“Ülker Direnişi’nde Aydınlanma ve İnanç Paradoksu” mu!?

10 Responses

  1. mfadiyaman dedi ki:

    İşverenin istediğini işe alma ve istediğini işten çıkarma özgürlüğü olmasın mı?

  2. Berrin Önsiper dedi ki:

    Olmasın, olmamalı. Keyfine göre işten çıkarma, sendikasını değiştirdi diye işten çıkarma, patronun siyasi görüşüne uymuyor diye işten çıkarma, sizce reva mı?

  3. mfadiyaman dedi ki:

    Özgürlük bunun neresinde? Para benim değil mi? İstediğimi yaparım. İstersem bütün işçileri çıkarır yerine yenilerini alırım. İstersem işletmeyi kapatır, bankaya koyar, faiziyle yedi göbek ceddime bakarım.Keyif benim keyfim. Benimle mi kazandın? Benimle mi hesabını vereceksin? Özelden bahsediyoruz. Devletten değil. İşçinin maaşını çok düşünüyorsan maaşını paylaş, işletme kur, işçi çalıştır. Gerçek bir hedefin olsun. Ama sakın işçini sendikasını değiştirdiği için işten atma.

  4. suat dedi ki:

    Arkadaş sen yanlış yere gelmişsin ya, istersen bir daha bak ve bu yorumlarını istersen başka yerlerde mesela Ülker’in sitesinde falan paylaş, para seninse ve istediğini yaparsan burada ne söylemeye çalışıyorsun bilmiyorum. Ha canım trollük yapmak istiyor diyorsan devam et.

  5. mfadiyaman dedi ki:

    Sen gerçekten söylediklerimden bir şey anlamadın mı? Halbuki günümüz Türkçesiyle yalın bir dil kullandığımı sanıyorum. Bu yazı bu sitede yayınlandığına göre yorum bu sayfaya ait hiç şüphen olmasın. Ayrıca her yorum yapana bu şekilde trollük yapıyorsun hadi başka kapıya derseniz sizin ileride iş yeri açtığınızda elemanlarınıza neler yapabileceğinizi düşünemiyorum. Saygılarımla arkadaşım:)

  6. suat dedi ki:

    Birincisi hadi başka kapıya demiyorum, yolunu şaşırmışsın diyorum, bu senin söylediklerini bu siteyi takip edenlerin çoğu ciddiye almaz. Mesela bu görüşlerini Anadolu Kaplanlarına falan anlat diyorum, orada alıcısı muhakkak olur diyorum.
    İkincisi yine de bir aralık bırakıyorum ve diyorum ki belki trollük yapmak için bu yorumu yazmışsındır, o zaman devam et diyorum.
    Üçüncü ve son olarak da diyorum ki, bu platformun bileşenlerinin patron olmak gibi bir derdi yok ki, işçisine nasıl davranacağını düşünsün, yani bu iş yerinde çalışmak adalet üzeredir, iktisat üzere değil, selamlarımla

  7. Mfadiyaman dedi ki:

    Pardon arkadaşlar, çok özür diliyorum. Yersiz sözlerimle sitenizin değerli sayfasını işgal ettim. Bundan sonra yorum bırakacağım siteleri daha özenle seçeceğim. He bu arada ben de patron ve patron sevicisi değilim ve hiç olmaya da niyetim yok. Maksat adalet yerini bulsun. Malum patronlarında hakları var.(Yok mu yoksa?)Ayrıca site yöneticilerine yorumlarımın yayınlanmasına izin vermelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Sizlerle yazışmak güzeldi.Bu yorumumu da ciddiye alırsınız umarım.

  8. mehmet talha dedi ki:

    Estağfurullah yersizlik değil de, Suat abi büyüğümüz olarak kızma hakkını görmüş, çünkü ailesini geçindirmeye çalışırken yoktan yere işten atılan anneleri, babaları anlamaya çalışmıyor gibisin.

    O şekilde bakınca herkesin istediği elemanla çalışma hakkı var, ancak herşeyi piyasanın insafına; daha basitçe, parası olanların aynı şartlarda “büyüme” imkanı bulamamış ve onların rızasına bağlı olarak çalışmak zorunda kalanlar üzerinde sınırsız söz hakkı olmasına bırakırsak adil olur mu?
    İşsizlik bu kadar fazlayken işi patronlara bırakırsak herkesi 300 liraya çalıştırmak ister, geçen iş ve işçi bulma kurumu vasıtasıyla iş bulan arkadaşıma patron ilk 3-4 ay sadece işkur’un verdiği 300 liralık katkıyla geçin dedi. Açlık sınırının 1500 lira civarında olduğu söylenen bir ülkede bilmiyorum başka söze gerek var mı.

  9. emre dedi ki:

    sayın adıyaman, sanırım bir yanlış anlaşılma var. iş kanuna göre işveren işçiyi işten çıkarabilir. tazminatını vermek kaydıyla. eğer işçi hakaret ettiği için, verilen işi yapmadığı için veya hırsızlıktan dolayı çıkarılıyorsa tazminatını vermek zorunda değildir. eğer belirli bir sendikaya üye oldukları veya olmaya çalıştıkları için çıkartırsa ve bu kanıtlanırsa ayrıca sendikal tazminat ödemek zorunda kalır.

    ülker bu basit, sistem içi kapitalist (yani sizin deyiminizle “özgür”) kanuna bile uymuyor. çünkü tazminat vermemek için çeşitli bahaneler uydurdu ve tazminatsız çıkarıyor.

    basit bir işten çıkartma olayı değil yani. işten çıkartabilir bu kanunlara uymak şartıyla. anlatabildim mi?

  10. suat dedi ki:

    Benim asıl kafam neye takılıyor biliyormusunuz, bu memlekette kendini en iyi savunan ve istediklerini yaptıran kurumlar, TÜsiad, İktidar partileri ve Güvenlik güçleridir. Bunların benim gibi sıradan insanların savunmasına ihtiyaç yoktur. Adam sırf kendini savunmak için avukat ordusu tutar, medya kurar filan; ama mesela bu Ülker işçisi gibi sahipsizleri çok az insan savunur, onlarında sesi duyulmaz. Buna rağmen sistemin ezdiği sıradan insanlar, işçileri savunacaklarına patronları savunurlar, Roboski’de çocukları öldürenleri savunurlar, hırsızlık yaptıkları açık seçik olanları savunurlar. Bunun adını da adaletli davranmak koyarlar. Daha yeni Metal işçilerinin grevi hükümet tarafından ertelendi ve bazı medya kuruluşlarında bu grevin darbe girişimi olduğu söylenecek kadar insanların akıllarıyla dalga geçiyorlar. Fakat bizim halkımızda bu dolmayı maalesef çok kolay yutuyor. İnsanların işten atılması bu kadar kolay olsun diyen arkadaşlar acaba eve ekmek götürememenin ne kadar ağır olduğunu yaşamışlarmıdır. Ateş düştüğü yeri yakıyor da, biz bari biraz alevin sıcaklığını hissedebilsek.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir