Ekmeğimize Göz Dikenlere, Hakkımıza El Uzatanlara Karşı 1 Mayıs’ta Sokağa!
1 Mayısa gidiyoruz.
Çünkü işçilerin sorunları, işçilerin sesi yükselmeden çözülmüyor. Haklarını talep etmek ve onurlu bir hayat yaşamak isteyen işçiler yalnızlaştırılıyor, çaresizleştiriliyor.
1 Mayısa gidiyoruz.
Çünkü güvencesiz ve düşük ücretli, taşerona dayalı istihdam stratejileri yaygınlaştırılıyor. İş kazaları normalleşiyor, iş güvenliği hiçe sayılıyor.
Türkiye’de emeklerini satarak geçinmek mecburiyetinde olan milyonlarca işçi ve ailesi var. Toplumun büyük kısmı iş hayatında çeşitli adaletsizliklerle karşılaşıyor. Hâlihazırda işçilerin haklarını koruyacak yasal düzenlemeler yerine, işçileri savunmasızlaştıran yasal düzenlemeler güçlendiriliyor. Nispeten güvenceli çalışan küçük bir işçi grubu bile, iş güvenceleri yok edilerek taşeronlaştırılmaya çalışılıyor.
İş güvenliği, işçilerin sorunlarının başında geliyor. Her gün ortalama 4 işçi, adına kaza, sebebine kader denemeyecek cinayet gibi ölümlerle hayatını kaybediyor. Kaybettiğimiz arkadaşlarımızın ardından bakınca, denetimsizlik, tedbirsizlik ve aşırı çalıştırılma görüyoruz.
Sadece canımızdan değil iş güvencemizden de oluyoruz. Kısa süreli sözleşmelerle, stajyerlikle, kayıtdışılıkla, taşeronlaşmayla iş güvencemiz, kıdem tazminatlarımız, alınterimiz olan haklarımız ellerimizden alınıyor. Her türlü güvenceden yoksun olan taşeron sistemi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yeniden düzenleme çabalarıyla iyice kabusa dönecek. Asli iş-tali iş ayrımının ortadan kalkmasıyla taşerona karşı mücadelemizin yegane yasal dayanağı da ortadan kalkacak. Eğer biz sesimizi çıkartmazsak…
Sade işimize değil, hakkımıza da göz konmuş durumda. Asgari ücret açlık ve yoksulluk sınırının altında, onurlu ve insanca bir yaşamın hayli uzağında. Asgari ücreti biz işçiler değil, işverenler, hem de en büyükleri belirliyor. Kuzunun kaderi, kurdun insafına kalıyor. SGK’ya kayıtlı 9,5 milyon işçinin, 4 milyonu asgari ücretle çalışıyor. Aileleriyle birlikte 20 milyona yaklaşan dev bir nüfus!
Bugün hem az paraya, hem de haddinden fazla çalışmak zorundayız. Fazla mesaiye kalıp da mesai ücretini alamayanlarımızın sayısı hiç de az değil. Çoluğumuzun çocuğumuzun rızkı için gece gündüz ter döken bizler, evimize gittiğimizde ne eşlerimize bir selam verebiliyor, ne evladımızla vakit geçirebiliyoruz.
Hakça ücretle, adil koşullarda, güvenceli bir şekilde çalışmak istiyoruz. Ekmeğimize göz dikene, hakkımıza el uzatana sesleniyoruz. Adımız Taşeron, soyadımız Köle, bir ömür geçmez böyle! Asgari ücret ve taşeron köleliktir; köleliğe son!
1 Mayıs’ta, saat 8:30’da Çapa Hastanesi’nin önünde buluşacağız. Her durakta taşeron zulmünü lanetleyerek Eminönü’ne doğru yürüyeceğiz. Çapa’da hastane yönetimine, Aksaray’da İSKİ idaresine, Saraçhane’de İstanbul Belediyesi’ne, Unkapanı’nda SGK’ya sesleneceğiz. Yürüdükçe sesimizi yükselteceğiz, bütün emekçilerle yan yana geleceğiz. Yollar yürümekle aşınmazmış, varsın aşınmasın. Biz hakça çalışmak, adilce yaşamak istiyoruz.
Hepinizi bekleriz.
Taşeron İşçileri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği
İşçi Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği
Emek ve Adalet Platformu
Facebook etkinliği için tıklayınız.