Türkiye’nin Entegrasyon Politikaları ve Afrikalı Göçmenler
Türkiye, Uluslararası Göç ve Hak Savunuculuğu atölyemizin 4. haftasında Dr. Doğuş Şimşek’le Türkiye’nin entegrasyon politikalarını ve Afrikalı göçmenleri konuştuk. Türkiye’de yaşamakta olan Afrikalı göçmenler üzerine çalışmış, uzun süreli saha deneyimine sahip olan Şimşek, Türkiye’de bulunan Afrikalıların yasal durumları, göç örüntüleri, Türkiye’de hangi şartlar altında yaşadıkları, kendilerini nasıl hissettikleri, entegrasyon bakımından ne durumda olduğumuz konularında sahadan edindiği deneyimleri ve bilgileri bizle paylaştı. Ders entegrasyon kavramının farklı tanımları ile başladı:
Entegrasyon Kavramı
“Entegrasyon oldukça tartışmalı bir kelime, farklı tanımları var. Sosyal bilimcilerin, politika yapıcıların başka tanımları var. Türkiye’de politika yapıcılar tarafından Suriyeli mültecilerle birlikte harmonizasyon, uyum kavramı daha çok kullanıldı. Entegrasyon uzun süreli, göç alan toplum bireylerinin de sorumluluklarının olduğu iki taraflı bir süreçtir. Literatürde entegrasyonun tanımı temel olarak göçmenlerin haklarını ve göç ettikleri ülkede yeni bir hayat kurmaları için gerekli düzenlemeleri sağlamayı içerir. Ager ve Strang entegrasyon süreçlerini kaynaklar ve belirteçler (istihdam, barınma, eğitim, sağlık), sosyal bağlantılar (sosyal köprüler, sosyal bağlar, sosyal ağlar), kolaylaştırıcılar (dil ve kültürel bilgi, güvenlik ve istikrar) ve dayanaklar (haklar ve vatandaşlık) olarak dört ana başlık altında toparlayıp toplumun kabul edilen bir parçası olma süreci olarak tanımlamışlardır.”
Türkiye’de Yaşayan Afrikalılar Kimler?
“Türkiye’de Sahra-altı Afrikalı göçmenlerin sayısını tam olarak bilmiyoruz. Statü olarak farklı biçimlerde Türkiye’de bulunuyorlar. İş vizesi alanlar, öğrenci olanlar, düzensiz olan göçmenler var. 1,5 milyon Afrikalının göç etmiş olduğu varsayılıyor. Afrika ülkelerinden Türkiye’ye gerçekleşen göçün nedenlerinin birisi de Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında gelişen ticaret bağdır. 1990’ların sonundan itibaren göç hareketinde artış gösteren bir süreç gözlemliyoruz. Türkiye’deki Afrikalı göçmenler Senegal, Gana, Etiyopya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi çeşitli ülkelerden geliyorlar. Ekonomik nedenli göçler olsa da ülkelerindeki çatışmalar sebebiyle gelenler de var. Eğitim yoluyla gelenler, Türkiye’yi transit ülke olarak kullanıp Avrupa’ya geçmek isteyenler de mevcut.
Doğu Afrika’dan gelenler daha çok sığınmacı olarak gelirken Batı ve Orta Afrika’dan gelenler daha çok ekonomik nedenlerle göç ediyorlar. Genel olarak Tarlabaşı, Dolapdere, Kumkapı, Yenikapı ve Kurtuluş çevresinde yaşıyorlar; tekstil atölyelerinde çalışıyorlar. Kargo ofisi işletmeciliği, restoran, kafe ve kuaför işletmeciliği yapanlar da mevcut.”
Araştırma
Şimşek yaptığı araştırmada 40 Afrikalı göçmen ile derinlemesine yüz yüze görüşmeler gerçekleştiriyor. Görüştüğü kişiler statü, ülke, dini inanç bakımından çeşitli gruplardan geliyor. Görüşmeler Afrikalı göçmenlerin işlettiği restoranlarda, kafelerde, kargo işletmelerinde, kuaför salonlarında ve kiliselerde gerçekleştirilmiş. Görüşmelerde haklara erişim, menşe ülke ile ilişkiler ve adaptasyon süreçlerine odaklanılmış.
Yaşadıkları Sorunlar
Araştırma kapsamında görüşülen kimselerin çoğunun çalışma izinleri yok ve enformel sektörlerde çalışmaktalar. İş güvencesi, sağlık ihtiyaçlarının karşılanması, barınma, yasal statüleri ve haklara erişimle ilgili bilgi alma hususlarında sorun yaşıyorlar; ırkçılığa ve tacize uğruyorlar. Sağlığa erişemediği için hayatını kaybedenler var.
Entegrasyon?
“Afrikalı göçmenlerin yaşadıkları güvencesizlik, güvende olmama hissi, yaşadıkları sorunlar entegrasyon sürecini baltalıyor. Entegrasyon iki taraflı bir süreç. Afrikalı göçmenlerin ev sahibi toplumla pek iletişimleri yok denecek kadar az. İletişimde bulundukları kişiler temel olarak patronları, iş arkadaşları ve ev sahipleri. Fakat bu etkileşimler entegrasyon için gerekli olan sosyal köprülerin oluşmasına yol açmıyor.
Ulus ötesi sosyal alanlardaki sosyal ağlar dayanışma mekanizması oluşturup entegrasyon sürecini olumlu etkiliyor. Afrikalıların işlettiği mekanlar daha çok Afrikalılara hitap edip kendi aralarındaki ağları geliştirmelerine yardım ediyor. Göç alan toplum bireyleri buralara gitmediği için bir sosyal köprüler oluşmuyor.”
Soru Cevap
Soru-cevap kısmında Şimşek’le yaptığı araştırma, araştırma sonuçları, Türkiye’nin göç politikaları, göçmenlerle dayanışmada iyi örnekler, Türkiye’ye Afrikalı göçünün gerçekleştiği kanallar, göçmenlerin kendi içlerindeki ilişkiler üzerine konuştuk.