamasın diye elimizden gelenle bu gidişe dur demek istiyoruz, ses veriyoruz.
Şu an Türkiye’de farklı cezaevlerinde 600’den fazla siyasi tutuklu ve hükümlü süresiz açlık grevinde. Onlar bedenlerini feda ederek 12 Eylül 2012’den bu yana yemek yemeyi reddediyorlar. İki talepleri var; mahkemelerde ana dillerinde savunma hakkı ve Başbakanın “görüşmeler başlayabilir” demesine karşın bir yıldan bu yana avukatlarıyla, milletvekilleriyle dahi görüştürülmeyen Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kalkması. Bu iki talep de uluslararası hukuka göre haksız talepler değil, hele insanların gözümüzün önünde ölmesini izlemek için bir sebep, hiç değil.
Bu ülkenin geçmişini kaplayan ve artık geçmişte kalmasını temenni ettiğimiz ölüm listelerine yeni isimlerin eklenmesini engellemek bizim elimizde. Daha 2000 yılında “Hayata Dönüş” operasyonuyla cezaevlerinde 59 kişinin ölümü, kalanın geri dönülemez hastalıkları ve bu eylemleri durdurma bahanesiyle bir 32 kişinin daha vahşice öldürülmesi ile biten açlık grevlerinin tekrar aynı acılarla bitmesine izin vermeyelim.
Biz bu oyuna figüranlık etmeyi reddediyoruz, daha fazla sessiz kalmak istemiyoruz. Siyasi tutsakların taleplerinin kabul edilmesini, müzakere sürecinin başlaması ve barış ortamının tesisi için siyasi iradenin harekete geçmesini istiyoruz; hemen, şimdi!
Kurban Bayramı’nda gençlerimizi değil nefsimizi kurban edelim. Kalıcı bir barışın adımlarının atılması için gazetelere ölüm haberlerinin düşmesini beklemeyelim. Kürt meselesinin çözümsüzlüğüne dair inadımızdan ve körlüğümüzden vazgeçelim. Onlar bedenlerinden vazgeçtiler, ama barıştan vazgeçmediler. Barış için bizler de birer adım atalım. Bu bayram çatışmanın ve ölümlerin değil, kardeşlik hukukuyla kardeşleşmenin bayramı olsun. Bu vesileyle Emek ve Adalet Platformu olarak tüm inananların Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor, coğrafyamızda barışa ve adalete vesile olmasını temenni ediyoruz. Ölüm değil çözüm! Çatışma değil müzakere! Çok geç olmadan…
Emek ve Adalet Platformu
24 Ekim 2012, İstanbul
şahitlik etmiyoruz
bir zulme daha şahitlik etmiyoruz
bir diyarbakır cezaevine, bir hayata dönüşe, bir taş atan çocuğa, bir cihan kırmızıgüle, bir roboskiye, bir mazlumdere kalkan satıra “daha” şahitlik etmiyoruz
ölümü beklemeye, bekleyenlere şahitlik etmek istemiyoruz
Allahtan başka ilahlığa kalkışmaya şahitlik etmiyoruz
artık hakkın ve adaletin şahitleri olmak istiyoruz, ve hak ve adaletle şahitlik edilen..
Türkiye’nin, hem ümmete hem dünyaya örneklik teşkil edecek bir kardeşlik ve adalet ülkesine uyandığı bir bayramın umuduyla… O bayram bir gün gelecek.
Açlık grevleri -çok şükür bir ölüm olmadan sona erdi ama- devrimci şiddet için önemli bir örnekti. Şiddet bir ihlâl olarak vardı ve devletin mahkumla ilişki kurma biçimlerini yerinden etti. Bu grevi, siyasetin içinde hamle yapmanın imkânsızlığında ortaya çıkan ve siyasalın dilini kıran başka bir söz olarak okumak gerek.