Kıdem tazminatında Ali Cengiz oyunları
Aziz Çelik, T 24, 12 Temmuz 2012, Perşembe
“Ev alana kıdem tazminatının yarısı ödenecek” haberlerini birkaç gündür sıkça okuyoruz. Özellikle hükümete yakın medya adeta bir müjde havasında veriyor bu haberi. Memleketin önde gelen müteahhitlerinin yorumlarını da ekleyerek, bunun sadece çalışan için değil, inşaat sektörü için de fevkalade güzel bir haber olduğunun altını ballandıra ballandıra çiziyorlar.
İnsanın aklından şüphe edesi geliyor. Kıdem tazminatını yarı yarıya budayan, hak etme koşullarını zorlaştıran ve aslında işveren maliyetlerini düşürmeyi amaçlayan bir taslak çalışanlara bir müjde gibi sunulabiliyor. İnanılmaz bir bilgi karartması ve kirliliği ile yüz yüzeyiz. Peki ne oluyor kıdem tazminatı konusunda?
Kimin bu taslak?
Bu konuda daha önce T24’te “
Neden kıdem tazminatı fonu değil” başlıklı bir yazı yazmıştım. Ancak birkaç gündür üzerinde tartışılan taslak söz konusu yazıda ele aldığım risklerden çok daha fazlasını içeriyor. Konuyu önce 9 Temmuz 2012’de Hürriyet’te Şükrü Kızılot köşesine taşıdı. Daha sonra bu haberin kaynağının “Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkında Kanun Taslağı” başlıklı bir metin olduğu anlaşıldı.
Ancak ortada bir tuhaflık vardı. Çünkü bu taslak sosyal taraflara verilmemişti. Türk-İş ve DİSK bu taslaktan habersizdi. Dahası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de taslağı sahiplenmedi. “Bizim hazırlıklarımız sürüyor” dedi ve adeta “bizim taslağımız değil” demeye getirdi. Peki kimin taslağı bu? Kıdem tazminatı konusunda yapılacak bir düzenleme öncelikle Çalışma Bakanlığı’nın ilgi alanına girmez mi?. Peki Çalışma Bakanlığı değilse bu taslağı kim hazırladı? Taslağın içeriğine bakıldığında soruyu yanıtlamak zor değil. Taslak ekonomi yönetiminden, ekonomiyle ilgili bakanlıklardan çıkmış gibi duruyor.
Daha önce gündeme gelen kıdem tazminatı fonu taslak ve önerilerinin fersah fersah gerisinde olan bu taslak pür iktisadi bir zihniyetle, pür piyasacı bir zihniyetle hazırlanmış durumda. Anlaşılan, sendikaların şiddetle karşı çıktığı bir düzenleme için halkla ilişkiler (PR) çalışması yapmak istemiş ekonomi yönetimi. Ancak taslağı açıkça sahiplenmeye cesaretleri de yok. El altından sızdırıyorlar. “Ev alana kıdem tazminatının yarısı” gibi makyaj düzenlemeler ile kıdem tazminatının yarısının ortadan kaldırıldığını saklamaya çalışıyorlar.
Kıdem tazminatının yarısı gidiyor
Taslak ile kıdem tazminatı sistemi baştan aşağı değiştiriliyor. Mevcut sistemde çalışana bir yıllık çalışması karşılığında 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeniyor. Kıdem tazminatı işverenin bir yükümlülüğü durumunda. Çalışan (suçlu çıkarmalar hariç) işten çıkarıldığında, emekliliği hak ettiğinde, askere gittiğinde veya (kadın) evlendiğinde kıdem tazminatını alabiliyor.Kıdem tazminatı bu haliyle kısmi bir iş güvencesi mekanizması olarak da işlev görüyor.
Taslak ile bu parametrelerin tümü değişiyor. Kıdem tazminatının aylık prim şeklinde işçi adına açılan bireysel hesaba yatırılması ve bu hesabın da özel emeklilik şirketleri tarafından işletilmesi öngörülüyor.
Böylece kıdem tazminatının işten çıkarma ile bağı kopuyor. İşveren her ay prim ödüyor ancak işten çıkarma sırasında çalışana bir ödeme yapmıyor. Diğer bir ifadeyle kıdem tazminatı işten çıkarmada caydırıcı bir faktör olmaktan çıkıyor, iş güvencesi zayıflıyor.
Taslağa göre çalışanlar kıdem tazminatını hak edecek koşullara sahip olduklarında bu fona başvurarak kıdem tazminatını kısmen ve tamamen alabilecekler. Böylece kıdem tazminatının yıllık 30 gün üzerinden ödenmesi sistemi değiştirilmek isteniyor. Çalışan bireysel hesabında biriken prim ile onun nemasının toplamı kadar kıdem tazminatı alabilecek.
