Category: Not düştüklerimiz
Geçtiğimiz günlerde Abdurrahman Arslan Ağabey’le uzunca bir muhabbet etme imkânı buldum. Gezi meselesinden, doğanın ifsadına, modernleşmeden, post-modernleşmeye, İslamcılıktan, tüketim kültürüne, sanattan vs.ye birçok konuyu konuştum kendisiyle. Muhabbet sonrasında hatıramda kalan birkaç bölümü paylaşmak istiyorum:...
Bundan yaklaşık üç yıl önce, 17 Aralık 2010’da, Tunus’ta Muhammed Buazizi kendini yaktığında kimse derinden başlayan kıpırdanmanın sonuçlarını öngörebilecek bir durumda değildi. Tunus’ta başlayan toplumsal hareket Mısır’a sıçradığında ise Âlem-i İslam’ın mahkum bırakıldığı yüzyıllık...
Barış iftarımızı eda ettik çok şükür. Dört bir yandan gelen dostlarımızla orucumuzu açtık, mele hocamızın duasına amin dedik ve savaşın ızdırabını tecrübe etmiş ailelerin seslerine kulak verdik. Bu vesileyle barışa olan inancımız arttı, birbirimize...
“İstanbul’da İnşaat Muamması” adlı yazıda, Türkiye’de devlet ve inşaat sektörü arasındaki ilişkiden, son zamanlarda inşaat sektörünün yükselişinden bahsetmiş, sebeplerini irdelemeye çalışmıştım. Ortadoğu petrol sermayesini kentsel ranta yönlendiren devlet destekli inşaat sektörü, işin ekonomi-politik boyutu....
İstanbul kendi tarihi seyri içinde bir insan gibi geçirdiği değişimlerle değerlendirildiğinde hep genç, diri kalabilen bir varlıktır. Kendi güzelliğini muhafaza etmek için direnen, her kaybedişte başka bir güzelliği ortaya çıkan, duvardan çıkmayan yazılar gibi...
“Dans edemediğim bir devrim, devrim değildir” Emma Goldmann “Bir devrimin görünür amaçları ne kadar sınırlı olursa olsun, ebedi Düzen’in duvarlarında açtığı çatlaklardan cennetin ışığı süzülmelidir.” Eric Hobsbawn 2011’de Arap coğrafyasında ve Şili’de başlayan gençlerin öncülüğündeki halk ayaklanmalarında...
Sinan Kızılkaya’nın, 15-16 Haziran 2013 tarihinde İDE tarafından düzenlenen “Neo-liberal Dönemde İslamcılık” başlıklı sempozyumda yaptığı konuşmasını kıymetli buluyor, gözden geçirilmiş halini dikkatinize sunuyoruz.. İki özel örnekle başlamak istiyorum. İlki Sulukule olayı. Bir tehcir meselesi...
Uzun bir süreden beri, 1970’lere, hatta 60’lara bakarak bugünlere dair bir şeyler yazmak istiyordum, ama bir türlü kısmet olmamıştı. Aslında tamda 1 Mayıs’tan bu yana yaşanan olaylar benim bu yazıyı yazmama vesile oldu diyebilirim....
“Bir ülkede polis çirkin oldu mu, o ülkede hiç bir şey güzel olamaz. Bir ülkede halk polise güvenmedi mi, reisi cumhuruna bile güvenmez..” Orta yaşlara gelmediğim vakitlerdi daha. Lise yıllarındaydık, gençtik.. Maçlara gider,...
Ortadoğu Baharı’nın filiz vermeye başladığı dönemlerdi. Tunus’ta bir can yanıyor, Libya’da halk ayaklanıyor, Tahrir’dekiler vazifesini yerine getirmeye çalışıyordu. Suriye de bu sese kulak vermiş, sokaklara çıkmıştı. Bizler de durumun sosyolojisini kavramaya çalışıyor, kavrama arayışında...