Author: Emek ve Adalet Platformu
Yazar ve düşünür. 23 Aralık 1961’de Kayseri’de doğdu. Kayseri ve Kırşehir’deki değişik okullarda ilk, orta ve lise öğrenimini tamamladı (1980). Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde okudu (1985-1990). İlahiyat Fakültesinden ayrılarak bağımsız yazarlık hayatına başladı. Kayseri...
1959 yılında Tortum’da dünyaya geldi. 1980 – 1985 yılları arasında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans öğrenimini tamamladı. 1987 yılında AÜ ilahiyat Fakültesi’nde Kelam Ana Bilim Dalı araştırma görevlisi olarak göreve başladı. 1985 – 1991...
1962’de Gaziantep’te dünyaya geldi. ’70’lerin ikinci yarısında yükselişe geçen sol hareket içinde yer aldı. Politik faaliyetleri nedeniyle tutuklandı ve birçok kez gözaltına alındı. Örgütlü politik mücadelesini sürdürürken giderek artan şekilde Marksizmin teorik sorunları üzerinde durdu....
maksadımız… “Emek ve Adalet Platformu sermayenin emeği sömürmesinin de bir zulüm olduğu gerçeğini atlamadan her türlü haksızlık ve zulme karşı toplumsal adalet mücadelesine katkı sunmayı amaçlar. Emek ve Adalet’in özgünlüğü, bu amaç için gayret...
I. AMAÇ Emek ve Adalet Platformu sermayenin emeği sömürmesinin de bir zulüm olduğu gerçeğini atlamadan her türlü haksızlık ve zulme karşı toplumsal adalet mücadelesine katkı sunmayı amaçlar. Emek ve Adalet’in özgünlüğü, bu amaç için...
İslam, Sol ve Kapitalizm – İhsan Eliaçık I İslam, Sol ve Kapitalizm – İhsan Eliaçık II
Mefhumların kah gülünç, kah korkunç maskelerle raksa çıktığı bir karnaval balosu, fikir hayatımız. Tanımıyoruz onları, nereden geliyorlar bilen yok. Fir’avunlara benziyorlar, kalabalığa çehrelerini göstermeyen fir’avunlara. Ve aydınlarımız, o meçhul heyülalar için ehramlara taş taşıyan...
Canavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kesiyor. Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların kaypak ve karanlık dünyası. Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor. Ne güzel tarif: “Gerici, bir toplumun gelişmesini sağlayacak hiçbir yeniliği istemeyen, her...
Her dudakta aynı rezil şikayet: yaşanmaz bu memlekette! Neden? Efendilerimizi rahatsız eden bu toz bulutu, bu lağım kokusu, bu insan ve makine uğultusu mu? Hayır, onlar Türkiye’nin insanından şikayetçi. İnsanından, yani kendilerinden. Aynaya tahammülleri...
Kıt’aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar… Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben...