Şehadet Bir Çağrıdır – 18 Ekim 2024 Cuma Hutbesi
Emek ve Adalet Platformu olarak Diyanet’in toplumsal sorunlara ve siyasi meselelere değinmeyen, İslam’ın sermaye lehine ve devlet onaylı yorumunu empoze eden Cuma hutbelerine karşı, her Cuma günü Alternatif Hutbeyi okurlarımızın ilgisine sunacağız. (Öne çıkan görsel: Şehit Yahya Sinwar)
مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ رِجَالٌ صَدَقُوا مَا عَاهَدُوا اللّٰهَ عَلَيْهِۚ فَمِنْهُمْ مَنْ قَضٰى نَحْبَهُ وَمِنْهُمْ مَنْ يَنْتَظِرُۘ وَمَا بَدَّلُوا تَبْد۪يلًاۙ
“Müminlerdendir o erler ki Allah’a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar, ahidlerini hiç değiştirmediler.”
(Ahzab Suresi, 23. Ayet)
Kıymetli Kardeşlerim
Hepimizin dilindeki bir ezgide “şehadet bir çağrıdır, nesillere, çağlara” deniyor. Şehadet neyin çağrısıdır? Cihadın, Allah yolunda canı feda etmenin çağrısıdır şehadet. Allah’ın emirlerine çağrıdır, dünyada adaleti tesis etmeye ve zulmü ortadan kaldırmaya çağrıdır. Bu çağrının nesiller boyunca süreceği izah edilir.
Bir başka ezgide ise “Her şehit bir adımdır zafere / Her zafer bir umut kutlu yere” deniyor. Şehitlerin zafere birer adım olduğu gerçeği, modern hafsalalara sığmaz, artı – eksi hesabına uymaz. Çünkü nasıl olur da bir kişi (ya da onbinlerce kişi), bir komutan (ya da binlerce mücahid) kaybeden taraf zafere bir adım yaklaşabilir?
Çünkü bir şehit, bin gence yolu gösterir. Bin şehit, bir halka. Allah’ın yardımıyla, gözlerdeki perdeler kalkar, her şey açık seçik hale gelir. Şehide ve şehadet çağrısına sadakat gösteren bir halk, hangi ocağın tütmesi gerektiğini, hangi suyun sakası olunacağını görür.
Filistin halkı suyun hangi mecradan aktığını görüyor. Gümrah akan bir ırmak oldular, dolambaçlı yataklara tevessül etmiyorlar. Kendilerini kirsiz passız, arı duru sözleriyle, namussuzlara kanlı hançerleriyle ifade ediyorlar.
Aziz Kardeşlerim
Ortadoğu’da zulmün mimarı, emperyalizmin coğrafyamızdaki üssü İsrail ile savaşan Filistin halkı, şehadet çağrısına kulak vermiştir. Üstelik bunu nesiller, çağlar boyunca yapmıştır. Yüzyıldır şehadet çağrısının yolunda nice Filistinli yiğitler can vermiştir. Ve her şehit halkın direncini artırmış, Filistinlileri davalarında birbirine kenetlendirmiştir.
Ebû Ali Mustafa’dan Şeyh Ahmet Yasin’e, Ayet El Akras’dan Abdülaziz Rantisi’ye… Filistinliler canlarını feda etmekten hiçbir zaman bir adım geri durmadılar.
Şanlı Aksa Tufanı’nın ardından kaçmayan, korkmayan, şehadete yürüyen Gazze halkı, gelen onbinlerce şehit, kendilerinden önceki şehitlere, şehadete sadakat göstererek büyüdüğü için korku duvarını yıkmış, ölümü öldürmüştür.
Kıymetli Müslümanlar!
Her lidere nasip olmayacak bir makamdır, halkıyla omuz omuza savaşırken şehit düşmek. Ve hatta bu yönüyle dünyanın gördüğü en soylu önderlerden biri olmuştur, şehit Yahya Sinwar. Onun şehadetiyle yasa boğulan gönüllerimiz, yine onun vefatından evvel yaptığı konuşmalarla güç bulmuştur. Artık bundan sonra gözlerimizdeki nem, ellerimizdeki namlulara dönüşmelidir.
Düşmanın ona verebileceği en iyi hediyenin onu savaşarak öldürmeleri olacağını söylemişti şehit komutan. Nitekim yüce Allah dileğini yerine getirdi. Onu şehitlerin hizasına yazdı.
Yahya Sinwar’ın namlusu son ana dek Siyonist düşmana dönüktü. Onun sünnetini devam ettirmek, nemli gözlerimizi silip, namlularımızı düşmana yöneltmek, hepimizin boynunun borcudur.
Türkiye’den siyonist katil sürüsüne akan petrol borularını durdurmak, tüfeklerine çelik, karargahlarına çimento taşıyan limanları yıkmak boynumuzun borcudur.