Taslakta yer alan hükümlere bakıldığında kıdem tazminatı ödemesinin yarı yarıya azalacağını söylemek mümkün. Zaten taslağın temel felsefesi de kıdem tazminatının budanması, daha teknik ifadeyle işgücü maliyeti içindeki kıdem tazminatı yükünün azaltılması. Peki bu nasıl yapılıyor?
Taslağa göre işverenler her ay kıdem tazminatı fonuna işçinin brüt ücretinin yüzde 4’ü kadar prim yatıracaklar. Çalışan işte bu prim ve nemalarını kıdem tazminatı olarak alacak. Ancak burada ciddi bir kandırmaca var. 30 günlük kıdem tazminatı şu anda işçinin brüt ücretinin yüzde 8.3’üne karşılık geliyor. Mevcut kıdem tazminatı maliyeti 8.3’tür. Taslak bunun yerine yüzde 4’lük bir kesinti öngörmektedir. Bu kıdem tazminatının yarı yarıya düşürülmesi ile eş anlamlıdır. Fondan ileride ödenecek kıdem tazminatları bugünün kıdem tazminatlarının yarısına düşecektir. Bu yüzde 4’ün nemasıyla bu farkın kapanacağı yönündeki iddialar ise deli saçmasıdır. Çünkü çalışanın ücreti de artacağı için bu nema artışı sadece işçinin ücret artışına paralel bir artış anlamına gelebilir. Yoksa hiçbir mucizevi nemalandırma sistemi yüzde 4’lük bir kesinti ile işçinin ilerideki ücretinin yüzde 8.3’ü oranında bir geri ödeme yapamaz.
Öte yandan tasarıya göre kıdem tazminatı ödemelerinin vergilendirilmesi de söz konusu olacaktır. Bugüne kadar kıdem tazminatından vergi kesilmesi söz konusu değildi.
Bugünkü kıdem tazminatı miktarı ile bile ev almanın hayal olduğu düşünülürse, yarı yarıya düşen kıdem tazminatının yarısı ile gelecekte ev almak nasıl mümkün olacak?
Dahası tasarı ile kıdem tazminatına erişim zorlaştırılıyor. İşten çıkarılana, askere gidene ve evlenen kadına kıdem tazminatı uygulaması kaldırılıyor.
Çalışandan alıp işverene vermek
Taslağın en çarpıcı yanı işverenlere sağlamış olduğu kolaylıklar. Taslağın özü de burada saklı. Kıdem tazminatı tartışmalarının arkasında yatan temel motifin işverenlerin kıdem tazminatından şikayetleri olduğu biliniyor. Taslak ile işveren üzerindeki yüzde 8 civarındaki kıdem tazminatı yükü yüzde 2.5’a düşürülüyor.
Kıdem tazminatı priminin yüzde 4 olarak saptandığını söylemiştik. Ancak işverenler fiilen yüzde 4’lük ödeme yapmayacak. Taslak ile halen işverenlerin işsizlik sigortası fonuna ödedikleri yüzde 2’lik primin yüzde 1.5’u kıdem tazminatı primi haline gelecek. Böylece işsizlik sigortası fonu kaynaklarının bir bölümü kıdem tazminatı primi olacak. İşsizlik sigortası fonu zayıflatılacak.
Özetin özeti: Kıdem tazminatında “Ali Cengiz oyunu”, şaşırtmaca gündemde. Bu taslak yasalaşırsa kıdem tazminatının yarısı uçacak. Çalışan ciddi hak kaybına uğrayacak, ancak işverenlerin işçilik maliyetleri yaklaşık yüzde 5.5 oranında düşecek. Küresel ekonomide rekabet güçleri artacak! O halde feda olsun kıdem tazminatı!
Son soru şu: Kıdem tazminatına dokunulmasını genel grev nedeni sayan sendikalar şimdi ne yapacak?
Kıdem tazminatında bardağın dolu ve boş tarafları
Şükrü Kızılot, Hürriyet, 11 Temmuz 2012, Çarşamba
PAZARTESİ günü,
“Yeni Kıdem Tazminatı Taslağı”nı açıkladığımızdan bu yana, Türkiye kıdem tazminatı konusunu tartışıyor. Özellikle, yeni tasarı ile işçi ve işveren açısından ortaya çıkabilecek, olumlu ve olumsuz sonuçlar merak ediliyor.
BARDAĞIN DOLU TARAFI
1) Hak Kaybı Sona Eriyor:
Mevcut uygulamada; doğum, istifa, başka işe geçme gibi nedenlerle işten ayrılanların, kıdem tazminatı yönünden hak kaybı oluyordu.
Yeni sistemde, hak kaybı sona erecek. Kıdem tazminatı bir havuzda (Emeklilik Gözetim Merkezi’nde) toplanacak. İşçi bir gün dahi çalışsa, kıdem hakkı doğacak.
