“Çorbada Tuzun Olsun” İle Bir Kepçe Dayanışma

capture-1-840x200

Merhaba Plaza ve Ofis çalışanı,

Geçen haftalarda Çorbada Tuzun Olsun ekibi, tüm evsizler için Beyoğlu – Süslü Saksı Sokak’ta ücretsiz kıyafet mağazası açtı. Biz de kendilerini ziyaret ettik. İstanbul’un tüm evsizleri ihtiyacı olan kıyafetleri buradan temin edebilecek.

Çorbada Tuzun olsun ekibi hali hazırda 2 yıldan uzun süredir her gün evsizlere çorba dağıtımı yapıyor ve bu sosyal problemin çözümü için Kamu Kurumlarına baskı yapıyor.

Biz de onların seslerini sizlere duyurmak için ÇTO’dan Berkan ile bir röportaj yaptık.

Çorbada Tuzun Olsun ‘a  twitter’den @corbadatznolsun hesabından veya

 info@corbadatuzunolsun.org mail adresinden ulaşabilirsiniz

Çorbada Tuzun Olsun Nedir? Neler yapıyorsunuz?

Çorbada Tuzun Olsun bir iyilik hareketi ve bu iyilik hareketi ile insanların bir araya gelip “paylaşması” hedefleniyor. Şu anda insanlara çorba dağıtımı üzerinden ilerliyoruz. 780 günü, yani 2 seneden uzun bir süreyi geride bıraktık.

Bunun dışında diğer çorbalara da tuz atmayı planlıyoruz. Mesela +1 insani yardım ekibi  ile mültecilere yardım dağıtmaya gidiyoruz. Şefkat Derneği ile birlikte evsiz insanlar için ücretsiz kıyafet mağazasını yaptık.  Gebze’de 4 evsiz arkadaşın işe başlamasını sağladık.  Sürekli olarak çorba dağıtımımız var. Biz, gücümüz yettikçe, her çorbada biraz tuz olmaya çalışıyoruz.

Çorbada Tuzun Olsun gözlemlediğimiz kadarıyla çok efor gerektiren bir hareket çünkü süreklilik gerektiriyor,  bunu sürekli kılmak için bir stratejiniz var mı?

Evet var, özellikle dernekleri ve sivil toplum kuruluşlarını davet ediyoruz ki haftanın bir gününü onlar alıyor. Şu anda mesela ateizm derneği çorba dağıtımını yapıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Öğrencileri ve Bilgi üniversitesi örencileri haftanın birer günü dağıtımını üstleniyor. Adım adım derneği de çorba dağıtımına destek veriyor. Bunun yanında çok sayıda bağımsız gönüllü geliyor. Yükü yayıyoruz. Hep birlikte bunu yapmamız lazım. Bu hepimizin ortak sorunu.

İnsanlar şöyle düşünüyor. İstanbul’da bu şekilde 10000 tane insan var, ben bunlara tek başıma yardım etmeye başlasam sonu gelmez. Biz de diyoruz ki “En azından bir kase çorba ver” biz insanlardan yapabileceği kısmı istiyoruz. Bu insanlara makul geliyor. Görüp yanından geçtiği için vicdan azabı da var. Bunu da telafi etmiş oluyor.  Hem de kendi adına iyilik hareketinde çorbada tuz oluyor. Bu hepimizin ihtiyaç duyduğu bir şey.

Başka şehirlerde de bu hareket vücut buluyor. Geçtiğimiz sene 8 ilde evsiz insanlara çorba dağıtan gruplar vardı. Bu sene tekrar diğer illere yayılmaya başladı. Bunun gibi iyilik hareketleri yayılmalı.

Bileşenlerden oluşmuyoruz, katılmak isteyen herkes katılabilir. Bizim ayrımımız burası bir siyaset yapma yeri değildir. Çıkar amaçlı ilişki kurma yeri değildir. Onun dışında herkes katılabilir. Çorba dağıtmak için gelecek bir insan illaki dernekle katılmak zorunda değil, annesi veya çocuğu ile de katılabilir. Katılmakta hiçbir engel yok.

İstanbul’da binlerce evsiz yaşıyor. Bu çok büyük bir sosyal problem. Evsiz insanlar aynı zamanda travma yaşamış bireyler. Çorbada Tuzun Olsun’un bu insanları topluma kazandırmak için belli bir politikası veya önerileri var mı?

