Kibir ve Modern Çağ Firavunlarına Karşı – 20 Eylül 2024 Cuma Hutbesi
Emek ve Adalet Platformu olarak Diyanet’in toplumsal sorunlara ve siyasi meselelere değinmeyen, İslam’ın sermaye lehine ve devlet onaylı yorumunu empoze eden Cuma hutbelerine karşı, her Cuma günü Alternatif Hutbeyi okurlarımızın ilgisine sunacağız. (Öne çıkan görsel: İlgili videodan bir kare)
Kıymetli kardeşlerim!
Yüce Allah Tekvir suresinin 27. ayetinde Kuran’ı bir öğüt olarak nitelemektedir. Bütün sureler hayatlarımızda uygulayabileceğimiz nasihatler içermektedir.
Kur’an bazen bir emir ile bazen de bir kıssadan, misalden alınacak bir ibret ile bizlere öğüt olur. Bu misallerden biri de Firavundur. Firavun yeryüzünden büyüklük taslayan, Allah’ın arzında kibir ile dolaşan, müstekbirlerden biriydi. Zenginliğiyle, malıyla, siyasi gücüyle, insanlar üzerindeki otoritesiyle kendini Allah’ın diğer kullarından büyük ve üstün görürdü. Haddi aşar, yeryüzünü ifsat eder, insanlara zulmederdi. O kadar ki Firavun insanların ölümüne ve yaşamına hükmettiğini vehmediyor, Hz. Musa (as) karşısında, bununla övünüyordu.
Aziz kardeşlerim!
Firavun’un sonunu hepimiz biliyoruz. Yeryüzünde kibirle yürüyen nice Firavun’un sonunun da benzer olduğunu biliyoruz.
Ancak Firavunlar bitmedi. Firavun gibileri tarihin eski bir masalından ibaret değil. Firavunlar aramızda yaşıyor. Sahip oldukları mallarla, siyasi güçle, ailelerinin isimleriyle yeryüzünde kibirle yürümeye devam ediyorlar.
Geçtiğimiz hafta, bir modern çağ Firavununun bir uçakta, kabin ekibi ve polisler ile kavga ettiğine dair bir video sosyal medyada yayıldı. Uçağın rötar yapmasına sinirlenen bu müstekbir, havayolu çalışanlarına ağza alınmayacak hakaretler ediyor, bağırıyor, dur durak bilmeksizin çevresindeki kadın erkek herkese galiz küfürler ediyordu.
Videonun en dikkat çekici noktası da kabin ekibinin şikâyeti üzerine gelen polise “beni tutamazsınız, benim on tane fabrikam var” demesi olmuştur.
Değerli cemaat!
Bu müstekbir, bir timsaldir. Bu adam ve bunun gibi modern Firavunlar bugün fabrikaların, siyasi iktidarların, bürokratik koltukların sahipleridir. Fabrikalarına, mallarına, banka hesaplarına, siyasi güçlerine güvenerek kibriyle diğer insanları sömürmekte, ezmektedirler. Kendini başkalarından üstün gören, gücüyle övünen Firavunlar üstünlüğün yalnızca takvada olduğunu unutmaktadır.
Biz ise unutmamalıyız. Üstünlüğün takvada olduğunu ve Hz. Musa’nın (as) sünnetinin takip edilmesi gerektiğini. Nasıl ki Hz. Musa Firavun’un zulmünde ezilen halkını kurtardıysa, bize düşen de kendi halkımızı modern firavunlardan kurtarmaktır.
Firavunlara karşı insan haysiyetini savunmalı, emekçilerin haysiyetinin korunduğu bir çalışma yaşamı, insanların bu gibi saldırganlıklardan emin olacağı bir toplum, yani bu kibrin karşısında adaleti tesis etmeliyiz. Bugünün Firavunlarına karşı, bugünün Musaları olmak bunu gerektirmektedir.