2) Ev Alanlara Tazminatın Yarısının Ödeneceği:
Pazartesi günü de yazdığımız gibi, “ev alanlara” (hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısına bakılmadan), hak ettiği kıdem tazminatı ve getirisinin “yarısı” ödenecek.
Bu iyi ancak, yarısı yerine “tamamı ödenebilse” daha anlamlı olurdu.
3) İşverenin Zor Durumda Olmasının Tazminat Ödenmesini Etkilemeyeceği:
Mevcut sistemde, işveren zor durumda olması, iflas etmesi ya da tasfiyeye girmesi durumlarında, kıdem tazminatının ödenmesi tehlikeye giriyordu.
Yeni sistemde, kıdem tazminatının ödemede muhatap işveren olmuyor. Tazminatlar ortak bir fonda toplanacak ve paraya devlet güvencesi verilecek.
4) Herkes Kıdem Tazminatı Alabilecek:
Mevcut sistemde, 100 çalışanın yaklaşık 10’u kıdem tazminatı alabiliyordu. 90’ı belli bir süre çalışıp, çeşitli nedenlerle işten ayrıldıklarından, kıdem tazminatı alamıyorlardı.
Yeni sistemde, tazminatlar bir havuzda toplanacağından, kimsenin kıdem tazminatı kaybı olmayacak.
BARDAĞIN BOŞ TARAFI
1) Kıdem Tazminatı Her Yıl İçin Yarıya İniyor:
Mevcut uygulamada, kıdem tazminatı; “(en son brüt ücret) x (hizmet süresi)” şeklinde hesaplanıyor.
Yeni sistemde, aylık brüt ücretin yüzde 4’ü esas alınacağı için; “4×12 ay = 48” yani her yıl için aylık brüt ücretin yüzde 48’i oranında kıdem tazminatı, çalışma süresi ile çarpılacak.
Özetle, brüt ücretin tamamı değil, yüzde 48’i esas alınacak. Her yıla karşılık gelen kıdem tazminatı, yarı yarıya azalmış olacak.
2) 15 Yıla Kadar Kıdem Tazminatı Olmayışı:
Mevcut uygulamada; 15 yıldan az çalışanlara, gerekli koşulların oluşması durumunda (örneğin işverenin işten çıkarması halinde), kıdem tazminatı ödeniyordu.
Yeni yasaya göre, 15 yıldan önce (ölüm, beş yıl iş bulamama vb. durumlar hariç), 15 yıl ve 3.600 günü doldurmayana, kıdem tazminatı ödenmeyecek.
3) 15 Yılı Doldurana Tazminatın Yarısı Ödeneceği:
Mevcut uygulamada, 15 yıl ve 3.600 günü doldurana, kıdem tazminatının “tamamı” ödeniyordu. Yeni sistemde, “yarısı” ödenecek.
4) Evlenene ve Askere Gidene Ödenmeyeceği:
Mevcut uygulamada; evlenen kadınlara, evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde işten ayrılmaları halinde, kıdem tazminatının “tamamı” ödeniyordu.
Askere giden erkeklere de kıdem tazminatının “tamamı” ödeniyordu.
Yeni sistemde, her iki durumda da kıdem tazminatı hiç ödenmeyecek!
5) Getirisinden Vergi Kesintisi Yapılacağı:
Mevcut uygulamada, kıdem tazminatı tutarı gelir vergisine tabi değil.
Yeni sistemde, “kıdem tazminatı getirisi” ödenirken, getirisi stopaja “vergi kesintisine” tabi tutulacak.
6) Tazminat İçin 5 Yıl Bekleneceği:
İşten çıkartılan veya kendi isteğiyle ayrılan bir işçi, ayrıldıktan sonra bir iş bulamazsa, çalışmadan geçen beş yıllık süre dolduğunda, kıdem tazminatı ve getirisinin tamamını alabilecek.
7) Patronların Çalışanı Rahatça İşten Çıkartabileceği:
İşveren, işçinin işine son verdiğinde “kıdem tazminatı” ödemeyeceği için, yeni sistem yürürlüğe girdiğinde çalışanlarını daha rahatça işten çıkartabilecek.
İNCE BİR NOKTA
Tasarıya göre, işverenler işçinin brüt ücretinin yüzde 4’ü oranında “kıdem primi” ödeyecekler. Bu primi de “Emeklilik Gözetim Merkezi” adına açılacak bir hesaba yatıracaklar.
İlk bakışta, kıdem tazminatı olayının, işverene “brüt ücretin yüzde 4’ü oranında” bir yük getirdiği anlaşılıyor. Ancak, gerçek yük yüzde 2.5 olacak. Nedenine gelince, işverenlerin yüzde 2 oranında ödedikleri “işsizlik sigortası primi”, bu yasa ile birlikte yüzde 0.5’e inecek.
Kıdem tazminatı ile ilgili tasarıda, yasalaşması öncesinde bazı değişiklikler yapılması kaçınılmaz gözüküyor…