Çorbada Tuzun olsun’un birinci hedefi geri dönüşüm. Yani insanların topluma kazandırılması, psikolojik destek ve iş imkanları sunulması. Gebze’de evsiz bireyi  bir firmaya depo elemanı olarak istihdam  etmelerini sağladık. Ayakları üzerinde durana kadar barınma ihtiyaçlarını karşıladık.

Hedefimiz firmalarında buna katılarak bunun bir sosyal sorumluluk projesi olarak devam etmesi. Özellikle psikoloji bu süreçte çok önemli.

Toplumumuzda evsiz algısı çok kötü oysa 1300 TL asgari ücretle evsiz kalmanız olası birşey. Bir ev kirası asgari ücretten fazlaysa o zaman bir insanın evsiz kalma olasılığı çok yüksektir. İnsanlar çok zor geçiniyor. Doğal gazı sonuna kadar kısarak geçinen milyonlarca insan var. Bu milyonlarca insan içerisinden 10000 tanesinin evsiz kalması da çok değil aslına bakılırsa. Bu çaba toplumun, diğer (öteki)insanları sahiplenmesi olarak görülmelidir. Aile bağları güçlü bir toplum olduğumuz için insanların akrabalarında kalabildiği için toplumumuzda evsiz kalma oranı az.  Bunu Türkiye’de toplum kültürel olarak tolere edebiliyor. Kültürel bağlarımız zayıfladıkça evsizlik oranı artmaya devam ediyor.

Toplum tarafından sahiplenilmeyen insanlar ise sokaklarda kalıyor. Psikolojik sorunları sebebiyle veya eski çevresine girmek istemediğinden insanlar sokaklarda yaşamak zorunda kalıyor. Bu bireylerin hemen hemen hepsinin psikolojik travması var ve biz o adamın yanından geçiyoruz. Belki adam Beethoven dinliyor, belki adam inanılmaz entelektüel bir insan. Yanından geçiyoruz. Ön yargılı geçiyoruz çünkü bizden para isteyeceğini düşünüyoruz, zil zurna sarhoş olduklarını düşünüyoruz ki evsizlerin içinde para isteyen veya sarhoş oranı çok düşüktür. Bütçesi yok zaten, adamın parası olsa karnını doyuracak veya giyinecek, traş olacak.

Çorbada Tuzun Olsun’un toplumda karşılığının olduğunu da görüyoruz, Çorbada Tuzun Olsun farklı illerde de başladı, toplumdaki evsiz algısını kırmak için neler yapıyorsunuz?

Çorba dağıtımına dışarıdan gönüllüler geldikçe kafalarındaki model kırılıyor, onların “öcü” olmadığını görüyorlar. Evsiz insanalarla konuşmak çok önemli. Böylece dışlanmadıklarını, var olduklarını hissediyorlar. Çorbada Tuzun Olsun bunu başarıyor.

Mesela İstanbul’daki 10000 evsiz insana dokunmak çok zor ancak mesela Marmaris’teki 3 evsizi rehabilite etmek daha kolay. Bu çalışmaları yerele yaymayı planlıyoruz. Fatih bölgesinde çorba dağıtımı yapacağız. Beşiktaş, Bakırköy ve Kadıköy’de çorba dağıtımı yaptık. Yerel’de bu çalışmaları yapınca daha az evsizle ilgilenebileceğiz ve çözümü de daha basit olacak.

Ama ne olursa olsun evsizlik sorunu kamunun desteği olmadan çözülemez. Çünkü bu insanlar arasında yıllarca sokakta yaşamış ve topluma kazandırılması imkansızlaşmış insanlar var. Bir insan ne kadar sokakta kaldıysa bir o kadar süre de onu geri kazanmak için lazım. Yıllarca bu insanları geri kazanmak için birşey yapılmamış. Yıllarca evsiz kalmış insanlar var. Biz bu insanları kazanamayız, ancak bu insanların açlıktan ölmemesini, soğuktan donmamasını sağlayabiliriz.

ÇTO’nun kamu kurumları ile bu 2 yıl içerisinde kamu kurumları ile evsizler konusunda iletişimi oldu mu?

