Author: Emek ve Adalet Platformu
Perşembe Söyleşilerine başlıyoruz. Dönemin başlamasıyla birlikte iki haftada bir düzenli yapmayı düşündüğümüz söyleşilere Zeki Kılıçaslan hocamızı misafir ederek başlıyoruz. Türkiye’deki sağlık politikasının dönüşümü üzerine yapılacak olan söyleşiye tüm ilgilileri bekleriz.
1995 yılından bu yana her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelerek, gözaltında kaybedilen çocuklarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri bu cumartesi de 600. hafta münasebeti ile binlerin katıldığı oturma eyleminde taleplerini yeniden, bir daha...
Evlatları gözaltında kaybedilen annelerin (ailelerin) 27 Mayıs 1995’de Galatasaray Meydanında “Kayıplarımızı İstiyoruz” diyerek başlattıkları çağrı o günden bugüne Türkiye’deki en uzun soluklu hakikat ve adalet mücadelesi oldu. Kaybolan evlatlarının, eşlerinin bir kemiğine kavuşabilmek dua...
Göknur Marş, Hindistan Eylül günü Hindistan genelinde hükümetin ekonomik reformlarına karşı greve çıkan yaklaşık 180 milyon işçi, dünya tarihinin en geniş katılımlı grevini gerçekleştirdi. Hindistan’daki on sendika federasyonuna bağlı binlerce sendikanın milyonlarca üyesinin sabahın...
Dünyaca ünlü mimarlık tarihçisi Doğan Kuban, son yazısında kentleşme açısından kadim bir sorunu yeniden gündeme getiriyor. 3. Köprü ile ilgili tartışmaların artık hatırlanmadığı şu günlerde İstanbul’daki büyümenin neden olduğu ve olacağı felaketi gözler önüne...
Dostumuz, yoldaşımız, taşeron işçi önderi Cemal Bilgin’i 6 eylül salı günü işten attılar. Çapa’da yıllardır taşeron işçilerin hakları için mücadele veren, taşeron işçiliğin ülkenin gündemine bu kadar girmesinde muazzam katkısı olan Taş-İş-Der’in liderlerinden, emektarlarından...
İstanbul Tıp Fakültesi’nde sağlık çalışanları ve öğrencileri, iki hafta önce taşeron firma tarafından getirilen yemek nedeniyle yaşanan zehirlenme olayının üzerinin örtülmek istendiğini bildirdi. Aynı firmanın daha önce de et çaldığının tespit edildiğini ama bu...
MURAT BELGE Altmışlı yıllarda Komünizm Türkiye için “olabilir” bir “tehlike haline geldi. O yıllarda (ve hâlâ) herkes Komünizm’den ne anlıyordu, en başta, “Ben Komünist’im” diyenler ne anlıyordu, ayrı hikâye. Ama artık böyle bir şey...
“Türkiye’de ilk kez hepimiz bir darbeye karşı birleştik. Şimdi bizi ortaklaştıran tüm değerleri konuşma ve dinleme zamanı. Zira ancak birbirimizi duyarak bu birlikteliği kalıcı kılabiliriz. Bu niyetle, Üsküdar’da buluşup 15 Temmuz gecesi yaşadıklarımızı konuşuyoruz,”...
15 Temmuz’dan yana Cumhurbaşkanı’nın çağrısıyla meydanlarda nöbette olan halkın, kapsayıcılığı ve dili tartışma konusu. Bununla birlikte ne alanları kaplayan bayraklar, ne sahneye hakim olan milliyetçi ve militarist dil, darbecilere karşı fedaice sokaklara çıkan insanların,...