Son Yıllarda Dünyadaki Büyük İşçi Hareketleri – III: Hindistan’da genel grev
Hindistan işçi ve emekçileri bu yılın başında dünya tarihindeki en geniş katılımlı grevini örgütledi. 8 Ocak Çarşamba günü gerçekleştirilen 24 saatlik genel greve ve greve destek için yapılan gösterilere yaklaşık 250 milyon kişi katıldı!
Grevin öncülüğünü kamu işçileri üstlendi. Özel sektör işçileri ve sigortasız çalışan işçiler de greve kitlesel bir şekilde katıldı. Tarım işçilerinin ve çiftçi örgütlerinin de greve katılım göstermesiyle grev Hindistan’ın kırsal bölgelerine de yayılmış oldu. Grevi on sendika konfederasyonu örgütledi. 175 çiftçi ve tarım işçisi örgütü de destek verdi.
Grevin 12 maddelik bir talepler bildirgesi vardı. Devletin kuracağı bir dağıtım sistemi yardımıyla yükselen gıda fiyatlarının düşürülmesi, işsizliğin azaltılması, iş kanunundan istisnasız tüm işçilerin yararlanabilmesinin sağlanması, tüm işçilerin sosyal güvenceye kavuşması, asgari ücretin ve emekli maaşlarının yükseltilmesi, özelleştirmelerin durdurulması, taşeron ve güvencesiz çalışmanın sonlandırılması öne çıkan taleplerdi.
Bu grevin anlamını kavramak için Hindistan’a dair biraz bilgi vermek gerekiyor. Hindistan dev bir ülke. 1,3 milyarlık bir nüfusa ve Türkiye’nin dört misli toprak büyüklüğüne sahip. Nüfusun %80’i Hinduizm, %14’ü İslam inancına mensup. Hindistan halkı, yaklaşık iki yüzyıl süren İngiliz sömürgeciliğini 1947’de sonlandırıp bağımsızlığına kavuştu. Federal bir cumhuriyet olan Hindistan’ın 28 eyaleti var ve dünyanın en kalabalık demokrasisi.
Ülke 2014’ten beri BJP isimli otoriter ve faşizan bir parti tarafından yönetilmekte. Aşırı düzeyde bir Hindu milliyetçiliği siyaseti izleyen BJP, Hindistan’ın Müslüman azınlığına karşı giderek artan bir ayrımcılığı ve şiddeti körüklüyor. Öte yandan ekonomide son derece sermayeci politikalar izleyerek işçi haklarını ve ücretlerini sürekli aşağıya çekiyor. Özelleştirmeyi, taşeronlaşmayı ve esnek çalışmayı yaygınlaştırıyor. Tüm bunlara Hindistan ekonomisinin 2019’da yavaşlaması ve işsizliğin yükselmesi eşlik edince 8 Ocak 2020’deki genel greve rekor bir katılım gözlendi. Genel grevin ana taleplerinden biri olmasa da pek çok sendika ve işçi, Müslümanların ayrımcılığa ve şiddete uğramasını da grev esnasında protesto etti. İşçi sınıfının birliğini ve halkların kardeşliğini haykırdı.
Hindistan işçileri ilk kez 1991’de bir günlük bir genel grev gerçekleştirmiş. O günden beri bir ya da iki günlük genel grevler, işçilerin gücünü ve birliğini gösterdiği özel bir eylem biçimi haline gelmiş. 1991-2020 arasında 19 kere bu tipte genel grev yapılmış. BJP’nin iktidara gelmesiyle birlikte giderek derinleşen işçi aleyhtarı politikalar bu grevlere katılımı arttırmış. BJP iktidarı sırasındaki ilk genel grev 2015’te yaklaşık 80 milyon kişinin katılımıyla gerçekleşmiş. 2016’da yapılan greve 150, 2019’da yapılan iki günlük greve ise 170 milyon kişi katılmış.
Kamu işçileri yanında bu kez özel sektör işçilerinin, kayıt dışı işçilerin, tarım işçileri ve çiftçilerin de kitlesel bir şekilde greve dahil olması 2020 grevinin 250 milyona dayanmasını sağladı. Bankacılık, taşımacılık, eğitim, kamu taşeronu işyerleri ve devletin sahip olduğu fabrikalar grevin en yoğun yaşandığı sektörler oldu. Özel sektör fabrikalarında otomotiv ve tekstil işkolu önplana çıktı. Taşımacılıkta sadece kamu sektörü değil özel sektör de yaygın bir şekilde greve çıktı. Tarım işçileri ve çiftçilerin greve katılımı beklenmedik ve görülmemiş bir düzeyde gerçekleşti.
Böylesi çok talepli ve tek günlük bir genel grevin sermaye yanlısı ve otoriter bir hükümet karşısında derhal somut bir kazanım elde etmesi mümkün değil. Zaten grevi örgütleyen sendikalar da böyle bir beklenti içinde değildi. Bu genel grevler Hindistan işçi sınıfını en geniş zeminde seferber etmek, işçi sınıfının örgütlülüğünü genişletmek ve gücünü göstermek için yapılıyor.
BJP hükümetinin sermaye aşığı otoriter duruşundan yakın vadede geri adım atmayacağı ve Hindistan ekonomisinin salgın sürecinde daha da bozulacağı kesin. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Hindistan işçilerinin 8 Ocak’ı bile geride bırakabilecek yeni genel grevlerle karşılık vermesi sürpriz olmayacaktır. Hindistan işçilerinin önümüzdeki yıllarda tüm dünya işçilerine örnek olacak çapta dev mücadeleler vermesi ve öncü kazanımlar elde etmesi muhtemel gözüküyor. 21. yüzyılda Hindistan işçi sınıfının, küresel emek mücadelesinin öncü güçlerinden biri olması sürpriz olmayacaktır.