Gerek sosyal medyadan gerek diğer mecralardan sürekli yazıyoruz, change.org’da imza kampanyası yaptık. Beyoğlu Belediyesine 6500 ıslak imza götürdük. Kendi sosyal medya hesabımdan 500 günden fazladır İstanbul Valisine ve Aile ve Politikalar Bakanlığına tweet atıyorum. Her anlamda kamu kurumarıyla görüşmeye çalışıyoruz ve talep iletiyoruz ancak kamudan dönüş almıyoruz. En son BİMER’e başvuruda bulunduk. Bize TOKİ’ye iletilmiştir diye cevap geldi. Daha sonra TOKİ’ye yazdık, BİMER’e bir daha yazdık, iki kurumdan da cevap gelmedi. Kamudan bu yönde olumlu bir dönüş alamıyoruz.

Medya destek oldukça, sesimiz duyuldukça evsiz insanları kazanmak gerektiği bilinci yayıldıkça er yada geç kamu kurumları da destek olacaktır.

Bu alanda farkındalık çalışması bizim için çok önemli. Sosyal medyada güçlüyüz. Vakıfların bile sosyal medyasına bakan bir kişi vardır. Bizde bir ekip sosyal medya hesaplarımıza bakıyor.

Evsizler için ücretsiz kıyafet mağazası çalışması yapıyorsunuz, bunun hakkında bilgi verebilir misiniz?

Kıyafet mağazası için Şefkat-Der’in bir ofisi vardı. Burası bağış eşyaları, battaniyeler, kıyafetler biriktirmek için kullanılıyordu ve atıl durumdaydı. Biz bunu biliyorduk ancak insanlara çağrı yapıncaya kadar neredeyse kimse bilmiyordu. Bir etkinlik açtık. Çeşitli yerlerden gelen birbirini tanımayan insanlar, hep birlikte depoyu mağazaya çevirdik. Haberlerde de buna yer verdiler.  Hem ihtiyaç sahipleri için hem de yardım etmek isteyenler için bir buluşma noktası oldu. Artık sokakta üşüyen birini gördüğünüzde buraya getirebilirsiniz.
Benzer şekilde yemek konusunda da en azından evsizlere çorbasını vermeye çalışıyoruz.

Ancak barınma ihtiyacı konusunda insanların kamuya baskı yapması lazım çünkü bu hem kamunun görevi hem de bizim gücümüzü de aşan bir durum.  Birlikte çorba dağıttığımız Şefkat Dernaği Başkanı Hayrettin Bey’in bize dediğine göre 800 kalma başvurusu var. Evsiz insanlar için toplam 40 kişi kapasiteli yerleri var. 3 ay boyunca spor salonunda yan yana yatan günlük ortalama 600 kişinin üzerinde insan var.  9 ay evsizler yok oluyor sanki. Evsizlere açılan spor salonu bilinç arttıkça iyi koşullara getiriliyor. Vali Bey bize belki cevap yazmıyor ancak bizim o spor salonuna gidip paylaşım yapacağımızı biliyor. Onun için spor salonunun koşullarını iyileştirdiler ve bu sene 10 gün daha fazla açık tuttular.

Bunlar küçük gelişmeler ama şunu görüyoruz, kamu bu konuda bir bildirim almış. Tamamiyle sağır değil.

Son olarak kamuya önerileriniz nedir?

Kamunun yaptığı gereksiz harcamalar var. Bunları kesip evsiz insanların rehabilitasyonunu sağlaması, iş imkanı vermesi çok daha faydalı olur. Kamu yardımlarında bir insan gerçekten yardıma muhtaçsa, yani eli ayağı tutmuyorsa ona yardım edilmeli, aksi taktirde o kişinin istihdam edilmesi, bu şekilde hayata tutunması lazım.

Bizim sosyal politikamız bu şekilde değil. Toplumda ciddi miktarda iş ihtiyacı olan ve iş bulamayan insan var. Bu işsizlik toplumun bütün katmanlarını etkiliyor. Devletin fakir kartı dağıtmaktan çok istihdam pollitikası üretmesi lazım.  Evsizliği daha başlangıç aşamasında veya evsiz kalmak üzereyken müdahale ederek engellerseniz bu insanlar hem ekonominize pozitif değer olarak döner hem de siz vatandaşınıza sahip çıkmış olursunuz.

Röportajın Kaynağı: http://www.kacbizegel.com/2016/11/arsiv/genel/corbada-tuzun-olsun-ile-bir-kepce-dayanisma/

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir